Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

8Eki/180

CUMHURİYETİN MAARİF VE TERBİYE GAYELERİ ANA ESASLAR

43216805_2211704532234302_4782016187934441472_n

ATATÜRK LİSE TARİH KİTAPLARI CİLT 4, 1934 BASIMI
CUMHURİYETİN MAARİF VE TERBİYE GAYELERİ ANA ESASLAR
Cumhuriyetimizin maarif ve terbiyede güttüğü gayenin ana esasları:

1 — Milliyetçi, halkçı, inkılapçı laik cumhuriyet vatandaşları yetiştirmek;

2 — İlk tahsili filen umumileştirmek, dağda yalnız yaşayan küçük çobana kadar bütün vatandaşlara okuyup yazma öğretmek;

3 — Yeni nesilleri bütün tahsil derecelerinde umumiyetle ameli ve bilhassa İktisadi hayatta amil ve muvaffak kılacak bilgilerle teçhiz etmek,

4 — Cemiyet hayatında, dünya veya ahiret cezaları korkusundan doğan ahlak yerine “hürriyet„ ve “nizam,, in telifine istinat eden hakiki ahlak ve fazileti hakim kılmak,

5 — Bu dört ana esasa dayanan cumhuriyet maarif ve terbiyesinin umumi hedefi: Türk Milletini medeniyet safında en ileri götürmek ve yeni nesilleri Türk olmak haysiyetinin istilzam ettiği bu gayeye en kısa zamanda varmayı mümkün kılacak aşk, irade ve kudretle yetiştirmektir.

TERBİYE VE TEDRİSAT DA YENİ VE ESKİ TELAKKİLER

a) Ezbercilik — Osmanlı Saltanatında birer kanun mahiyetinde tertip edilen ders programlarının tatbikinde muallime, derslerini çocukların yaş, zeka ve fikir kabiliyetlerine göre idare etmek serbestisi verilmez, çocuk muhakemeleri işlettirilmezdi. İmtihan muvaffakiyetleri ezbercilik melekesine göre tayin edilirdi. “Bülbül gibi ezber oku¬yor,, tabiri en yüksek takdir ve aferin hükmünü ifade ederdi. Medreselerin Kuran hafızlığından intikal eden, bu fikir hareketini durdurucu sakim usul artık kalkmış ve muallim, basmakalıp cümleleri tekrar eden basit bir ders makinesi olmaktan çıkmıştır. Cumhuriyet maarifinin ders programları, eskiler gibi tekamül yolunda değişebilmek istidadından mahrum cansız metotların tatbik aleti halinde değildir.

b) Korku, sevgi — Eski usulde,muallimin nüfuzu ve okutmakta ki muvaffakiyeti, talebeye muamelesinde ki sertliğe ve telkin edebileceği korku derecesine istinat ettiriliyordu. Bu tarzın çocuk ruhunda yaptığı tesirin tabi neticesi olarak ferdi istidat ve kabiliyetlerin araştırdığı derslere değil, en çok ceza veren ve en çok korkutan muallimlerin dersine çalışılıyordu. Bu usul muallimi, bir hayvan mürebbisi vaziyetine sokuyordu. Çocuk ilk mektep hayatına verilirken babalara "eti senin kemiği benim,, dedirtiliyor, bu ifade ile muallimin çocuğu istediği kadar dövebilmek hakkı kabul ettirilmiş oluyordu. Bugün muallim kürsüyü taht edinmiş mutlak bir hükümdar vaziyetinde değildir; talebe için, öğrenmede kendilerine yardım eden daha tecrübeli, daha, bilgili bir yardımcı, daha yaşlı bir arkadaştır.

c) Tecrübe, tahlil, tenkit — Yalnız hafızaya kıymet vererek tahlil tenkit melekelerini ölüme süren eski usulde fenni tecrübelerin, el ve göz vasıtası ile dahi öğretmenin hiçbir yeri yoktu. Cumhuriyet maarifinde, göz, el ve bütün havas ve melekeler bellemek ve belletmek maksadına hizmet eder; mektep müzeleri, kimya, hikmet ve saire gibi derslerin tahlil ve tecrübelerle beraber yürütülmesi, el işleri, her derse ait duvar levhaları gibi vasıtalar bu devirde imkanın azami derecesinde arttırılmıştır.

d) Mesleki tedris — Eski usulde, programın istediği nümunevi mektep mezunu bir papağandan, ancak okutulanı söyleyen gramofon plağından farksızdı. Kendilerini programın tesirinden şahsi mütalaa ve tetebbülerle kurtarabilen müstesna yaratılışlar haricinde, mektepler münhasıran yazı kaleminden başka alet kullanmayan vatandaşlar yetiştirirdi. Zanaatların, işçiliğin asalet ve kutsiyeti bilinmez, kabul edilmezdi. Batıl itikatlar tesiri ile güzel sanatlara karşı bile alakasızlık, hatta düşmanlık gösteriliyordu.

Edebiyat, temsil, resim veya heykeltraşlık merak ve istidadı gösteren, bunlara çalışan çocukların adam olmayacaklarına hüküm veriliyordu. Şerefsiz sayılan zanaat ve işçilik hayatına ise, ancak bütün diğer meslek ve maişet kapılarının yüzlere kapanmasından sora katlanılması mecburi bir felaket yüklenilir gibi giriliyordu.

Cumhuriyet maarif programında güdülen maksatlardan biri de bu gibi kanaat ve telakkileri kökünden değiştirmektir.

