Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
26Ara/140

NOEL, İSA ve HIRİSTİYANLAR – Nurullah AYDIN

NOEL, İSA ve HIRİSTİYANLAR - Nurullah AYDIN

Ortadoğu kökenli üç dinden; Museviler Musa'nın, Hıristiyanlar İsa'nın, Müslümanlar Muhammed'in ne zaman doğduğuna ilişkin ortak bir karara varamamışlardır. Bunun yanında her din, kendi peygamberinin doğum gününü kutlarken diğer din peygamberinin doğum gününü kutlamaz.

Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlandığı Hıristiyan bayramı. Ayrıca Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş veya Milât Yortusu olarak da bilinir. 20. yüzyılın başlarından itibaren Noel, Hıristiyan olmayanlar tarafından da kutlananan, dinî motiflerinden arınmış, hediye alışverişi etrafında yoğunlaşan bir bayram olarak da kutlanmaya başlamıştır. Bu seküler Noel versiyonunda mitolojik figür Noel Baba temel bir rol oynar.

Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık'ta kutlanır. Kutlamalar 24 Aralık'ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 6 Ocak'ı Noel olarak kutlarlar. Hristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde pratik olarak Noel tatili yılbaşı tatiliyle birleştirilir.

Bazı Ortodoks kiliselerinin Noel'i Jülyen takvimine göre kutlamasının nedeni, şu an kullanılan Gregoryen takviminin Katolik bir din görevlisi olan Papa XIII. Gregory tarafından düzenlettirilmiş olmasıdır.

11Ara/141

PARA, BENCİLLİK, SÖMÜRME – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

PARA, BENCİLLİK, SÖMÜRME – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Kapital yani para odaklı düşünce anlayış ve yaşam, insanoğlunun varolma sebebini dönüştürmeye devam ediyor.

Yaşamı için gerekli besini daha sonra maddeyle elde ettiği araç ve gereçleri paylaşımda, ideolojik düşüncelerle ve din’i görüş ve bakışlarla kurallar, sistemler oluşturdu.

Merakla başlayan ilgi, bilimsel düşünce yöntemleri geliştirdı. Ancak yaşamında var olan beslenme ve diğer insanlarla paylaşım ve her canlıda olduğu gibi insanda da var olan bencillik, insanları sömürme, öldürme, etkisiz kılma anlayışını da geliştirdi.

Tarih boyunca, akıllı olanlar bilgili olanlar yanında cahil olanlarda sahip oldukları iktidar gücü ile silah gücü ile insan gücü ile inanç gücüyle istediklerini yapmayı başarmışlardır.

Bilgili veya cahil insanların içiçe yaşadığı dünyada, beklentilerde kuşkusuz farklı olacaktır.

Bunalım, açmaz veya kriz çağımız da yaşanan siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik hemen her konuda dile getirilmektedir. Bazıları çözüm önerir, bazıları uygular, bazıları da tartışır. Kavrama acizliği içinde olanlar, sorunları çoğu kez içinden çıkılmaz hale sokabilir.

İnsan yaşadığı çaresizlik karşısında inançları doğrultusunda çare aradığını düşünür. Ancak okumuş kesimin, yaptıkları ise cehaletten öte, aldıkları pay karşılığında güçlü sömürücüleri korumadır. Halka dönük olarak da duyarsızlıktır.

Kapitalizmin son dönem düşünürleri ve sistem kurucuları Keynes ve Friedman’dır.

1929 Krizi’nden ve İkinci Dünya Savaşı/Paylaşım Savaşı sonrası 1970’lere kadar Keynes politikaları uygulandı. Bir yandan Keynes politikalarına dayalı sosyal devlet politikaları, diğer yandan da savaş sonrası hızla geliştirilen yeni teknolojiler kapitalist dünyaya pembe dönem olarak tanımlanan ortam oluşturur.

7Ara/140

DEĞİŞEN KİŞİLİKLER – Nurullah AYDIN

DEĞİŞEN KİŞİLİKLER - Nurullah AYDIN

Siyasetçiler, gazeteciler, sanatçılar, iş adamları, akademisyenler, halk nezdinde kimlikleri, kişilikleri ile değerlendirilir. Yine insanlar birbirlerine bakışlarını anlamlandırır.

İnsanlar arası değerlendirmelerde; olumlu tanımlama yanında, kaba söz, iftira, nefret, yalan ve toplum ahlakının hoş görmediği ifadeler de kullanılır.

