Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
27Haz/180

SİYASET MÜHENDİSLİĞİ – Süleyman PEKİN

SİYASET MÜHENDİSLİĞİ – Süleyman PEKİN

Siyaset bir sanat değildir ve fakat bir mühendislik ve bir tasarımdır. Ki bilim dallarıyla da her daim rabıta halindedir.

İlm-i siyaset Sokrat’tan Farabi’ye, Nizam’ül-Mülk’ten Şeyh Edebali’ye, Yusuf Has Hacip’ten Makyavelli’ye, Kant’tan Karl Marks’a değin çokça tarif ve tasvir olunmuştur. Dahası her siyasetçinin kendine has yoğurt yiyişi vardır.

Türk siyaset tarihi, kut’sanmış monarşilerin tekliği ile devlet teşkilatının ikiden başlayarak birçok unvan sahibinin yetkilendirilmesinin çokluğu arasında bir yerdedir.

40–50 asrı bu alışkanlıklarla ikmal eyledik. Son 1 – 1,5 asırda da kutsanmış kişilerin vicdanına bıraktığımız faziletleri ilkeselleştirdiğimiz bir sistem üzerinde tecrübe etmekteyiz. Sebep olandan, katkı sunandan Allah razı olsun.

İkili bir icra, üçlü bir denge – denetim fabrikasyonu üzerinden bugünlere geldik ve an itibarıyla olayı kadim evredeki gibi tekleştirerek eski alışkanlığımıza döndük.

21Haz/180

MENBİÇ VE KANDİL İÇİN GİDİŞAT ANALİZİ – Süleyman PEKİN

MENBİÇ VE KANDİL İÇİN GİDİŞAT ANALİZİ – Süleyman PEKİN

Dış politika iç politikadan öce gelir. Ve asıl itibar saray - şatafat değil ordaki başarıdır.

Cumhuriyet’i kuran kadro Osmanlı’nın yükseliş devrinden bu yana en başarılısıdır. Bilhassa 1938’e kadarki Atatürk öncüllüğü, çamura saplandıkça ilkelerinin kıymetini idrâke başladığımız bir özgünlüktedir.

2002’ye kadarki sağ’lısol’lu ve bazen koalisyonlu Hükümetler, kurucu iradenin ilkeselliğinde idare-i maslahatla yılları desteleyip durdular; ne ileri, ne geri.

Yıl olarak M.Kemal Atatürk’ten daha fazla ülkeyi yönetme imkanı bulan Adalet - Kalkınma yada R.Tayyip Erdoğan Hükümetleri “Tezkere” ve “Çuval”la başladığı Küresel Güçlerin idaresine maslahat eden dış politikayı ancak bir düzine yıldan sonra terk edebilmiştir.

15Haz/180

‘AK GÜLLER, KARA GÜLLER’, DİNÎ TEŞEKKÜLLER – Süleyman PEKİN

‘AK GÜLLER, KARA GÜLLER’, DİNÎ TEŞEKKÜLLER – Süleyman PEKİN

“Müslüman, İslam’ı öyle canlı ve diri yaşa ki seni öldürmeye gelen de sende dirilsin!”

Bir zamanlar Diriliş Partimiz bile vardı. Ve şiir geceleri ‘Zambaklar en kuytu yerlerde açar’la başlardı.[1] Gözyaşı Geceleri, talebe hizmetleri ve imanî sohbetlerle aydınlanırdı akşamlar. Amatör radyolar, amatör ama Allah rızasını dilinden düşürmeyen Müslümanlar.

Müslüman çalmazdı.

Müslüman kandırmazdı.

Müslüman hile yapmazdı.

Bu geniş zaman kipleri içinde birinci tekil şahıslar azdı. Dervişe, sofiye, ihvana, imam - hatipliye; kasayı, makamı, devleti teslim edecektiniz iş bitecekti. Beş’e beş kattın mı Müslümanın karesiydin, bir yere müntesipsen küp.

