Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
7Mar/25Kapalı

Eyüp’te iftar – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

482087378_1825849617820011_5832830687476567774_nEyüp’te iftar - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Hoca rahmetlinin ramazan iftar geleneğini evlatları Murat ve Mehmet Yalçıntaş Eyüp Mihmandar Restorant’ta düzenledikleri program ile devam ettiriyorlar.

Yalçıntaş Ailesinin baba dostları, akademisyenler, yazarlar, müteşebbisler, sivil tolum temsilcileri, akrabaları, yakınları, arkadaşları yine bu iftar vesilesiyle bir araya geldi hasret giderdi.

Açılış konuşmasında kendisiyle son 30 yılını birlikte geçirmiş biri olarak benden rica ettiler. Dedim ki; Nevzat hoca dost biriktiren, bilgi yansıtan, adaletten, hukuktan ayrılmayan, hiç sıkılmadan sorun dinleyen, problemler karşısında çözüm üreten, sevgi ve şefkat abidesi bir ilim adamıydı.

6Mar/25Kapalı

KÖTÜ HUYLARDAN NASIL KURTULURUM? – Cihan OKUYUCU

17

KÖTÜ HUYLARDAN NASIL KURTULURUM? - Cihan OKUYUCU

Yusuf”un yüz güzelliği Allah vergisi. Ama onun iç güzelliğine ulaşmak, gösterilecek gayrete göre herkes için mümkün. Mesnevî bu güzelliğin formülünü bir maddede özetliyor: Önce kendi ayıplarını gör ve bunlardan kurtul! Şimdi bu babdaki fikirleri özetleyelim.

Önce Kendi Aybını Gör:

Cenab-ı Peygamber model insandır. Niçin? Bunun cevabı kendi ifadesiyle şu: “Eddebeni Rabbi…” Yani; “Edebimle bizzat Rabbim ilgilendi… Beni o terbiye etti.” Diğer insanlar arasında sahabenin üstünlüğü de bu “Rabbi tarafından terbiye edilmiş insan”ın edeb mektebinden geçmiş olmaları. Mevlânâ aşağıdaki dörtlükte insanı hayvandan ayıran en önemli özelliğin edeb olduğunu vurguluyor:

Ademizâde eğer bî-edebest âdem nist

Fark der cism-i benî-âdem ü hayvan edebest

Çeşm bigüşâ vü bibin cümle kelamullahra

Ayet ayet hemegî manî-i Kuran edebest

Yani: Insanoğlu eğer edebli değilse insan değildir. Hayvanla insanoğlu bedence birdir, fark ikisi arasındaki edebdir. Gözünü aç ve Allah’ın kelamını baştan başa gözden geçir! Göreceksin ki ayet ayet bütün manasıyla Kur’ân bir edep öğretme kitabından ibarettir!

5Mar/25Kapalı

RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ - Seyfettin KARAMIZRAK
İslam’ın beş şartından dördüncüsü, Ramazan ayında, her gün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten on sekiz ay sonra, Şaban ayının onuncu günü, Bedir gazâsından bir ay evvel farz oldu.
Bu ay iyi geçinmek ve sabır ayıdır. İlk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden azat olmaktır. Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır.
Ramazan yanmak demektir. Zira bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar yok olur. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış
gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir.
Ramazanda işçinin, memurun, öğrencinin vb. çalışanların görevini hafifletenlere bol sevap vardır.
Oruç tutmak her bakımdan yararlıdır, vücuda asla zarar vermez. Tıp uzmanları diyorlar ki:
Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstererek bir çeşit kalkan rolü oynayarak, kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir.
Oruç tutan bünye bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalp ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemeti artar.

