
ATSIZ MİSALİ – Cevat NAS
ATSIZ MİSALİ - Cevat NAS
Gönül bir sevdanın peşine düşmüş,
Aklı yok , fikri hür , deli misali…
Şu sisli havada , bu tuzaklarda,
Hep yollara düşmüş derviş misali.
*
Gönül adamları vardı bir zaman,
Çıkarsız , hilesiz canlar misali.
Birçoklarını da tanımamışız,
Şerefi kaybolmuş , adam misali .
*
Kale burçlarında dolaşırlardı,
Mangalda kül bırakmazdı o hali.
Koltuk , çıkar düşlerine girince ,
Kurtlar yol değişti ,tilki misali…
*
Neyleyim ki deynek puştun elinde,
Su başılar hırsız , soysuz misali.
Birileri makam ,mevki görünce,
Oldular hepsi de , tilki misali…
*
Kopar zincirleri, Gülsarı kopar,
Haksızlığa diklen Kürşat misali,
Türke ait ne var ise sahiplen ,
Turana el uzat , Atsız misali!
Cuma namazı (1) – Fahri SAĞLIK
Cuma namazı (1) - Fahri SAĞLIK
A. Cuma Namazının Hükmü
Cuma namazı, farz oluşu Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit olan ve hutbeyi de ihtiva eden iki rekatlı, cemaatle kılınan bir namazdır. Yüce Allah, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” buyurmaktadır. (Cuma Suresi; 62/9-10)
Hz. Peygamber, “Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman’a farzdır.”, “Cuma namazını kılmayan birtakım kişiler ya bundan vazgeçerler ya da Allah kalplerini mühürler de gafillerden olurlar.”, “Allah önemsemeyerek üç Cuma’yı terk eden kişinin kalbini mühürler” buyurmaktadır. Cuma namazı, Hz. Peygamber döneminden günümüze kadar bütün Müslümanlarca kılınmış ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir ihtilafa düşülmemiştir. Hz. Peygamber ilk Cuma namazını hicret esnasında Medine yakınındaki Rânûna denilen bir vadide kıldırmıştır.
Sarıcalar’da; Cemil Uslu ve Abdülcelil Uslu kardeşlerim ile…
16 Haziran 2024 Pazar / Şükürler olsun ki, Sarıcalar’da Kurbanı beraber kestiğimiz Cemil Uslu ve oğlu Abdülcelil Uslu kardeşlerim ile…
İlker Altınten’e; “KANDIRA / SEMPOZYUMU VE KANDIRA KURULTAYI”kitabı
17 Haziran 2024 Pazartesi / İlker Altınten’e; “KANDIRA / SEMPOZYUMU VE KANDIRA KURULTAYI” kitabını takdim ettim…
Hüseyin Üzkul’a; “BİR ZAMANLAR KANDIRA Anılar – Anlatılar” kitabı
17 Haziran 2024 Pazartesi / Hüseyin Üzkul Kandıra Sanayide işletmesi olan bir iş insanı…
İş insanı Hüseyin Üzkul’a, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatından Genel Müdür olarak emekli olan İsmail Sarıca’nın kaleme aldığı “BİR ZAMANLAR KANDIRA Anılar – Anlatılar” kitabını, Kocaeli Kandıralılar Derneği Denetim Kurulu Başkanı Ahsen Okyar takdim etti.
Muazzez İlmiye Çığ Kaleminden…
Muazzez İlmiye Çığ Kaleminden...
Dün gece geç saatte kişinin biri boyundan büyük söz etmiş:
“Türkçeden arapça ve farsça sözcükleri çıkarırsanız Türkçe kalmaz!”
Gibi köksüz bir söz savurmuş…
Bayramı da unutmamış, kutlamış.
(Önce yine farsça, arapça sanılan
Bayramını BAY’ladım!
Bey BAY Eden,
Ay gibi görünen ışık/kişi olur.
AY-ET (delil-kanıt) olur!
RAM rama’dan gelir. Barış/Mutluluk…
Bu sözcüğün doğuşunu da açıklarım! Ama şimdilik kalsın.
UR gibi ortaya çıkan Çuk-UR-a gömülür.
Ona HOP DEDİK başlığıyla
aşağıdaki yanıtı verdim.
Akıl vermek değil, BİLginin karanlığı AKLAMASI için, yerleri/İL’leri AKlayın! AKIL-Ak-il, AKLANMIŞ İLLER/yerler çoğalsın!