7Haz/180

ALİ KOÇ BAŞKAN DA KİM ŞAMPİYON? – Süleyman PEKİN

ALİ KOÇ BAŞKAN DA KİM ŞAMPİYON? – Süleyman PEKİN

Bir: Sermaye şampiyon. Genelkurmay ihalelerini bile alan bir işadamı - müteahhit gitti, Türkiye’nin en büyük iş ailesinin bir ferdi geldi. Sorarsan Fenerbostanlılar pek mesrur. Hatta muhalefetün li’l-havadis takımı “20 yıllık Başkan gitti, sıra 16 yıllık olanda” havalarında.

Fenerbahçe Cumhuriyeti diyorlar ya bende ciddiye alıp soruyorum: Habu kulübe FB’li bir fabrika işçisinin yada FB’li bir Bağ-Kur emeklisinin veyahut FB’li bir kamu çalışanının başkan olma olanağı var mı? Yani emeği, alınteri ve az ama helal kazancıyla birinin seçilme ihtimali yüzde kaçtır?

İki: Taraftar şampiyon yancısı. Biliyor ki bir paralı adamdan daha büyük paralı adama geçerken o paranın takıma yada kendisine yansıyıp nasipdar olma düşüncesinde. Yoksa eli cebinde çömez Başkana eskisini (efsane başkan) 4’e katlatarak niye harcatsın?

31May/180

MİLLETİN TABULARI, TABASBUSLARI – Süleyman PEKİN

MİLLETİN TABULARI, TABASBUSLARI – Süleyman PEKİN

Tabu tanrı parçacığı(!)dır. Put’un post-modern halidir. Batı dillerinden bize gelse de işin temelinde Asyatik alışkanlıklar var.

Kutsal sayılan bazı insanlara-hayvanlara-nesnelere dokunulmasını yasaklayan, aksi takdirde zararı dokunacağı sanılan, korkuyla karışık saygı duyulan, eleştirilmesi ve değiştirilmesi imkânsız olan manalarında..

TDK tabuya “kutyasak” diye Türkçe bir karşılık bulmuş ve “kutgüç ile yüklü oldukları düşünülen insan-hayvan-nesne” şeklinde açıklamakta. Tabasbus ise yardakçılık, yaltaklanma veya alçakça yalvarma..

Bir nân için eyleme dûna tabasbus / Bir zerresi varsa midende eğer hemen kus!” demiş ya Ferit Kam; ‘Ekmek için alçağa yaltaklanmayasın, midende kırıntısı bile varsa kusasın’.

9May/180

GÜNDEME İRAN VE ERMENİSTAN ÖNERİYORUM – Süleyman PEKİN

GÜNDEME İRAN VE ERMENİSTAN ÖNERİYORUM – Süleyman PEKİN

Acayip içe dönüğüz. Sanki kâinat Türkiye’den ve varlık kendimizden ibaret. Etrafımızdaki tüm olan biten ya bizi çekemedikleri ya da bizden etkilendikleri için, ortası yok.

Dünya devletleri umurumuzda değil; iş arkadaşım, yan komşum, rakip takım, karşıt görüş kendimizi asıl ispat alanımız. Yakındaki engeli aşarsak dünyayı zaten bir şekilde yönetiriz. Ama ya diğerim beni geçerse?

Kendimize aşırı önem atfetmemizin pik yaptığı seçim dönemleri ise kişilik bayramlarımız adeta. Hele hele elimizde dokunduğu şeyi altına çeviren oy taşı varken..

Yine seçim startının verildiği ilk düzlükte lânetten ihanete, teröristlikten din düşmanlığına kadar hiçbir kırmızı ve kahverengi çizgi kalmadı. 7 sülâlesine kan davası güttürebilecek sözler bir çırpıda ve bir çocuk oyunundaymışçasına söylenebiliyor.

“Sen içerdeyken ben / Takvimler aldım

Her gün bir yaprağını kopardım” diyor ya İbrahim Sadri, biz iyiden iyiye içe döndüğümüzde bakın bakalım kopan takvim yapraklarında neler yazıyor?