4Mar/25Kapalı

İSLAM’IN ŞARTLARI – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

İSLAM’IN ŞARTLARI - Ruhittin SÖNMEZ
İslam dininin şartlarını bazı din bilimciler şöyle sıralıyor: 1- Adalet (Adil olmak)

2- Emanet (Güvenilir olmak)           

3-  Ehliyet (Ehil kişileri göreve getirmek)

4- Maslahat (Kamu yararını gözetmek)

5- Meşveret (Danışarak iş yapmak)

Bu şartlar bizzat Allah tarafından Kur’an’ı Kerim’de bildirilmiş.

“Birinci şart için Nahl Suresi 90. Ayet

İkincisi için Nisa Suresi 58. Ayet,

Üçüncüsü için Muminun Suresi 8. Ayet,

Dördüncüsü için Nisa Suresi 135. Ayet,

Beşincisi için Şura Suresi 38. Ayet kaynak olarak alınmıştır.”
Bunların yerine sadece “namaz, oruç, hac, zekat” gibi ibadetleri öne çıkaranların, sayılan bu şartları
unutturmasına izin vermemek lazım.  Namaz, oruç, hac, zekat ve infak ibadettir.
Bu asla ibadetler önemsiz demek değildir. Bu ibadetler kişiye yukarıdaki beş şartı öğretir. 
İbadetler onları gereğince yapan kişilerin İslam’ın şartlarını özümsemesine yardımcı olur. Buna yaramayan ritüellere ibadet demek doğru olmaz.
Allah, “Ya Muhammed! Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin” (Kalem, 4) diyor. 
Hz. Peygamber “ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyuruyor. “Güzel ahlak” başka toplumlarda da vardır. Ancak Hz. Peygamber’in yaşayışı ve sözleriyle tamamladığı ahlak seviyesine erişmek için gereğince yapılan ibadetlere ihtiyaç vardır.
 

3Mar/25Kapalı

KAR KÜLTÜR(süzlüğ)Ü – Adem ARI

adem arı

KAR KÜLTÜR(süzlüğ)Ü - Adem ARI

Günlerdir, aylardır hatta yıllardır beklediğimiz özlediğimiz kar geldi. Her mevsim gençleşen doğa beyaz gelinliğini giyindi. Toprak beyaz yorganına büründü.  Yüzlere ışıltı, gönüllere ferahlık geldi. 

Bir haftadır karın sevinci ile yaşadık. Kar topu oynadık, karda yattık, yuvarlandık, kaydık. Tabii kayan sadece eğlence için bizler olmadık. Araçlarımız kaydı; kazalar oldu. İşe gidenimiz evinin önünde kaydı, sokakta kaydı; yaralandık.

Kar, bir doğa olayı. Kültür, bir milletin kendine özgü nesillere aktardığı maddi manevi birikimler.

1Mar/25Kapalı

Oruç ile ilgili sık sorulan sorular ( 1 ) – Fahri SAĞLIK

fahri sağlık

Oruç ile ilgili sık sorulan sorular ( 1 ) - Fahri SAĞLIK

Oruçla ilgili olarak Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur:

“ Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. ( Bakara Suresi, 183 ) Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi, 184 ) Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. ( Bakara Suresi, 185 )

28Şub/25Kapalı

AHLAKSIZ VE VİCDANSIZ SİYASET – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