Karanlık yok olsun.
Bugün Kocabayramlar’ın Bayramı…
17 Haziran 2024 Pazartesi / Bugün Kocabayramlar’ın Bayramı… Geleneksel olarak Kurban Bayramlarında 2. gün Bayram olarak kutlanıyor…
Uzun yıllar Almanya’da çalıştıktan sonra emekli olan ve 6 ay Almanya’da, 6 ayda Türkiye’de kalan Hüseyin Aydemir dayımız Emine yengemiz hanımefendi ile birlikte Bayramlarda Kocabayramlar’a gelir, bu Bayramda da halen Almanya’da çalışan oğlu Murteza Aydemir ile birlikte geldi.. Saatler süren keyifle sohbet etme imkanı bulduk.. Başta bugünlerde 90 yaşına yaklaşan dayımız olmak üzere Bayramlara ilgi gösteren akraba ve dostlara teşekkür ederim.
Dr. Oktay Taşolar kardeşim eşi ve çocukları ile köyümüzü şereflendirdi.
Kocabayramlar’a gelen;
Ayşe - Ersin Baykara,
Özcan Baykara,
Nisa Nur ve Şura Nur Sağlık
Nurcan – İsa Altuntaş ve çocukları Nehir ve Umut Altuntaş,
Nursel - Ahsen Okyar ve çocukları Burak, M. Murat ve Zeynep Gökçen Okyar
Neslihan - Cem Küçük ve çocukları Ahmet Efe ve Mete Küçük,
Fatma - Hasan Baykara ve çocukları Çağrı ve Berkalp Baykara,
Merve - Hakan Demirel,
Canan - Sabahattin Baykara ve çocukları Emre ve Serra Baykara,
Aslı - Emre İlhan ve oğulları Deniz Alp İlhan,
Belfin – Yetiş Çoban,
Seçil - Cavit Sözer ve kızları Elif İlke Sözer,
Melike - Batuhan Güngör,
Filiz - Ünsal Uçar,
Nuray - Sercan Uçar ve çocukları Umay Uçar,
Rümeysa – Engin Soner,
Dr. Fatma E, - Dr. Oktay Taşolar ve çocukları; Gülçe ve Yusuf Taşolar,
Emine - Hüseyin Aydemir ve oğulları Murteza Aydemir,
Nezaket Baykara,
Nurhan - Vedat Baykara ve çocukları Furkan ve Beyza Baykara
Öznur – Oğuzhan Baykara,
İlkay – Türkan Baykara ve oğulları Enes Baykara
Yurdanur- Erhan Okyar ve çocukları Kerem, Kaan ve Erim Okyar
İhsane Gökkan,
Emir Hüseyin Civelek,
Emine – Hasan Uzunhasanoğlu ve prensesleri Nihal Uzunhasanoğlu ve
Göksu - Erhan Yılmaz’a tekrar tekrar teşekkür ederim…
Ahmet Efe Küçük’e;, “Eşkiyalıktan Devlet Adamlığına KANDIRALI MEHMET PAŞA” kitabı
17 Haziran 2024 Pazartesi / Torunum Ahmet Efe Küçük’e, “Eşkiyalıktan Devlet Adamlığına KANDIRALI MEHMET PAŞA” kitabı takdim edildi.
Tarihçi Prof. Dr. Atilla Çetin’in, Osmanlı döneminin Kandıralı tek paşası olan Mehmet Paşayı tanıttığı “Eşkiyalıktan Devlet Adamlığına KANDIRALI MEHMET PAŞA” kitabını, torunum Ahmet Efe Küçük’e takdim ettim.
Abdulcelil Uslu’ya; ; “62 YILLIK SİYASET HAYATIYLA EROL KÖSE – MUSTAFA KÜPÇÜ” kitabı
16 Haziran 2024 Pazar / İGSAŞ çalışanı Abdulcelil Uslu’ya “62 YILLIK SİYASET HAYATIYLA EROL KÖSE - MUSTAFA KÜPÇÜ” kitabını takdim ettim…
İSYANLI SÜKUT – Abdurrahim KARAKOÇ
İSYANLI SÜKUT - Abdurrahim KARAKOÇ
Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
7 Haziran 2012 tarihinde ebediyete uğurladığımız Abdurrahim Karakoç büyüğümüze Allah Rahmet eylesin…