DAR SOKAK MI, ÇIKMAZ SOKAK MI? – Ruhittin SÖNMEZ
DAR SOKAK MI, ÇIKMAZ SOKAK MI? - Ruhittin SÖNMEZ
Şu anda seçim öncesi yapılan devlet harcamaları ve siyasi partilerin vaatleri bir yana, acı gerçek bir yana. Türkiye’yi ve biz vatandaşları seçimden sonra inanılmaz sıkıntılar bekliyor.
Ekonominin bütün parametreleri o kadar kötü ki…
Bir yandan ödenmesi gereken iç ve dış borçlar, sürekli büyüyen cari açığın kapatılması gibi dev sorunlar var.
Diğer taraftan Deprem yaralarının sarılması, deprem bölgesinde 700 bin civarında konut ile yeniden yapılacak şehirlerin altyapısına harcanacak paranın bulunması. Kentsel dönüşüm kapsamında sadece Marmara Bölgesinde 1 milyon civarında yapılması gereken konutların finans yükü.
Bunun yanında Kur Korumalı Mevduatın sahiplerine, Yap İşlet Devret yoluyla yani Kamu Özel İşbirliği ile (KÖİ) yapılan yatırımların müteahhitlerine ödenecek milyarlarca dolar.
Rusya’nın ertelediği ve 24 Milyar dolar civarında olduğu tahmin edilen doğalgaz faturaları. BAE, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerden swap yoluyla alınan meblağların ödenmesi gibi ağır yükler var.
EYT’lilerin yasal haklarına kavuşma mücadelesinin başarılı olmasıyla seçim öncesi EYT’lilerin emekli olmasının da bütçeye ağır bir yükü olacak. Daha önce AKP/ Erdoğan yönetimi bu yasayı “ülkeyi batırır” gerekçesiyle çıkarmamıştı. Ayrıca zorunlu olarak yapılan asgari ücret ve asgari emekli maaşlarının artırılması (hala açlık sınırının altında kalsa da) bütçeye yük oluşturacak.
Yüksek enflasyon altında ezilen orta ve alt gelir gruplarına destekler yapılması gerekiyor.
Seçim öncesi devlet kurumlarına yaklaşık 250 bin kişi daha alınarak devlet kadroların şişirilmesi çare değil. Bütçenin büyük kısmı maaşlara giden bir devlet yatırım yapamaz, batar.
Yeni iş alanları açılması lazım. Bu yatırımlar için de kaynak bulmak gerekecek.
Seçim sonrası dolar kurunu baskılamak için Merkez Bankasında döviz kalmadı, kurların bu seviyelerde tutulması mümkün olmayacak. Enflasyon maaşlara yapılan bütün zamları kısa sürede yutuyor. Enflasyonu hızla düşürecek tedbirler alındığında ekonomik durgunluk riski var.
Tasarruf etmemiz ve daha çok üretmemiz lazım. Ama geniş halk kesimleri bırakın tasarruf etmeyi, en temel ihtiyaç maddelerine ulaşmakta zorluk çekiyor.
Sonuçta tablo çok ağır ama bu durumdan muhakkak çıkılacak.
Türkiye bunu yapabilir. Ama nasıl ve hangi kadrolarla?