TURAN YAZGAN’I ANLAMAK… / Yavuz Selim DEMİRAĞ
TURAN YAZGAN'I ANLAMAK... / Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yıllar su gibi akarken geride ne çok tortu bırakıyor. Dile kolay Turan Hocayı yitireli 5 yıl olmuş. Ondaki heyecan ve enerjiyi kimselerde göremedim. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı'nı kuruluşundan son nefesini verdiği güne kadar o kadar çok çalıştı ki hiç birimiz hızına ulaşamadık. Sevdalı olduğu Türkistan coğrafyasındaki seyahatlerinden bir kaçına katılma şansı elde etmiştim. Kıt imkanlarla yaptığı büyük işlere tanıklık ettim. Hepimizi uyutmadan yatmaz, bizden önce kalkıp çalışmaya devam ederdi.
Sovyetler Birliği daha dağılmadan Türk Dünyası ile ilk temasları o sağladı. Hantal bürokrasiye rağmen umudunu yitirmeden ısrarla okul binaları için çabaladı. Kuyumcu titizliğinde öğretmen seçerdi. Peşinen "paramız yok, aç kalmayacak kadar imkanı değerlendirip çok zengin eğitim vereceksiniz" derdi. Sadece öğretmenleri değil, öğrencileri de tek tek mülakata alırdı. En az üç referans ister her birini teyit etmeden bir Allahın kulunu kaydetmezdi.
Turan Hoca'nın Türk Dünyası'nda okullar kurmasından en çok FETÖ rahatsız oldu. Dolayısı ile 'Sam Amca'nın işine gelmiyordu. Turan Hoca'nın Türk Dünyası Çocuk Şenlikleri'ne yıllar boyu getirdiği çocuklar şimdi büyüyüp ülkelerinin önemli merkezlerinde görev yapıyor. Hoca FETÖ'nün örümcek ağı gibi okullar kurmasının ardında büyük tehlikeler yattığını açıkça beyan eden ilk yürekli ses idi. Bu gün milyarlarca dolar hesapları yapılan ajan okullarının hayırseverlerin yardımları ile inşaa edilemeyeceğini belirterek "bu işin altından bir çapanoğlu çıkacak... Bunlar Türkçe ders vermiyor. Amerikan kolejlerini devamı" derdi. Bu düşüncelerini devletin yetkili ve etkili kurum ve kuruluşlarına yazılı olarak ilettiği gibi, sözlü olarak da ifade etmekten çekinmedi. Bu yüzden FETÖ'nün hedefi haline geldi. Vakfa devlet yardımları kesildi. Bağışçılar tehdit edildi. Vakfın dergi ve yayınlarına örtülü ambargo uygulandı. Okullara kaydolan öğrencilerin ailelerine baskı yapıldı. "Turan Hoca paralı eğitim veriyor, biz ise ücret almıyoruz. Allah rızası için yapıyoruz" diyerek önünü kesmeye çalıştılar. Çeşitli ülkelerle yerel yöneticilere rüşvetler dağıtarak yeni okulların açılmasını önlediler. Mevcut okulların kapanması için türlü türlü tezgahlar kurdular. Turan Hoca'nın ne şamanlığı kaldı ne de dinsizliği her türlü iftirayı attılar. Yetmedi O'nu Ergenekon kumpasına dahil etmek istediler. Aba altından sopa gösterip tutuklu Ergenekon sanıkları ile irtibatlarını iddianamelere eklediler. Hukuksuz telefon dinleme kayıtlarını duruşmalarda okudular. Üzüntüden kanser oldu. Zamansız aramızdan ayrıldı uçmağa vardı.
Peki Hoca'yı kaybedeli 5 yıl içinde neler oldu... 17-25 Aralık olayı patladı... FETÖ'nün cilalanmış yüzü açığa çıkmaya başladı. Dershaneleri, gazeteleri, televizyonları kapandı. 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşandı. Devlet derin uykudan uyanıp yurt dışındaki ajan okullarının kapanmasını ya da Erdoğan'ın oğlunun kurduğu Vakfa devredilmesi için milyonlarca dolar akıttı ve akıtmaya devam ediyor.
Turan Hoca'nın heykeli dikilmelidir. O'nun geride bıraktığı en büyük miras olan Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı'na devlet yardımı yapılmalıdır. Bu konuda hükümetin yancıları kıllarını kıpırdatmıyor. Bakanların "çerez parası" dedikleri miktarlarla nelerin yapılacağını kanıtlamış bu vakıf yaşamalıdır.
Turan Yazgan Bilge Kaan'ın huzurundadır...
