CUMHURİYET TARİHİNİN EN ZOR GÜNLERİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
CUMHURİYET TARİHİNİN EN ZOR GÜNLERİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, artan terör saldırılarına ilişkin geçen hafta (19 Şubat’ta) yaptığı değerlendirmede “Cumhuriyet tarihinin en zor günlerinden geçiyoruz” dedi.
Aynı Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olarak görev yapmakta iken Mart 2009'da "yakında çok güzel şeyler olacak" diyerek “müjdeler” vermişti.
Bu müjde ile “çözüm süreci” başlatıldı. Bu müjde ABD’nin Irak’tan çekilme kararı sonrası Türkiye’nin önünde açılan aydınlık geleceğin işareti olarak değerlendirildi.
Fakat Gül’ün bu iki sözü arasındaki zaman diliminde “çok güzel şeyler” bir türlü olmadı. Tam aksine “Cumhuriyet tarihinin en zor günlerini” yaşamaktayız.
Bu süreç herhalde devleti yönetenlerin bilgi ve iradesi dışında, doğal bir afet sebebiyle falan olmadı.
Öyleyse sorumluların hadi harakiri yapmak, istifa etmek gibi “onurlu” (haysiyetli) eylemler yapmayı, bir özür dilemeleri, hiç olmazsa bir özeleştiri yapmaları gerekmez mi?
Ne gezer…
Dönüş yolunda Altnten Ailesine misafir olduk
20 Şubat 2016 Cumartesi / Mehmet Uslu ağabeyi anma toplantısı sonrası İzmit’e dönerken Kandıra çıkışında durakta Salim Yaşar’ı görüp otomobilimize buyur ettik, Sonrasında Kocabayramlar’da Muhammet Altınten ağabeylere uğradık.
SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM –28 / Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM –28 / Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
"Milli benliğini yitirmiş uluslar, başka milletlerin avıdır." Mustafa Kemal ATATÜRK
12 ülke, Akdenizde güç gösterisi yapıyor (9.12.2015-Milliyet)
Kandıra’da Meşenin Gölgesi kıraathanesin de..
20 Şubat 2016 Cumartesi / Mehmet Uslu ağabeyin vefat yıldönümü Kandıra Yeni Camide yatsı namazına müteakip gerçekleşti.
Şehir, mimari, sosyal hayat – Dr. Aziz ALEMDAR
Şehir, mimari, sosyal hayat – Dr. Aziz ALEMDAR
Mescid‐i nebevi de temelleri atılan, İslam tasavvuru, şehir devleti ve toplum yapılanması, zaman ve sayının artması ile büyüyerek, sıfırdan Bağdat’ı kurarak günümüze kadar geldi. Bu medeniyet birikimimizin artık gökdelenlere evrildiğini görüyoruz.
Dallas dizisini seyrederken her 5 dakikada bir kentin havadan hızlı turunu müşahede ettiğimizden midir? Öyle derin bir hayranlık ve istek ile hatta kıskançlıkla baktığımızdan mıdır? Bilmem….
3 bin yılı aşan tarihi ile 3 büyük medeniyete baş﴾kent﴿ lik yapan İstanbul’da gökdelenler, hem de akıllılarından, yükseldiğinde toplumca sevinmiştik…
Evet başarmıştık. Bizde muasır medeniyet seviyesine çıkıyorduk işte. Konvertibiliteyi, alternatifi biliyorduk ya…. gerisi çocuk oyuncağı.
Hatta K‐D‐V yi de hesaplıyorduk kafadan, makine yardımı almadan.
Ülkemizin mezralarında bile ”alouuu” diyebiliyorduk.
Dr. H. İbrahim Kahraman’a geçmiş olsun ziyareti
20 Şubat 2016 Cuma / Dr. Halil İbrahim Kahraman iyi bir hekim, ağabey ve dost.. Geçen hafta sağlık problemi ile ilgili bir başarılı operasyon geçirdi. Şükürler olsn çok çok iyi.
