
“Hülagü Caps Hayali Karakter” de yer alan fotoğraf..
Hülagü Caps
Hayali Karakter
Bu sayfa Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü için yapılan capsleri derlemek için açılmıştır.
Bugün Kandıra Kocabayramlar da..
7 Ocak 2015 Çarşamba / Kandıra Kocabayramlar fotoğraflarını Çağrı Başaran beyefendi bugün çekmiş.. Facebookta da paylaşmış.. İzni ile..
Fazla mesaide işçi onayı alınmalı! – İbrahim IŞIKLI
Fazla mesaide işçi onayı alınmalı! - İbrahim IŞIKLI
İş Kanunu'nda yapılan düzenlemelere göre fazla çalışma uygulamalarında esneklik benimsenmiş olup işçinin yaptığı fazla çalışmalara karşılık talep etmesi halinde serbest zaman kullanmasına imkân tanınmıştır.
"Fazla mesaide işçi onayı alınmalı!"
İş Kanunu’nun 41. maddesinde, iş sürelerinde yapılan değişiklikler esas alınarak fazla çalışma süresi ve fazla süreli çalışma belirlenmiş ve bunlara uygulanacak fazla çalışma ücreti ile fazla süreli çalışma ücretinin hesaplanması yöntemleri düzenlenmiştir.
İşçi onayı
İş Kanunu’nun 41. maddesi “fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.” demek suretiyle fazla çalışmanın işçinin onayına bağlı bulunduğunu net olarak ortaya koyarken, ilgili Yönetmelik, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının alınması gerektiğini, zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmayacağını hükme bağlamıştır.
Yönetmelik ayrıca, fazla çalışma ihtiyacı olan işverence söz konusu onayın her yıl başında işçilerden yazılı olarak alınacağını ve işçi özlük dosyasında saklanacağını düzenlemiştir.
Fazla çalışmanın belgelenmesi
Yapılan fazla çalışmanın belgelendirilmesi gereklidir. Nitekim yönetmeliğin 10. maddesine göre, işveren, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırdığı işçilerin bu çalışma saatlerini gösteren bir belge düzenlemek, imzalı bir nüshasını işçinin özlük dosyasında saklamak zorundadır. İşçilerin işlemiş olan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma ücretleri normal çalışmalarına ait ücretlerle birlikte, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32 ve 34'üncü maddeleri uyarınca ödenir. Bu ödemeler, ücret bordrolarında ve İş Kanunu'nun 37'nci maddesi uyarınca işçiye verilmesi gereken ücret hesap pusulalarında açıkça gösterilmelidir.
Cezai müeyyide
İş Kanunu’nun 102. maddesinin C fıkrasına göre, 41'inci maddesinde belirtilen fazla çalışmalara ilişkin ücreti ödemeyen, işçiye hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında kullandırmayan, fazla saatlerde yapılacak çalışmalar için işçinin onayını almayan işveren veya işveren vekiline, bu durumda olan her işçi için 2015 yılında ikiyüz yetmiş (270 TL) Türk Lirası idari para cezası verilecektir.
Kaynak: Dünya
Dananın Kuyruğu! – Mustafa Küpçü
Dananın Kuyruğu! - Mustafa Küpçü
AKP’li “Bakan çocukları” ve babaları, Meclis Soruşturma Komisyonu’nun “AKP’li üyelerinin oylarıyla” Yüce Divan’da yargılanmaktan kurtuldular!
Bu olay, Türk Siyasal Tarihi’nde “skandal” olarak yer alacaktır!
AKP iktidarı, “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olarak hüküm giydiğinden bu yana, tüm karşıtlarına karşı “hırçın ve saldırgan” bir tepki içinde.
Türk Ordusu’na “KUMPAS” bu olaydan sonra kuruldu!
Neydi iddia?
“Ordu içinde bir grup, AKP iktidarını DARBE ile indirmek istedi!”
Genelkurmay Başkanı’na kadar yüzlerce Türk Subayı, siyasetçisi ve gazetecisi “savunma hakları gasp edilerek”, “sahte belgeler” ve “gizli tanıklarla” “Özel yetkili Savcılar ve Mahkemeler” eliyle yargılandı, mahkum edildi.