Prof. Vahdettin Engin; “Lozan’ı doğru anlamalıyız”
23 Kasım 2018 Cuma / Prof. Engin; “Lozan’ı doğru anlamalıyız”
Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde öğretim üyeliği görevini sürdüren Prof.Dr. Vahdettin Engin, Eğitimci - Yazar Emel Engin ile birlikte Akça Koca Kültür Platformunda konuştu ve "Lozan'ı Doğru Anlamak" konusunda İzmitlilere bilgi verdi.
Bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun…
10 YUMURTA KAÇ ÖĞRETMEN EDER...???? Doç.Dr. Süleyman ÇOŞKUNER
Mutlaka okuyun derim)
Her okuduğumda gözümden yaş süzülür.
Daha ilkokuldayım. Evde telefon çaldı. Koştum, açtım. Babamın okul arkadaşı Kerim amca. O da babam gibi öğretmen. Çocukluğumuzun öğretmenleri işte… İki söz arasında hemen birkaç soru, her fırsatta öğretmenliği yaşıyor ve yapıyor. Telefonda hemen sınav başlıyordu...
-Zafer, İstiklâl Marşımızı kim bestelemiştir?
- Zafer, Konya’nın plakası kaç?
Hepsini yanıtlıyorum.
KANDIRA’DA “KARİYER KONUŞMALARI”
KANDIRA’DA “KARİYER GÜNÜ”…
Kandıra Lisesi Mezunları Derneği yöneticileri, düzenlediği organizasyon ile kariyerlerinde söz sahibi eski mezunlarını ilçe gençleriyle buluşturdu.
Bu yıl “Kariye Konuşmaları” adı altında ikincisi düzenlenen etkinliğin ev sahipliğini Kandıra Lisesi Mezunları Derneği ile birlikte Akçakoca Anadolu Lisesi Müdürü Recep Özaydın ve Okul Rehber Öğretmeni Şüheda Raşitoğlu gerçekleştirdiler. Etkinliğin adresi ise Kandıra Prof.Dr. Turan Güneş Kültür Merkezi’ydi.
TEBLİĞ VE TEMSİL – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
TEBLİĞ VE TEMSİL - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Kısa adı İSAV olan İslami İlimler Araştırmalar Vakfı sessiz ama önemli hizmetlere, gelişmelere imza atıyor. İstanbul Laleli’de bir apartmanın giriş katında kurulduğu(1970) günleri hatırlıyorum. Mütevazi bir yerde zaruri bir atılıma hazırlanılıyordu. O günlerden Prof. Dr. Ali Özek ve Sabri Özpala isimleri hala hatırımda. Ağabey-kardeş ilişkilerimiz, dostluklarımız da eksilmeden artarak devam etti. İSAV neredeyse yarım asırlık bir hizmet akademisi. Çok sayıda milletlerarası tartışmalı ilmi toplantı gerçekleştirdi ve bunları kitaplaştırarak yayınladı. Önemli bölümüne de katıldım. Partneri de genelde Üniversiteler. Son toplantısını İstanbul’da yaptı ve “Yeni Usullerle İslami Tebliğ ve Temsil” konusunu gündeme taşıdı. Eresin Topkapı Oteli’ndeki etkinliğe İran, Güney Afrika, İtalya, Fransa, Güney Kore, Çad, Liberya ve Nijerya’dan da Müslüman ilim adamları ve temsilciler iştirak etti.
Topuz ailesi misafirimiz oldu..
19 Kasım 2018 Pazartesi / Veysel Topuz ağabey Kandıra Bağırganlı’dan. Emekli asker.. Oğlu Melih bey yıllardır Avustralya’da..
Dolmabahçe Sarayı mavisinin izinde – Bihter GÖRDÜ
1938 Kasım’ından beri taş kesilmişcesine kapısında nöbet tutan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı askerlerinin önünden geçecek ve Dolmabahçe Sarayı’na gideceğim bugün. Salacak’tan çıktım yola Üsküdar’a doğru keyif içinde yürüyorum. Oynaşan balıklar ile masmavi denizi görmek beni heyecanlandırıyor. En çılgın yönlerim ruhumun kıyısına vuruyor. Neşe doluyorum. Bolluk, bereket enerjisi depoladığımı hissediyor, iç huzurumla kucaklaşıyorum. Sımsıkı sarılıyoruz birbirimize. Ruhum ve zihnim el ele verip dinginliğe kavuşuyor. Samimiyet enerjisi kaplıyor içimi masmavi görünce. Tüm yorgunluğumu alıyor, kalp ağrılarımı hafifletiyor, kendimi güzel hissettiriyor mavi.