Dr. Kemal Tekden; “her çocuk en az bir alanda yeteneklidir.”
19 Şubat 2016 Cuma / Hasan Uzunhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformu’nun geleneksel hale gelen toplantısında TÜZDEV - Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı Genel Başkanı Dr. Kemal Tekden konuştu.
Gençlerle Başbaşa 4 “Başkanlık Sistemi Nedir?” – Emre Bursalıoğlu 25 Şubat 2016 Perşembe Saat:19:30 Emex Otel
“Cihad – Gazi – Şehid” – İşadamı, Araştırmacı – Yazar Oğuz ÇETİNOĞLU
Cömert, üreten, dost ve muhabbet ehli İşadamı, Araştırmacı - Yazar Oğuz ÇETİNOĞLU ağabeye teşekkürlerimi sunarım.
Cihat Kaymas İstanbul’a uğurlandı
18 Şubat 2016 Perşembe / Menkul Değerler AŞ İzmit Şube Müdürü Cihat Kaymas İstanbul’a uğurlandı.
Bodrum Gurme Cafe’de sohbet ve çay keyfi..
9 Şubat 2016 Salı / Kazım Kahraman amcamızın 7.gün okumasından sonra Bodrum Gurme Cafe’ye geçtik. Çaylarımızı yudumlarken sohbet etme imkanı da bulduk..
ÇOCUĞUNUZUN YETENEKLERİNİ NASIL KEŞFEDERSİNİZ?
''TÜZDEV ZEKA ve YETENEK ARAŞTIRMA LABORATUVARI'
Zeka ve Yetenek testlerimiz için lütfen bilgi alınız.
(0216) 335 01 60-61
BÜYÜCÜNÜN ÇIRAĞI – Ahmet ALTAN
BÜYÜCÜNÜN ÇIRAĞI - Ahmet ALTAN
16 Şubat 2016 Salı 21:45
Devletlerin tarihinde çok korkunç, çok kanlı, dehşet verici sahneler boldur, neredeyse her devletin tarihinde vardır bunlar ama insanda sanki derisinin üzerinde salyangoz yürüyormuş duygusu uyandıran kaygan sahnelere çok da fazla rastlanmaz.
Benim için böyle sahnelerin en tipik örneği Enver Paşa’dır.
Sadrazam Said Halim Paşa’nın yalısındaki kabine toplantısına biraz geç gelen Enver, yüzünde gülücüklerle hükümet üyelerine aynen şöyle der:
“Bir çocuğunuz oldu beyler.”
Osmanlı kabinesi, tarihin en büyük imparatorluklarından birinin “cihan savaşına” katıldığını bu sözlerle öğrenir.
Almanlarla anlaşan Enver tek başına imparatorluğu savaşa sokmuş, “müjdeyi” de hükümet üyelerine bu garip sözlerle vermiştir.
Enver Paşa’nın savaşa girdikleri için böylesine sevinçli olmasının birçok nedeni olabilir ama en önemlisi, her istediklerinde devletin yönetimini ele geçirebilen ama devleti asla yönetemeyen İttihatçıların her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırdıktan sonra “çıkış” yolu olarak sadece savaşı görmeleridir.
O “çıkışın” nereye çıktığını biliyoruz.
Milyonlarca insan öldü, imparatorluk paramparça oldu, o “müjdeyi” veren Enver Paşa binlerce kilometre uzaktaki bir tepenin eteğinde vurulup, “şehitlik” geleneğince kanlı elbiseleriyle gömüldü.
Bugünkü yöneticilerin, Suriye ve YPG ile ilgili açıklamalarını okudukça aklıma Enver’in “müjdesi” geliyor, “bir çocuğunuz oldu beyler,” hamasi palavraların arkasına saklanmaya çalışan sevinç, İttihatçıların sevincine çok benziyor.