AHLAKSIZ VE VİCDANSIZ SİYASET - Ruhittin SÖNMEZ
ABD’nin çılgın başkanı Donald Trump sosyal medyada Gazze ile ilgili bir video paylaştı. Yapay zeka ile üretilmiş bu videoda Trump’ın, İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönmüş olan Gazze’nin yerine tasarladığı, Gazze planı gösteriliyor.
Videoda Gazze’nin savaş yıkıntıları yerine lüks gökdelenler, pırıltılı gece kulüpleri ve yatların demirlediği bir sahil şeridine dönüşümü gösteriliyor. Trump’ın altın heykelleri, Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun plajda keyif yaptığı sahneler, dansözler ve keyifle bir şeyler yiyen Elon
Musk dikkat çekiyor.
Videoda “Trump sizi özgürleştirecek. Artık tünel yok, artık korku yok. Trump’ın Gazze’si sonunda burada” sözleri yer alıyor.
Trump zaten daha önce Gazzelilerden arındırılmış bir Gazze” tasavvurunu açıklamıştı. Bunun için 2 milyondan fazla Filistinli vatanlarından başka ülkelere sürgün edilecekti. Boşaltılacak Gazze’de Riviera benzeri bir turistik tatil beldesi yaratılacaktı.
Bu plan insanlık, uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bakımından utanç verici ve tehlikeli bir düşünce.
Çünkü dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir ülkedeki bir bölgeye gücü yetenin el koyabildiği bir dönemin başlaması anlamına geliyor. Bu eylem dünyanın güven ve istikrarını yok edebilecek bir yolculuğun ilk adımı olabilir.
Trump’ın Gazze videosu bir insanlık ayıbı. Yaptığı iğrenç çıkışın çirkinliğinin farkında bile olmayan, utanmazlığın ve yüzsüzlüğün bir göstergesi.
2 milyondan fazla insanı on binlerce şehit verdiği vatanlarından sürüp, ortaya çıkacak “kupon arazinin” rantına göz dikmiş ABD’nin emlak kralı başkanının ahlak ve vicdan seviyesini gösteriyor.
Adalet, ahlak ve vicdandan yoksun bir siyasetin menzilinde sadece kaos, çatışmalar, kan ve gözyaşı olabilecektir. Dünyayı sıkıntılı bir gelecek bekliyor.

26Şub/25Kapalı

80.18 GRAM ALTINI OLAN ZENGİN MİDİR? Erdal GÜZEL

erdal güzel

80.18 GRAM ALTINI OLAN ZENGİN MİDİR? Erdal GÜZEL

Ramazan yaklaştıkça camilerdeki vaaz ve hutbelerin konusu oruç, zekât ve fitre üzerine olmaktadır.

Geçen hafta Cuma namazına gittiğim camide hoca, zekât hakkında bilgi verirken İslami hükümlere göre nisap miktarı fazlası olanların bu farzı yerine getirmelerini söyleyip asgari 80.18 gr altını, 30 büyükbaş hayvanı, 5 devesi, 40 küçükbaş hayvanı ve 595 gümüşü olanların bu farzı yerine getirmelerini hatırlattı.

Hoca altın üzerinde çok detaylı durdu ve 80,18 gramı birkaç kez tekrarladı.

Günümüz şartlarında bir değerlendirme yaptığımızda 80.18 gr altının piyasa değerinin yaklaşık 250 000.- TL olduğunu görmekteyiz.

25Şub/25Kapalı

GERÇEĞE AYKIRI BİLGİYİ YAYMA SUÇU – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

GERÇEĞE AYKIRI BİLGİYİ YAYMA SUÇU - Ruhittin SÖNMEZ

TÜSİAD Başkanı ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı hakkında “adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs” ve “gerçeğe aykırı bilgiyi yayma” suçundan soruşturmalar başlatıldı.

Bu suçları düzenleyen kanun ve uygulama şekli “Yeni Türkiye’nin” hukuk anlayışının somut göstergelerinden birisidir.

TÜSİAD iktidar gücünü elinde tutmadığına göre adil yargılamayı etkilemesi söz konusu olamaz. Çünkü yargıyı etkileme suçunu ancak iktidar işleyebilir. Hakimler ve savcıların TÜSİAD’ın açıklamasına göre karar verebileceğini düşünmek mantığa aykırıdır.

“Gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma suçu” 13 Ekim 2022’de kanun değişikliği ile düzenlendi.

Ak Parti iktidarlarının demokratik tavırdan otoriterleşmeye evrilmesinin bir eseridir.

Bu düzenleme ile TCK 217. madde şu hale getirildi: “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”

Burada önemli husus şudur: Bir bilginin “gerçek bilgi” veya “gerçeğe aykırı bilgi” olduğuna kim karar verecektir?