Başbakan Erdoğan, karşısına çıkan her muhalefet eylemini “AKP’ye karşı DARBE eylemi” olarak yaftaladı!
Sonra bir gün, şimdi Başbakan Yardımcısı olan kişi; “Orduya KUMPAS kuruldu” dedi!
O güne kadar, Başbakan Erdoğan; “Ben bu davanın savcısıyım” diyordu! Bu davaların şöhretli savcısına “milyon liralık zırhlı otomobil tahsisi” yapıyordu!
Anlaşıldı ki, “siyasal yol ortağı” ile araları açılmış!
Geçen yıl 17-25 Aralık tarihlerinde bazı bakan çocuklarının lüks dairelerinde ve bir bankanın genel müdürünün evinde ayakkabı kutularında milyon dolarlar yakalandı. Baskınlar kameralarla tespit edildi. Bakanların çocuklarıyla, Başbakan’ın oğluyla yaptıkları ses kasetleri medyaya ve sosyal medyaya düştü!
Dediler ki; “Bu paraları Paralel Yapı ya da onların emrindeki polis koydu!”
Olayın kahramanları, özel dairelerine konan bu büyük paraları fark edemediler mi?
Sonra, bu operasyonu yapan Savcılar ve polisler darmadağın edildi! Kimileri meslekten atıldı! Olayın üstü örtüldü!
Yarımca Türk Kahvesinde..
4 Ocak 2015 Pazar / Körfez’de katıldığımız toplantı sonrası geçen dönemin Derince Belediye Başkanı Dr. Aziz Alemdar, Akça Koca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu ve Dr. Oktay Taşolar ile birlikte Yarımca sahilindeki Türk Kahvesine geçtik.
Kandıralıların 22. şeref yılı programı
Tarih: 13 Ocak 2014 Salı
Saat: 19:00
Yer: Otel Asya - İZMİT
Pazartesi akşamı Umuttepe de..
5 Ocak 2015 Pazartesi / Akşam saatlerinde gittiğimiz Umuttepe’deki KOU Uygulama ve Araştırma Hastanesinde çok sevdiğimiz yakınımızı ziyaret ettikten sonra Hasan Baykara kardeşim bizi ilerideki Orman İşletmesine kadar götürdü.
Dr. Fatma E. Turan’ın konferansı.. 30 Aralık 2005 / Nostalji
30 Aralık 2005 Cuma / Dr. Fatma E. TURAN “SÖZ SIRASI GENÇLERDE” programında, 33. konuşmacı olarak “TIP İLMİNDE BİR ALTIN HALKA; TÜRK-İSLAM TIBBI” konusunda 30 Aralık 2005 Cuma akşamı 19:30 – 21:00 saatleri arasında Otel Asya – İZMİT adresinde bilgi vermiştir.
Körfez Karadenizliler Derneği’nin Geleneksel 10. Hamsi Partisi..
4 Ocak 2015 Pazar / Körfez Karadenizliler Derneği'nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği, Hamsi Partisi etkinliği Tütünçiftlik Atatürk Bulvarı No:1/A adresinde yoğun katılımla gerçekleştirildi.
TÜRK MİLLETİ İHANET EDENLERİ UNUTMA(Z) – Av. Ruhittin SÖNMEZ
TÜRK MİLLETİ İHANET EDENLERİ UNUTMA(Z) – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Başbakan Davutoğlu, “Bu millet sadakati de, ihaneti de unutmaz” dedi. Beni bu cümle çok rahatlattı.
Çünkü 12.08.2012 de yazdığım bir yazının son cümleleri şöyle idi: “Bütün meselelerimizin çözümü için ilk şart, Türk milleti olarak ihanet içinde olanları affetmemek, gaflet ve dalalet içinde olanları uyandırmak, uyanmayanları tasfiye etmektir.”
Başbakan’ın teşhisi doğru ise, yani hainleri unutmaz isek, ülkemizin bölünmesinden endişe etmemize gerek yok.