Bugünün maarif programında mesleki tedrisatın ehemmiyetli mevki vardır. Memleketin ihtiyaçları, milli hayatın icapları iyiden iyiye tetkik edilerek mesleki tedrisat teşkilatı için projeler hazırlanmıştır. Orta ticaret mektepleri, Ankara'da ki İsmet Paşa. Kız Enstitüsü (Res. 725), İstanbul ve Bursa'da ki Kız Sanat mektepleri v.s. bu projenin tatbik sahasına geçmiş eserleridir. Eski devirlerde, zanaat öğretmek için açılmış olup ta ya program fenalığından, ya çalışma vesaiti verilmemesinden veya mekteplerle İktisadi muhit arasında irtibat temin edilmemesinden işçi yerine küçük devlet memuru yetiştirici müesseseler halini almış bulunan sanayi mektepleri de Cumhuriyet devrinde asli maksada göre ıslah ve tensik edilmiştir.

e) Din terbiyesi — Eski maarif, dini terbiyeye müdahaleyi en fazla dikkat ve taassupla güdülen bir şiar edinmişti.
Mekteplerde talebeye din bahislerinde düşünmek, muhakeme etmek hak ve fırsatı verilmez, zorla ve çok defa dayakla namaz kıldırılırdı.
Cumhuriyet maarifi, esas prensiplerden biri olarak vicdan serbestliğini kabul etmiş, din terbiyesini tamamı ile ferde ve aileye bırakmıştır.

f) Bedii terbiye — Bediî terbiye de eski devirlerin en fazla ihmaline uğramış sahalardandı. Cumhuriyetin ilk işlerinden biri, memlekette bediî kültürü yükseltmeye çalışmak olmuştur. Ankara da bir Musiki Muallim Mektebi açılmış (Res. 126) eski Sanayi Ne/ise Mektebi kapatılarak yeni esaslarla daha geniş programlı bir Güzel Sanatlar Akademisi ihdas olunmuştur. Türk gençlerinden heykeltraşlar yetişmesi teşvik (Res.127-131), yetişenler himaye edilmiştir. Güzel sanatların muhtelif şubelerinde hususi istidat gösteren birçok gençler devlet bütçesi tahsisat ile Avrupa'ya, beynelmilel büyük musiki üstatlarının bulunduğu sahalara gönderilmişlerdir. Cumhuriyetin yedi sekiz yılı içinde musiki, resim, heykeltraşlık, mimari, edebiyat sanatlarında sayısı ve kıymeti gittikçe artan bir nesil doğmuştur.

g) Sıhhat terbiyesi — Osmanlı Saltanatından meşrutiyete gelinceye kadar, devlet, mektep çocuklarının sıhhati ile alakadar olmak lüzumunu duymaz ve böyle bir vazife tanımazdı. Meşrutiyette bu lüzumun kabulüne temayül edilmiş, fakat tatbikat hiç denecek kadar eksik derecede kalmıştı. Cumhuriyet, mektep doktorları ve maarif sıhhiye müfettişleri teşkilatını yeni maarif bünyesinin esas cihazlarından biri olarak kabul etmiş ve maddi imkanın müsait olduğu yerlerde tatbik eylemiştir. Sıhhat koruma esaslarının mekteplerde ders ve konferanslar şeklinde dikkatle öğretilmesi usul tutulmuştur.

İstanbul da Cumhuriyetin hayırlı eserlerinden biri olarak açılan “Prevantoryum„ verem pençesine tutulmuş olarak aldığı birçok muallim ve talebeyi hayata, vatana ve ailelerine sıhhatli vatandaşlar halinde iade etmiştir (Res.

132). Bu müessesenin her yıl daha fazla tekemmülüne ve takviyesine çalışılmaktadır.

h) İktisat ve tasarruf terbiyesi — Osmanlı Saltanatının maarif planında hiçbir zaman yer bulmamış olan mühim yeniliklerden biri de budur. Cumhuriyet mekteplerinde iktisat ve tasarruf terbiyesi, İktisadi hayata alıştırma faaliyeti geniş bir ehemmiyet bulmuştur. Mekteplerimizde derece derece talebe tarafından idare edilen kooperatif teşkilatı, tasarruf ve yardımlaşma sandıkları vardır. Bunlar iyi işlemekte ve gittikçe inkişaf etmektedir. Gazi Reis, maarif ve terbiyeye temas eden her nutkunda programların İktisadi ihtiyaçları karşılayacak surette tanzimi lüzumuna işaret etmiştir., .

i) İlmi heyetler, kongreler, kurslar — Cumhuriyet maarifi, ihtisas ve salahiyet sahiplerinin fikirlerini araştırmaya, mühim işlerde reylerini sormaya daima kıymet ve ehemmiyet vermiştir. Esaslı ıslahatın, tatbikten evvel İlmi heyetin veya bir ihtisas kongresinin tetkik ve tasvibinden geçmesi usul ve kaide edinilmiştir. Buna daha evvel de söylendiği üzere, Milli Mücadelenin ateşli günlerinde, Sakarya Muharebeleri sırasında başlanmıştır. Ondan sora muhtelif teşkilat, ıslahat işlerinin müzakeresi için 1923 ten başlayarak hemen her yıl meslek ve ihtisas kongreleri toplanmıştır. Bunlardan başka maarif ve kültür ile alakadar hususi teşekküllerin çalışmaları veya kongreler halinde toplanıp görüşebilmeleri için de devletçe daima maddi muzaheretlerde bulunulmuştur.

Derslerin yeni programlara, yeni usullere göre verilebilmesini az zamanda ve kolaylıkla temin için muallimlere mahsus muhtelif kurslar açılmıştır.

Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Kategori: Mesaj Yorum gönder.
Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.