Biz ki son yıllarda rakamlarla ifade edilen gerçekliklerde bile anlaşamamayı başarmış bir toplumuz.

Devletin resmi kurumu TÜİK’in verdiği enflasyon ve büyüme rakamlarının yanlış olduğunu, TÜİK’in rakamlarının bilerek yanlış verilmesi suretiyle asgari ücret, emekli maaşı gibi milyonlarca insanı ilgilendiren maaş zamlarının hak ettiklerinden düşük tutulduğu iddia ediliyor. Bu konuda Eski Yargıtay 7. Ceza Dairesi Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz’in açtığı bir davanın da bulunduğunu biliyoruz.

TÜİK’in rakamları ile İTO ve ENAG rakamları arasındaki büyük farklar “hangi bilginin gerçek olduğu” konusunda şüphe uyandırmıyor mu? Yanlış bilgiyi hangi kurum veriyorsa “gerçeğe aykırı bilgiyi yayma suçundan” yargılanacak mıdır? Bunlardan herhangi birini yayınlamak gerçeğe aykırı bilgiyi yaymak sayılır mı?

22Şub/25Kapalı

Ramazana yaklaşırken – Fahri SAĞLIK

fahri sağlık

Ramazana yaklaşırken - Fahri SAĞLIK

Kültürümüzde Ramazan Ayına Hazırlık Recep Ayı ile başlar. Peygamberimiz (s.a.v) Recep ayı girdiğinde şöyle dua etmiş “Allah’ım! Recep ve Şâban’ı hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan’a ulaştır.” Bizler de bu duayı sık sık tekrarladık. Yüce Allah dualarımızı kabul etti ki, rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olan Ramazan Ayı’na çok yaklaşmış bulunuyoruz. “Ayların sultanı” unvanı verilen bu ayın temel bazı hususiyetlerini şöyle özetleyebiliriz.

21Şub/25Kapalı

YAPAY ZEKAYA YANDAŞ YAZAR GÖREVİ VERDİM – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

YAPAY ZEKAYA YANDAŞ YAZAR GÖREVİ VERDİM - Ruhittin SÖNMEZ
Her gün haberlerde çeşitli kesimlerden ünlülere soruşturma, gözaltı, tutuklama kararlarını izliyoruz. Kaçma ve delilleri karartma ihtimali olmayan, ceza alsa bile “yatarı olmayan” vakalarda dahi polis nezaretinde ifadeye götürme uygulaması sıradanlaşmış görünüyor.
Muhalif olanların başında sallanan “Demokles’in kılıcı” gibi, hatta bir ekin biçme aparatı olan “tırpan” gibi hedefindekileri biçen uygulamalar bunlar.
Biçilenlerin içinde bildikleriniz tanıdıklarınız varsa Yunus’ça içiniz yanabilir: “Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm/ Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi” demek istersiniz.
Ancak Parti liderlerinden gazetecilere, yazarlardan sanatçılara, iş insanlarından seçilmişlere kadar, iktidarın radarına giren muhalifler için üzüldüğünü söylemek, onlara uygulanan “bu hukuki muameleleri” eleştirmek kolay değil.
Çünkü bu tür eleştiriler “Yeni Türkiye’de haddini aşmak” olarak kabul edilebilir. Herkesin neyi konuşabileceğini, neleri eleştireceğini bilmek için, yargı sürecinden muaf olan muktedirlerin söylediklerine iyi kulak vermek lazım.
Bu bakımdan risksiz bir yazı yazmak niyetiyle, “acaba ben de yandaş yazarların veya sosyal medyada görevli trollerin gözüyle olaylara baksam nasıl bir makale yazardım?” diye
düşündüm.
Beynim böyle bir çalışma yöntemine alışık olmadığı için yapay zekadan yararlanmaya karar verdim. Yapay zekaya yandaş bir yazar gözüyle yazması için talebimi ilettim.