Bu durumda Haziran ayında yapılacak seçimlerde Türk Milleti ihanet edenleri ve de gaflet ve dalalet içinde olanları tasfiye eder.
Yılbaşının ilk saatleri..
1 Ocak 2015 Perşembe / Yeni yılın ilk saatinde Kandıra yolu üzerindeki Mandıra Sapağına gittik.
Okullar bugün tatil..
Kenti etkisi altına alması beklenen yoğun kar yağışı nedeni ile il genelindeki tüm okullar tatil edildi. Kocaeli Valiliği ilk ve orta öğretim eğitimi veren okulların tatil edildiğini duyururken Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü ise tüm kampüslerde 1 gün süreyle kar tatili yapılacağını duyurdu.
KİM DEMİŞ BU DÜNYA YALANDIR DİYE – Av. Tevfik KARABULUT
KİM DEMİŞ BU DÜNYA YALANDIR DİYE – Av. Tevfik KARABULUT
Kim demiş bu dünya yalandır diye
Bir var bir yok olan biz değil miyiz?
Bahar gibi gelip güz gibi giden
Bir açıp bir solan biz değil miyiz
Yalan derler, milyar yılı devirdi
Nice ben diyene dersini verdi.
Bu dünyaya rağmen kim sefa sürdü
Yüz yılı bulmayan biz değil miyiz
Dersler verir anlayana bin kere
Eğri nere doğru nere düz nere
Hayatı geçirip yine boş yere
Dersini almayan biz değil miyiz
Körfez Karadenizlilerde Şampiyon Okutanspor
Körfez Karadenizlilerde Şampiyon Okutanspor
1 Ocak 2014 Çarşamba / Mustafa Akın başkanlığındaki Körfez Karadeniz Kültür Platformu’nun düzenlediği futbol turnuvasında şampiyonluğu Okutanspor göğüsledi.
Kocaeli Millî Kuruluşlar Birliği kararları..
Kısa adı KMKB olan ve 2009 yılından beri millî hassasiyete sahip teşekküllerin temsil platformu olarak faaliyette bulunan Kocaeli Millî Kuruluşlar Birliği yeni yılın ilk toplantısını haftasonu İzmit Öğretmenevi’nde kahvaltılı olarak yaptı.
Osmanlıca ile ne amaçlanıyor (2) – Prof. Dr. Atilla ÇETİN
Osmanlıca ile ne amaçlanıyor (2) – Prof. Dr. Atilla ÇETİN
TARİHÇİArşivci Prof. Dr. Atilla Çetin'in 'Osmanlıca yaygarası (1)' başlıklı yazısının ikinci ve son bölümünü yayınlıyoruz.
Osmanlıcanın engin deryasında yüzmek, kulaç atmak için önce sizin neyi amaçladığınızı bilmeniz gerekir. Roman mı, son devir gazeteleri mi, maliye kayıtları mı, yoksa siyasi konular ve Divânı Hümâyûn belgeleri veya defterleri mi, 19. yüzyıl Babıâli'sinin veya Hariciye Nezareti'nin sefaretlerin raporları mı?
Osmanlıcada en önemlisi Arapça ve Farsçadan alınan kelimelerin yanı sıra gramer kaideleridir. Bu iki dil o kadar Osmanlı aydınının ruhunu ve gönlünü doldurmuştur ki, bazı Türkçe kelimeler bile Arapça kaideye göre çoğul yapılmıştır. Mesela, köprü, peynir kelimeleri; kevâpir, penâyir şeklinde çoğul yapılmıştır. Gerek gramer gerek imla yönüyle de birçok kusurlar taşıyan bu yazının bu yönleri bilinmeden nasıl Osmanlıca öğretilecek, nasıl eksiksiz okunabilecek. Günümüzde birçok akademisyenin bile kitap ve arşiv vesikalarını okumada nice yanlışlar yaptıklarını
nice dağları devirdiklerini görüyoruz. Buna üzülüyor, hayretler içinde kalıyoruz.
Bu tür kültür işleri ciddi yerlerde, ciddi kişilerle görüşülmeli etraflıca tartışılmalı ve sonuca varılmalı.