30Nis/180

Belgesel İnsan: Nihat Gürer–Süleyman PEKİN

IMG_9848

26Nis/180

İNGİLİZLERİN CANINI YAKIŞ TARİHİMİZ – Süleyman PEKİN

İNGİLİZLERİN CANINI YAKIŞ TARİHİMİZ – Süleyman PEKİN

19.yy ile 20.yy’ın ilk yarısına kadar dünyada “Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk / The Empire On Which The Sun Never Sets” olarak adlandırılan İngiltere (E) yada İskoçya ve Galler’le birlikteki adıyla Büyük Britanya (GB) veyahut BB + Kuzey İrlanda ile beraberki ismiyle Birleşik Krallık (UK) hâl-i hazırda Akıl Oyunlarında etkili bir ülke.

92 yaşındaki Kraliçe Elizabet, sadece Birleşik Krallık’taki 2 tane adanın değil İmparatorluk Güneşinde sömürüldükten sonra nadasa bırakılan toplamda 2,5 milyarlık bir nüfusa ve 30 milyon kilometrekarelik bir yüzölçüme sahip tam tamına 53 ülkenin de Ana Kraliçesi; hemi de Pakistan, Bangladeş, Malezya, Nijerya gibi dev İslam ülkeleri dahil.

Bizim 1450-1600 arası rakipsiz, 1600-1700 arası ise diğerleriyle rekabet içerisinde Süper Gücümüzü temsil eden 600 küsur yıllık Osmanlı Güneşinin zeval dönemine denk gelse de 2’si onun son nefesinde ve 2’si de onun vârisinin doğuş ve yükseliş evrelerinde olmak üzere 4 kez İngilizlerin canını yakmışlığımız var.

19Nis/180

TÜRK SAĞI’NIN AMERİKAN SEVİCİLİĞİ–Süleyman PEKİN

TÜRK SAĞI’NIN AMERİKAN SEVİCİLİĞİ- Süleyman PEKİN

Yada TÜRK HALKI’NIN BATI SEVİCİLİĞİ başlığı mı daha uygun düşerdi? Osmanlı’dan bugüne milliyetçi ve muhafazakâr özellikleriyle maruf halkımızın Tanzimat sonrasındaki 180 yıllık zaman zarfında İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika gibi ülkelerle münasebetlerine bakın; ya vassal & senyör ilişkisidir, ya da metres hayatıdır. Ve fakat milliyetçiliğimizden, muhafazakârlığımızdan da kıl kadar eksilme olmamıştır nedense.

1838 Baltalimanı Antlaşması ile 1948 Marshall Yardımı Anlaşması arasında metbuiyet ilişkisi bakımından bir fark yoktur. Veya 2008 AB Müktesebâtı..

13Nis/180

YUNANİSTAN VE İSRAİL’E DİŞİMİZ GEÇMİYOR MU? – Süleyman PEKİN

YUNANİSTAN VE İSRAİL’E DİŞİMİZ GEÇMİYOR MU? – Süleyman PEKİN

Daha evvel Filistinli çocukların İsrailli polislerce kırılan kolları için, Gazze’ye uygulanan abluka için hatta Mescid-i Aksa’da askerlerin zoraki arama yapması için bile ortalığı ayağa kaldırmıştık; kiminde orantılı ve kiminde orantısız, zulme karşı eylem gücümüzü organize ederek.

1 hafta - 10 gündür Gazze’ye Dönüş Yürüyüşü sırasında 32 Filistinli öldürüldü, 2.850 Filistinli yaralandı; tık yok. Keskin nişancıyla sivilleri vuruyorlar; tık yok. İslam Dünyasının kulağına Amerika kaçmış, Türkiye’nin gözünde de Suriye gözlüğü.

4Nis/180

İSLÂMİYET MÜSLÜMANLARA BEŞ NUMARA BÜYÜK – Süleyman PEKİN

İSLÂMİYET MÜSLÜMANLARA BEŞ NUMARA BÜYÜK – Süleyman PEKİN

80’lerin sonlarına doğru meşhur “Patagonya’nın Sesi Radyosu”nda sorardı ecnebîler Vatandaş Rıza’ya:

-- Sen Müsliman?