18Şub/25Kapalı

MUHALEFETSİZ DEMOKRASİ – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

MUHALEFETSİZ DEMOKRASİ - Ruhittin SÖNMEZ

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras'ın, “sistem çöktü” diyerek, iktidara ve Cumhurbaşkanlığı Sistemine yönelik eleştirileri arkasından hemen soruşturma açıldı. Soruşturma için “yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgiyi yayma suçları” gerekçe gösterildi.

Aras “Kayyım uygulamaları, bir siyasi partinin genel başkanının tutuklanması, bir Büyükşehir Belediye Başkanının konuşmalarından hemen sonra açılan soruşturmalar, bilirkişi görüşmesini yayınlanan gazeteciler hakkında gözaltılar ve tutuklama, teğmenlerin ordudan ihracı gibi olayların toplumda endişe yarattığı ve güveni sarstığını” söylemişti.

Buna Adalet Bakanı, AKP Sözcüsü başta olmak üzere iktidar kanadından ve hatta hasta yatağındaki Devlet Bahçeli’den sert eleştiriler geldi.

Benim TÜSİAD yöneticilerinin mesajlarından anladığım “hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması ve yargının her türlü dış etkiden bağımsız olması gerektiği, ekonominin iyileşmesi için demokratik kurum ve kuralların işletilmesi gerektiğine” dair uyarılardı. Ülkemizdeki ekonominin en önemli aktörlerinin bu konularda görüş beyan etmesi iktidar kanadını neden böyle rahatsız etti bilemiyorum.

14Şub/25Kapalı

GÜÇLÜNÜN HUKUKU – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

GÜÇLÜNÜN HUKUKU - Ruhittin SÖNMEZ
Dünyada ve Türkiye’de “Hukukun Gücü” yerine “Güçlünün Hukuku” hakim duruma geliyor.
Bu yüzden güçlü olmayanlar bir endişe ve korku iklimi içinde.
ABD Başkanı Donald Trump uluslararası hukukun genel kabul görmüş ilkelerini pervasızca yok sayıyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü savaş sırasında işlendiği iddia edilen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
Trump bu yüzden UCM’ne yaptırım uygulama kararı aldı. Bu yaptırımlar arasında UCM Hakimlerinin mülk ve varlıkların bloke edilmesi ve UCM yetkilileri, çalışanları ve akrabalarının ABD’ye girişine izin verilmemesi de yer alıyor.
ABD ve İsrail UCM’ne üye değil ve mahkemenin yargı yetkisini tanımıyor. Mahkemeye üye devletlerin, haklarında tutuklama emri çıkarılan kişileri kendi topraklarına ayak basmaları halinde tutuklamaları gerekiyor. Ancak UCM’nin bunu uygulatabilmesi mümkün değil.
Avrupa Konseyi ve AB ülkeleri temsilcileri, “ABD yaptırımlarının UCM’nin bağımsızlığını tehdit ettiğini ve ceza adaleti sistemine zarar verdiğini” belirten açıklamalar geldi. Ama değişen bir şey olmadı.
ABD ve İsrail’in (Netanyahu’nun) uluslararası hukuku hiçe sayan davranışları say say bitmez.
Ama eskiden bunları hukuki bir kılıfta sunmak için bir çaba gösterirlerdi. Şimdi artık pervasızca “mademki ben güçlüyüm, istediğim her şeyi yapabilirim” mesajı vermeyi tercih ediyorlar.
Trump’ın Grönland, Meksika Körfezi, Kanada üzerinde egemenlik iddiaları şaşırtıcıydı. Ama bu tür çıkışların içinde en çok şaşırtanı Gazzelileri Gazze’den sürgün ederek, bu bölgeyi ABD hakimiyetine almak ve “Ortadoğu’nun Rivierası” dediği turistik bir şehir haline getirme projesi
oldu.
Böyle bir hareketin çok kötü bir emsal teşkil edebileceğini, her güçlü olan devletin göz koyduğu bir bölgeyi işgal edebileceği bir dünyada kaosun hakim olacağını öngörmek zor olmasa gerek.
Filistinlileri Gazze’den sürmek istedikleri iki ülke Ürdün ve Mısır. Trump bu iki devletin başkanlarıyla görüştü. Bu iki devletin başkanı “ABD ile birlikte çalışmak istediklerini ancak Gazzelilerin bulundukları yerden ayrılmadan Gazze’nin imarını istediklerini” açıkladılar. Görünen
o ki Trump’ın baskısıyla bu iki devlet, vatanlarından sürgün edilecek, Gazzelileri ülkelerine almak zorunda kalacaklar.
“Olmaz” dediğimiz şey olacak, ABD/ İsrail projesi tıkır tıkır yürüyecek gibi. “Binlerce yıllık ezeli ve ebedi vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez” dediğimiz Gazzeliler vatansız kalacaklar.
İnşallah Türkiye de “Gazzelileri siz alın” baskısına maruz kalmaz. Bu kadar kırılgan yapıdaki bir ekonomi ile Trump’ın “ekonomini mahvederim” tarzı bir tehdidine direnmek kolay olmaz.