Tutarsız davranışlar, aniden değişen duygular insanların birçoğunda hayal kırklıkları doğurur.

İnsanlar karşıdakini tanımlamada hayvanların özelliklerini düşünerek hareket ederler.

Birbirinin her halini bir hayvanla tarif ederler.

Asalak olana sırtlan,

Başarı gösterene ise aslan,

Boş boş bakana angut,

Çok çalışana Arı,

Çok yemek yiyene fil,

Ders çalışana, inek,

Erkeğin irisine ayı,

Erken yatana tavuk,

Geç anlayana öküz,

Geç yatana gece kuşu,

Güzel sesliye bülbül,

Hiçbir şeye itiraz etmeyene koyun,

3Ara/140

PAPA, PATRİK, İMAM VE BİZANSIN İNŞASI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

PAPA, PATRİK, İMAM VE BİZANSIN İNŞASI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Vatikan Katolik kilisesi ruhani lider Papa Türkiye’de. Ortadoksluğun merkezi İstanbul’da patrikle buluştu. Önce Ankara’da sonra İstanbul’da. Ne için? Hıristiyan dünyasının birleşmesi. İslamcıları da İbrahim’i din adı altında dinlerarası diyalog yoluyla birleştirmek.

Ortadoğu kökenli üç dinin elçi/peygamber İbrahim odaklı birleştirilmesi projesi; Derin dünya devletinin temel stratejisidir.

Türkiye'de Bizans’ın çocuğu olmayı, Müslüman kisve altında benimseyenler yanında, Bizans çocuğu olmaya meraklılar da çoğalmış durumdadır.

Fransa Cumhurbaşkanı hepimiz Bizans’ın çocuklarıyız dediğinde, Türkiye yetkilileri ses çıkarmamışlardı. Böylesine kendisini inkâr etmeye varan duruş sonucu Haçlılar son seferlerinde amaçlarına ulaşmış durumdalar. Bu Türkiye'nin Bizanslaştığının kabulüdür.

Roma imparatorluğu, pagan dinindeydi. Doğu Roma ayrılıp Bizans kimliğiyle varlığını sürdürürken, Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi. Ancak İsa’nın öğretileri ile İncil’le var olan ilahi mesajı tersyüz ederek Roma pagan inancıyla sentez yaparak kabul etmişlerdi. İznik’te konsül toplayarak yüzlerce İncil’den dördünü kabul etmişlerdi. Bizans; Hıristiyanlığın Ortadoğu’daki Müslümanlara karşı vurucu gücü olmuşlardı.

Ne ilginç ki; Bizans’ın çocukları, İslamiyet’i kabul ettiler. Siyasi İslamcı kimlikleriyle varlar. Ve yine İslam ülkelerini bu kez Haçlı Siyonist İslamcı kimlikleriyle yakıyorlar, yıkıyorlar. Katolik, Protestan, Kalvinist Avrupalılarla, Avengelist Amerikalılar ise yönlendiriyorlar.

20Kas/140

2O KASIM DÜNYA FELSEFE GÜNÜ KUTLAMA MESAJI – Nurullah AYDIN

2O KASIM DÜNYA FELSEFE GÜNÜ KUTLAMA MESAJI - Nurullah AYDIN

Seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum anlamına gelen phileo ve bilgi, bilgelik anlamına gelen sophia sözcüklerinden türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplin olan felsefe, bilgelik sevgisi ya da hikmet arayışı anlamına gelir. Başlangıçtaki bu özgün anlama göre, her türden bilimsel araştırmacıya filozof adı verilmiştir.

Felsefe; varlık ve düşünmeyi oluşturan ilkeler, gerçeklik ve nedenselliğin araştırılmasıdır.

Ortaya atılmış soruların cevaplarının aranması anlamına gelir.

Felsefe; bir tür kritik, yaratıcı düşünmedir.

Felsefenin eğildiği konular; Metafizik, Epistemoloji, Ahlak, Politika, Estetiktir.

İnsanlığın karşı karşıya olduğu problemler kadar, ülkemizin kendine özgü problemleri de, olaylara felsefenin ışığında da bakabilmeyi gerekli kılmaktadır.

Savaşların ve çatışmaların bitmek bilmediği, savaş tacirlerinin her türlü yolu ve yöntemi kullanmaktan çekinmedikleri günümüz dünyasında barış, özgürlük, insan hakları, insanın onuru ve değerlerin savunulmasında felsefenin temellendiriciliği ve aydınlatıcılığı büyük önem taşımaktadır.