-- Eh, zaman zaman..

Mısır’ın fethi Osmanlı için sonun başlangıcı oldu. Zira ardından Kanunî devrinde tavan yaparak yavaş yavaş dibe salınmaya durdu. Çünkü Osmanlı Türkü’nün beynindeki Matûridî çip yerini Eş’arîliğe bıraktı.

Marka Müslümanlığı, menkıbevî Müslümanlık, an’ane Müslümanlığı, kaba softa / ham yobaz’lık gibi isimlendirmelerden öte merhum Âkif gibi şakakları zonk zonk bir vicdan abidesi bile Avrupa dönüşünde “Dinleri yaşantımız gibi, yaşantıları Dinimiz gibi” demek durumunda kalmıştı.

28Mar/180

“BİZ KOŞU BİTTİKTEN SONRA DA KOŞAN ATLARIZ” – Süleyman PEKİN

“BİZ KOŞU BİTTİKTEN SONRA DA KOŞAN ATLARIZ”  - Süleyman PEKİN

“Övemem, kendi yaşamının seyircisisin.

Yeremem, davranışlarının kaynağı gerçek.

Anımsayamam, ya tam varsın ya tam yok.

Tutamam, hiçbir yerde bütününle değilsin.” demiş ya şair Celal Sılay; senin için demiş.

Ve “Sağımız sefalet solumuz ölüm” dediği “İki Yüzlü Melekler”şiirinde Attila İlhan’ın anlattığı sensin, İstanbul şehri değil.

Allah’a bağlılığın “Ey Musa! Sen haklısın ancak rızkımızı Firavun veriyor”dan ibaretti gerçekte ama sen hep kendini olduğundan fazla ve farklı gösterdin. Muhsin Yazıcıoğlu’nu anarken “Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir” paylaştın ama ömründe bir kere bile Musa’nın yanında yer almadın.

Düz yaşayacağız, düz duracağız düz yürüyeceğiz. Dik duracağız doğru gideceğiz” dedin ve demektesin ama artık söyle: Ne zaman düz yaşadın, kaç defa dik durdun?

Niye hep yapmadığın ve yapamayacağın şeyleri söylemektesin sürekli? Günahlar içindeyken sevaba duyulan özlemden ötürü mü yoksa kısa tatminlerle vicdanın ağzına bir parça glikoz şurubu sürüp ikiyüzlü yaşamına yeni yüzler açmak için mi?

Hiç kaybeden veya kaybedeceğini bildiğin partiye oy verdin mi? Hiç şampiyonluğa değil de küme düşmeye oynayan bir takımı tuttuğun oldu mu yoksa ömrünü ‘3 Büyükler’ mitinin gevişinde mi geçirdin?

Hiç Texas - Tommiks okurken Çelik Bilek’in ve Ranger Yüzbaşı’nın yenilmesi için niyazda bulundun mu? Yada mesela bir Rambo filminde Afganlıları veyahut Vietnamlıları tuttuğun ve onlar için yandığın oldu mu?

21Mar/180

BİR PROPAGANDA MALZEMESİ OLARAK TARİH – Süleyman PEKİN

BİR PROPAGANDA MALZEMESİ OLARAK TARİH – Süleyman PEKİN

Öncelikle 59 günlük bir sürede örnek bir operasyonla ve az hasar, bol beceriyle Zeytin Dalı Harekâtı’nı icra eden Türk Ordusu ile son vuruşmanın olacağı Afrin Merkezi’ni PYD / YPG unsurlarının 4-5 gün önceden boşaltmasını sağlayan Türk Diplomasisi’ni başarılarından ötürü tebrikliyorum. Darısı Menbiç ve Süleyman Şah Türbe toprağı, Tel Abyad, Resulayn, Kamışlı, Amude, Haseki, Dirik’e…

Afrin Harekâtı’nın 18 Mart’ta bitirilmesi de bence tarihî hafızanın varlığı açısından önemli. Zaten kahraman askerlerimiz de zaman zaman I.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasındaki duruşumuzun fotoğraf karelerini birebir tekrarlayan zafer pozları verdiler. 15 Temmuz sendromu böylelikle tamamen atlatılmış oldu.