13Şub/25Kapalı

Kocaeli’de Il Müftümüz Mehmet Sönmezoğlu’nun "berat Kandili" Mesajı

38797b6d-ba31-4806-bd74-3aeb8705e363_750x422Kocaeli'de Il Müftümüz Mehmet Sönmezoğlu'nun geçen seneki "berat Kandili" Mesajı

Bu gece Şaban ayının on beşinci gecesi Berat Gecesi yani günahlardan, suç ve cezalardan kurtulma gecesidir.

Berat kelimesinin Arapça aslı olan berâet; sözlükte, “borçtan, ceza veya sorumluluktan kurtulmak; temize çıkmak” gibi anlamlara gelmektedir. Berat Gecesi “Şaban’ın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (belge) gecesi” olarak da ifade edilmektedir. Şaban’ın on beşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat Gecesi denilmiştir.

12Şub/25Kapalı

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ - Seyfettin KARAMIZRAK

Müşteri memnuniyeti, “müşterinin ihtiyacının giderilmesi ve isteğinin karşılanması sonrasındaki tatmin oranıdır. Müşteri memnuniyeti kavramını, müşterinin aldığı hizmetlerden memnun kalma düzeyi” olarak da tanımlayabiliriz.
İnsan ilişkilerinde, müşteri memnuniyeti olmazsa olmazlardandır. Bu gerçeği kimse inkâr edemez. Müşteri, güneş gibidir. Yalnız bu, karşılık bekleyen bir güneştir. Aynı yerde durmaz. Sürekli ışık saçmaz. Eğer ona karşı tutum ve davranışlarımızdan hoşnut kalmazsa, başka kişileri aydınlatmak için yer değiştirir. Yani ışığını mahrum eder.
Dolayısıyla yüzünü müşteriye dönmeyen işletmeler büyüyemez, gelişemez, ısınamaz ve aydınlanamaz.
Bir firma ya da işletme sahibi, mutlu müşterilerini eve gönderdiğinde yalnızca müşteri memnuniyeti kazanmış olmamaktadır. Mutlu müşteriler sadık müşterilere dönüşmekte, ağızdan ağıza dolaşan pazarlama hizmetine de büyük katkı sağlamaktadır. Çünkü memnun müşteri, mutlu ve sadık müşteridir.

