
MESELE KAAN DEĞİL YALAN – Ruhittin SÖNMEZ
MESELE KAAN DEĞİL YALAN - Ruhittin SÖNMEZ
Yerli ve milli muharip uçağımız KAAN hakkında iktidar kanadından gelen çelişkili açıklamalar, devlet
yönetimindeki zafiyeti sorgulatıyor. Erdoğan’ın Trump görüşmesinde gündeme gelen diğer stratejik konular bile bu tartışmanın gölgesinde kaldı.
Önce bu açıklamalara bakalım:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (28 Eylül 2025): New York’taki Türkevi’nde yaptığı açıklamada,
“Şu anda almayı beklediğimiz F-35 ve KAAN’ın motorları var. ABD Kongresi’nde bekletiliyor lisansları durmuş durumda. Onların hayata geçirilmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin. Bizim ABD ile
olan ilişkimizde sınırlamaların olması, bizi ister istemez uluslararası sistemde daha farklı arayışların
içerisine itecek” dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün: Fidan’ın sözlerinin ardından, “KAAN’ın teslimat takviminde gecikme yok. Tek kaynağa bağlı kalmıyoruz, alternatif tedariklerle çalışıyoruz. Yerli motor çalışmaları planlandığı gibi sürüyor. Seri üretimimizi riske atmamak için de yalnızca tek bir kaynağa bağlı kalmıyor, farklı tedarik kanallarıyla çalışıyor, alternatifleri eş zamanlı olarak değerlendiriyoruz”
açıklamasını yaptı.
GENÇLERİMİZE NE VERİYORUZ VE NE BEKLİYORUZ?- Ruhittin SÖNMEZ
GENÇLERİMİZE NE VERİYORUZ VE NE BEKLİYORUZ?- Ruhittin SÖNMEZ
Youthall tarafından hazırlanan “Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması”nın 2025 sonuçları Türkiye’de gençlerin durumunun her geçen yıl daha da zorlaştığını gösteriyor.
Üniversite öğrencilerinin %44,2’si, yeni mezunların ise %76,7’si hâlâ ailesiyle yaşıyor. Bu oranlar geçen yıl, sırasıyla, %40,5 ve %69,7 idi. Bir yılda kaydedilen artış ürkütücü. Barınma maliyetlerinin yükselmesi, yeni mezunların iş bulmakta zorlanmaları bu artışın en önemli sebebi.
Yaklaşık 4,5 milyon genç, ekonomik nedenlerle, kendi ayakları üzerinde duramıyor. Öğrencilerin önemli bir kısmı haftalık yalnızca 750–1000 TL bütçeyle yaşamaya çalışıyor. İş arayan mezunların yarısı ise aylık 4 bin lira ve altındaki gelirlerle hayatını sürdürmek zorunda.
Aylık birkaç bin liralık bütçeyle yaşamaya çalışan, iyi beslenemeyen, kültürel ve sosyal etkinliklere katılamayan, zihinsel ve fiziksel kapasitesini tam kullanamayan bir kuşak yetişiyor.
Ülkemizde çalışarak okumak imkanı çok azdır. Türk Milleti çocukları için en fedakar olan toplumlardan biridir. Kendisi yoksulluk sınırı altındaki aileler bile “çocuklarım okusun” diye açlık sınırı altında yaşamaya razı olurlar. Bu sebeplerle öğrencilerin yüzde 66’sı ailesinden düzenli maddi destek aldığını açıklıyor. Ancak bu yük sürdürülebilir değil. Bu hem ailelerin hem de ülkenin sırtına binen çok ağır bir yük.