Çanakkale Deniz Zaferi’ni böyle bir askerî ortamda ve adeta sivillerin televizyonlara kurduğu strateji masalarında harita önlerinde teneffüs eden halkımız bu yıl kutlamaların hakkını verdi. Malûmunuz hava durumu gibi yıl yıl değişebiliyor kutlayıp kutlamama katsayımız..

14Mar/180

‘ÖZELLEŞTİRİYORUM İŞTE, VAR MI DİYECEĞİN?’ – Süleyman PEKİN

‘ÖZELLEŞTİRİYORUM İŞTE, VAR MI DİYECEĞİN?’ – Süleyman PEKİN

Türkiye Cumhuriyeti yüzde yüz yerli ve yüzde yüz millî bir devlet olarak kuruldu. 23 ile 38 arasındaki dönem bunun nidüğünün ve nasılının ıspatıdır. Şeker fabrikalarından dış politik eksenlere kadar yerlilik, millîlik ve özgünlük destanıdır.

Koca Kurtuluş Savaşı kazanılmasına rağmen I.Dünya Savaşı’nın acı tecrübesinden midir nedir yoksa Atatürksüzlükten midir nedir, II.Dünya Savaşı’na girmediğimiz halde kaybetmiş gibi davrandık. Sanki biz yenilmişiz gibi ABD ile SSCB arasında ‘ho; lak, lak’ yaparak birinin himayesine girdik.

Bu meyanda yerli olsa da millî olamayan İsmet İnönü’yü Batmayan İngiliz Güneşi’ne karşı Almanların gölgesine sığınan II.Abdülhamit Han’a benzetirim. Bence Mustafa Kemal’in son dönem Türk tarihinde mukayesesinin yapılabileceği tek devlet adamı Enver Paşa’dır.

22Şub/180

“BU NE TARİH SEVGİSİ ÂH, BU NEYİN IZDIRABI” – Süleyman PEKİN

“BU NE TARİH SEVGİSİ ÂH, BU NEYİN IZDIRABI” – Süleyman PEKİN

Son istatistiklere göre nüfusumuz 80 milyon 800 bin, e devlet üzerinden soyağacı bilgisine başvuranların sayısı ise 10 milyon. Devlet, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü üzerinden elindeki 1–2 asırlık nüfus kayıt bilgilerini eksiğiyle noksanıyla “Alt-Üst Soy Bilgisi Sorgulama” ekranından paylaşıyor ve daha ikinci haftada halkımızın % 12’si internet üzerinden başvurmuş oluyor.

Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap! Zavallı millet bağımız ne kadar harap.” 30 yıldır tarih üzerinden hayata bakan biri olarak diyorum ki bu durum hiç de normal değil. Zira tarih, yurdum insanının rivâyetler / menkıbeler haricinde pek ilgi duyduğu bir alan değil. Hele hele siyasetçilerimiz / yöneticilerimiz için hiçbir zaman aranan özellik olmadı. Eee, öyleyse bu ne?

Selçukoğulları, Oğuzların Üçoklar kolunun Kınık boyuna mensup bir sülâle idi; devleti onlar kurunca hepimiz Selçuklu adını millet adı olarak benimsedik. Kezâ Osmanoğulları da Oğuzların Bozoklar kolundan Kayı boyuna mensup sülâlelerden biri olarak devletleşti; hepimiz Osmanlı adını millet adı olarak benimsemekle kalmadık, yıkılışından bir asır geçmesine rağmen hâlen bu ismi övünç sebebi olarak kullanmaktayız.

15Şub/180

‘BENİM YALNIZ VE GÜZEL’ ASKERİM – Süleyman PEKİN

‘BENİM YALNIZ VE GÜZEL’ ASKERİM – Süleyman PEKİN

Keyfimizi balta kesmiyor. Tırnağımızı keserken biraz derin kaçırsak akşama kadar mızmızlanırız. Bir futbol takımı sayısınca Mehmetçik şehit oluyor; kimsenin yüzü düşmüyor. Meşin yuvarlağını öptüğümün maçlarının ve maç geyiklerinin mola vermesi için 110 şehit vermemiz mi gerekiyor?