11Şub/25Kapalı

ARAZİ DEĞİL VATAN! – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

ARAZİ DEĞİL VATAN! - Ruhittin SÖNMEZ
ABD Başkanı Donald Trump çılgın bir adam. Bir devlet adamı gibi değil, her nasılsa çok para kazanmayı veya güç sahibi olmayı başarmış narsist bir iş adamı gibi davranıyor.
İkinci defa başkan olduktan sonra söylediği sözler hiçbir devlet başkanından duymadığımız tehlikeli hedefler ve tehditleri içeriyor.
Kişi olarak böyle olmasının bir zararı yok. Ama dünyanın en güçlü devletini yöneten bir kişi yani ABD başkanı olarak söylediğinde milyonlarca insanın uykusunu kaçırıyor.
Meksika Körfezi, Grönland ve Kanada’ya dair egemenlik talepleri ile başta Çin olmak üzere bazı ülkelere yüksek gümrük vergileri koymak, ekonomik yaptırımlar uygulamak gibi kararları bizi pek ilgilendirmiyor gibi görünüyor. Ama uygulandığında Türkiye’yi etkileyecek yönlerini göreceğiz.
Ancak Trump’ın, İsrail’in soykırımcı Başbakanı Netanyahu ile yaptığı görüşmeden sonra, Gazze konusunda söyledikleri tüylerimizi ürpertmiş olmalı. Çünkü bu coğrafyada yapılacak her şey Türkiye’yi, soydaşlarımızı ve dindaşlarımızı doğrudan ve yakından etkileyecektir.
Netanyahu Amerika’ya gitmeden görüşmenin içeriği hakkında ipucu vermişti. “Trump ile el ele verip Ortadoğu’nun yeni sınırlarını çizeceğiz” demişti.
Trump 4 Şubat’taki toplantıdan sonra, Netanyahu’nun beklediğinden de ilerisine gitti. “ABD’nin Gazze’yi yeniden inşa edeceğini ve burada yaşayan Filistinlileri bölge ülkelerine yerleştireceğini” söyledi.
“Gazze’den kaç kişinin başka bir ülkeye yerleştirilmesi gerekiyor?” sorusuna ise “tamamı” diye cevap verdi.
6 Şubat’ta da ABD Başkanı Trump, İsrail’in Gazze Şeridi’ni inşaat için “ABD’ye devredeceğini” Gazze’nin Ortadoğu’nun Rivierası haline getirileceğini belirtti. Filistinlilerin bölgedeki ülkelerde güvenli ve güzel mahallelerde, yeni ve modern evlere yerleştirilebileceğini”
ifade etti ancak ülke adı vermedi. Bu fikrinin “Ortadoğu’ya istikrar getireceğini ve herkesin bu fikri çok sevdiğini” söyledi. (Bu cümledeki herkesin kimleri kapsadığını çok merak ediyorum.)
İsrail Savunma Bakanı Katz, “İsrail’in Hamas’a karşı savaşını eleştiren ülkeler bu kişileri almakla yükümlü” diyerek planı biraz daha açtı. Bu ülkelerin başında Türkiye’nin geldiği açık değil mi?

10Şub/25Kapalı

FİLİSTİNLİLER, NEREYE GÖNDERİLECEK? – Arslan BULUT

arslan bulut

FİLİSTİNLİLER, NEREYE GÖNDERİLECEK? – Arslan BULUT

Trump’ın Gazze’yi boşaltarak bir turizm şehri haline getirme projesi etnik temizliktir. Bu da insanlık suçudur.

İsrail’in Körfez’den Gazze’ye boru hatları kurmak istediğini söyleyenler var ama bu projede Yafa limanının kullanılması planlanıyordu.

Bugün profesör olan Cemal Zehir, yardımcı doçent iken yazdığı “Türkiye'nin Ortadoğu Su Politikaları ve Sınır Aşan Sularla İlgili Yeni Beklentiler” başlıklı makalesinde “İsrail, Nil sularının borularla Gazze şeridine akıtılmasını istemektedir.” ifadesini kullanmıştı...

Gazze’de de su kaynakları çok kısıtlı. En yakın ve yeterli su kaynağı, kuzeyde Manavgat, güneyde Nil suları...