Aşna-fişnadan tarih asparagasına dek canına yandığımın dizilerinin yayından kaldırılıp kara kurdelalı yas iklimine geçiş için kaç parça olmamız bekleniyor? Çuvalla para karşılığında ve binbir kaprisle sahteden olaylar için rol kesen yüreksizlerin tiryakisiyiz de gerçek kahramanların canhıraş mücadelesi ve can fedası niye haber kanalı alt yazısı kadarcık bile ilgimizi çekmiyor?

Türkiye’nin beka sorunu yok; Survivor’da kim şampiyon olacak sorunu var. Masa tenisi maçı gibi popülist kitleyi bir yarışmadan öbür yarışmaya hiç gaz kesmeden savuran Acun tabiî ki rütbe olarak Hulusi Akar’ın üzerindedir. Saatler dolusu traşın 40 saniyesi de asker muhabbetine ayrıldığında toplu günah çıkarma seansımız şipşak hızda gerçekleşmiş oluyor.

7Şub/180

“TANRI’YI KIYAMETE ZORLAMAK” BİRLİĞİ – Süleyman PEKİN

“TANRI’YI KIYAMETE ZORLAMAK” BİRLİĞİ – Süleyman PEKİN

Son iki yazıda bir; Suriye Harekâtı’nın zorluğu ve zorunluluğu, iki; Afrin üzerinden Suriyelileşme tehlikesi konularına değindik. Her ikisinin de geleceğini topluma yön veren kişisel duruş ve davranışlarımız belirleyecek. Dolayısıyla kaderimizi de..

15 Temmuz’da, ihanetten daha mühimi bu ülkenin zekâ bakımından kaymak tabakası diyebileceğimiz genç beyinlerinin düzenli olarak mankurtlaştırılarak heder edilmesi idi. Ve asıl alınması gereken ders de FETÖ’nün yanlış inanç aşısıdır. Ya o nedir? Sorgusuz - sualsiz bağlanma ve kendi inanç önderini herkesten ve herşeyden âli görmedir.

Genetiğiyle oynanmış gıdalar gibi Genetiğiyle Oyun Kurulan Milletler - 1 ve 2 yazılarımızda buna dikkat çekmeye çalışmıştık. Bence tehlike artarak sürüyor. Hem herkes bütün suçu ‘The Cemaat’e atarak rahatladı hem de o eleştirdiği gurubun yapılanmasının aynısıyla varlığını idame alışkanlığı kazandı. Nasıl yani?

Barış ve esenlik dini olmasına rağmen iddiası İslam olanlar resmen savaş ve kavga dilini kullanıyor. Allah, peygamberlerini toplumlar mevcut cahili düzenlerini sorgulasınlar diye gönderirken biz sorgusuz - sualsiz bağlanmayı maharet sayıyoruz. Ve iyiyle kötüyü ayırt etme denilen insan olma / kulluk görevini, hepimize tek tek sorumluluk verildiği halde üstteki liderlerden birine yükleyerek kurtulacağımızı sanıyoruz.

31Oca/180

AFRİN ÜZERİNDEN SURİYELEŞME TEHLİKESİ – Süleyman PEKİN

AFRİN ÜZERİNDEN SURİYELEŞME TEHLİKESİ – Süleyman PEKİN

İngilizcede “Syrianisation” diye bir kavram var; Türkçesi Suriyeleşme. Belki de Türkçeden İngilizceye geçmiştir. Zira ilk kez Temmuz 2011’de bir Hürriyet yazarı tarafından dile getirilmiş. Marksizmden noeliberalizme kayan bu yazar bölgede hep Amerikan operasyonlarının ön açıcısı / akıncısı olarak işlev gören Cengiz Çandar. Arap Baharı, Ergenekon ve Balyoz’la Türk Ordusunun tasfiyesi, Açılım Süreci, Cemaat ve Fethullah Gülen gibi konularda Hükümet’e en çok gaz veren duayen olarak tarihe geçtikten sonra FETÖ – PDY soruşturmalarında Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’la aynı kaderi paylaşmamak için 15 Temmuz öncesinde Stockholm’e yerleşmişti.