9Şub/25Kapalı

OECD Açıkladı:“Türkiye Enflasyon Şampiyonu” – Prof. Dr. S. Rıdvan KARLUK

image-4

OECD Açıkladı:“Türkiye Enflasyon Şampiyonu” – Prof. Dr. S. Rıdvan KARLUK

Bir toplumda tüketici fiyat endeksiyle ölçülen enflasyon, yıllık belirli aralıklarla sabitlenebilen veya değiştirilebilen bir mal ve hizmet sepeti edinmenin ortalama tüketiciye maliyetindeki yıllık yüzde değişimi yansıtır. OECD üyelerinin 2023 enflasyon oranı, 2022’ye göre yüzde 2,56 düşüşle yüzde 5,68 olmuştur. 2021 enflasyon oranı, 2020’ye göre
yüzde 2,08 artışla yüzde 2,82 iken, 2020 yılı için OECD üyelerinin enflasyon oranı, 2019’a göre yüzde 1,01 düşüşle yüzde 0,73 olarak gerçekleşmiştir.

8Şub/25Kapalı

Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk… – Fahri SAĞLIK

fahri-saglik-kose-587x470

Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk… - Fahri SAĞLIK

Ülkemizin dört bir yanından Müslümanlar küçük büyük demeden arzın merkezine (Kâbeye) büyük bir şevk ve heyecanla gitmektedirler. Şubat tatili ile birlikte okul çağındaki gençlerimizin çokluğu da göze çarpıyor. Rabbim yol bulup giden bütün kardeşlerimizin umrelerini mebrur eylesin.

Umre, Allah (c.c.) ve Resul’ünün sevdasını yüreklerinde taşıyanlar için bir vuslattır. Sizler Allah’ın misafirleri olma şerefine nail olmaya talipsiniz. Bundan daha şerefli bir misafirlik olur mu? Sizler bu misafirliğe kabul edilmekle büyük bir nimete kavuşmuş bulunuyorsunuz. Bu büyük nimetin kadrini, kıymetini iyi bilmek gerekir.

7Şub/25Kapalı

DEPREMİN YILDÖNÜMÜNDE ALBAY REŞAT BEY’İ ANDIM – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

DEPREMİN YILDÖNÜMÜNDE ALBAY REŞAT BEY’İ ANDIM - Ruhittin SÖNMEZ
Albay Reşat Bey Büyük Taarruz sırasında çok stratejik öneme sahip Çiğiltepe’deki birliklerimizin komutanıydı.
”Mustafa Kemal Paşa Albay Reşat’ı Anafartalar muharebelerinden tanıyordu. Keza Kafkas Cephesinde düşman işgalinde görev almış, 1918 yılında Yıldırım Ordularında grup komutanlığına atanmıştı.”
26 Ağustos’ta görevi Çiğiltepe’yi Yunan askerinden temizlemekti. 27 Ağustos’ta Mustafa Kemal Paşa cepheden telefonla bilgi alır. Albay Reşat Bey tepeyi düşmandan yarım saatte temizleyeceğini söyler. Ama düşman beklediğinin üstünde mukavemet gösterdiğinden sözünü tam vaktinde yerine getiremez.
Albay Reşat Bey için, Çiğiltepe’yi almak bir onur meselesiydi. Reşat Bey, Çiğiltepe!yi söz verdiği saatte alamayınca “Yarım saat zarfında o mevkiyi almaya size söz verdiğim halde,
sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam” notunu bırakarak intihar eder.
Çiğiltepe düşmandan temizlenmiştir ama Mustafa Kemal Paşa bu ahlaki sorumluluğu yüksek kahraman subay için çok üzülür.
Albay Reşat Bey, vefatının ardından Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası ile onurlandırıldı. Atatürk, Albay Reşat Bey’in ailesine “Çiğiltepe” soyadını verdi.