Afrin, PKK–PYD–YPG’nin elindeki bir ilçe; Örgütün ‘kanton’ yani ‘eyaletçik’ yapılanmasında. Başka var mı? Şabha, Şedadî, Rakka, Kobani, Cezîre, Deyr-i Zor… Bunlardan son 3’ü eyalet büyüklüğünde.. Ve bunlardan sondan 3’ncüsü 29 Ekim 2014 Rezaleti’yle kurulmasına göz yumduğumuz, hatta “Kobani’ye Destek” çağrısıyla ülke içinde 6-7 Ekim Olayları’nda 50 sivil vatandaşımızın öldürülmesine maalesef seyirci kaldığımız yer; Ayn’el- Arab veya Kubanlı.

24Oca/180

FIRAT’IN BATISINDAN DOĞUSUNA SELAM! – Süleyman PEKİN

FIRAT’IN BATISINDAN DOĞUSUNA SELAM! – Süleyman PEKİN

Cihad modundayız. Allah, Türk Ordusu’na hasarsız zafer nasip etsin! Türkiye çoktandır yapması gerekeni ve bir müddet Cumhurbaşkanı’nın ağzından seslendirdiği harekâtı yaptı; has etti.

Bu bir başlangıç harekâtı. Hem sınır vilâyetlerimiz olan Hatay’la Kilis’i, hem de sınırlarımızın dışında oluşturduğumuz Güvenli Bölge arazisi ile Astana Süreci’nde Türkiye’nin denetimine bırakılan ve ağırlıklı olarak ÖSO’nun konuşlandığı İdlip İlini tehdit eden Afrin’deki PKK / PYD unsurlarının temizlenmesi elzemdi.

İkincisi ve daha da elzem olanı Menbiç ve Fırat’ın Doğusuna yapılması gerekecek İkinci Harekât. Şu an Birincisi için duadayız ama İkincisi yapılamazsa Birincisinin sonuçları bile zamanla değişebilir.

Putin – Esad blokuna ÖSO’nun elindeki Halep Havaalanı’nı feda ederek Rusya ve Suriye’yi razı ettik. Suriye’nin rızası kerhen.. Amerika da zımnen yani Menbiç’e ve Fırat’ın Doğusuna harekât yapmamamız karşılığında göz yummuşa benziyor. Doğrusu asıl zorluk Afrin’deki Terör Yuvası dağıtıldıktan sonra başlayacak.

20Ara/170

HEYHAT, DÜNYA 5’TEN KÜÇÜK – Süleyman PEKİN

HEYHAT, DÜNYA 5’TEN KÜÇÜK – Süleyman PEKİN

Bir cep telefonunda; bir adet televizyon, bir adet video, bir adet kamera, bir adet fotoğraf makinası ve bir albüm, bir adet tarayıcı, üçü birarada ev + iş + araç telefonu, bir adet radyo ve bir teyp, bir adet walkman ve kayıt cihazı, bir adet klavye, bir adet dizüstü bilgisayar, bir adet uzaktan kumanda, bir adet saat ve kronometre, bir adet taşınır banka şubesi, minik bir oyun salonu, küçük bir fotoshop ve kolaj atölyesi, bir adet meteoroloji baloncuğu, bir adet yazı tahtası ve kısmî projeksiyon, bir adet haritalık, bir adet takvim, bir adet el feneri, bir adet hesap makinası, sınırsız cilt ansiklopedi ve sözlükler, her dile çeviri bürosu, sağlık takip çipi, seyyar koordinatlandırma merkezi, duyuru panosu, yayıncılık bürosu, müzik kutusu, gazetelik-dergilik, cemiyet-davetiye, kahvehane-kumar; ne ararsan var.