Yaşadığımız dünyayı daha iyi, daha insancıl bir dünyaya dönüştürmede ve uygarlık maskesiyle gizlenmeye çalışılan modern barbarlıklara başkaldırmada felsefenin işlevi yaşamsal bir önemdedir.

Doğmalardan, saplantılardan, sömürüden, istismardan, ayrımcılıktan zulümden baskılardan arınmış bir Türkiye ve dünya için aydınlanmış insanlara büyük sorumluluk düşmektedir.

Felsefe günü Kutlu olsun.

10Kas/140

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ MESAJI – Nurullah AYDIN

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ MESAJI - Nurullah AYDIN

İnsani değerlere dayanan kültür ve medeniyeti ile güven ve huzur veren, adaletli yönetimi ile mazlum halkların güvencesi olan, insanlık ailesinin şerefli üyesi Kahraman Türk Milleti’nin mensupları;

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 76. yıldönümünde Türkiye gerçeğini bilmek anlamak, görmek ve gereğini yapmak sorumluluğu, her vatan evladına düşen bir görevdir.

Dış güçlerin Türkleri Anadolu’dan atmak çabası; Malazgirt, Miryakefelon ve Sakarya savaşları sonucu başarısızlığa uğrayınca, kimliksizleştirme projesini uygulamaya koydular. Kimi batıcı, kimi Asyacı, kimisi de Arapçı kültürlerle şekillenerek gaflet, dalalet ve hıyanet içine girdiler.

Amaçlarına ulaşamayan şer güçler; bu kez ortaçağ Arap kültürünü, kutsal İslam dini kamuflajı altında sahneye koydular. İslam dini’nin kutsal kitabı Kur’an ve önderi peygamberden uzak hurafelerle dolu düşünce ve yaşam biçimini öne sürdüler.

İnsanlığın gelişim, değişim ve dönüşüm sürecinden habersiz, evrensel insanlık değerlerinden uzak, çağın gerçeklerinden habersiz, akıl ve bilimi bir tarafa bırakmış, adalet, hak, namus, dürüstlük kavramlarından uzak insanlar siyasi, ekonomik güç kazandılar.

25Eyl/140

GERGİNLİK, KUTUPLAŞMA VE ÇATIŞMA – Nurullah AYDIN

GERGİNLİK, KUTUPLAŞMA VE ÇATIŞMA - Nurullah AYDIN

Ortadoğu gergin, Türkiye gergin.

Ortadoğu’da kutuplaşma, Türkiye’de kutuplaşma.

Ortadoğu’da çatışma var, Türkiye çatışmaya doğru sürükleniyor.

Din, mezhep, etnik çatışmalar; Bölgeden Türkiye’ye doğru hızla yansıyor.

Türkiye; dış odakların karar alıcılarla, karar vericilerin ve uygulayıcıların arenasıdır.

Kim karar alıyor, kim karar veriyor, kim uyguluyor, Kim kimden destek alıyor? sorusu soruluyor.

Toplumdaki algıları değiştirmek için, her kesim, kendine göre tezler ortaya koyuyor. Toplumun algılamasını yönlendirmede stratejik merkezler; asimetrik psikolojik savaşın kara propaganda yönetimini uyguluyor.

11Eyl/140

ÖZEL ELEMANLAR, OPERASYON ve ALGI EKİBİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

ÖZEL ELEMANLAR, OPERASYON VE ALGI EKİBİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Sağda solda yeni ve eski partiler, medya kuruluşları, dernekler, vakıflar, sendikalar, meslek kuruluşları var. Hepsi her dönem yeniden yapılandırılırlar.

Doğu-batı enerji savaşında Türkiye kilit ülkeydi.

Dinleme üsleri, ileri teknolojiye dayalı istihbarat üsleri, en iyi yetişmiş ajanlar Türkiye’deydi.

Türkiye; Bizanslılaştırılacaktı.

Ilımlı İslam projesi ile İslam ülkeleri denetim altına alınacaktı.

Büyük Ortadoğu projesinde yönetim değişimleri yapılacak ve Türkiye ana üs görevi yapacaktı. İslam ülkeleri ile yakınlaşarak içten hançerleme görevi yaptırtılacak iç savaşlarla İslam ülkeleri yakılıp yıkılacaktı.

Yeni dünya düzeni, ılımlı İslam projesi, Büyük Ortadoğu projesi kapsamında yeni yapılandırmaya gittiler. Hırslı, zaafları çok olan tipleri bir kez daha farklı şekilde tespit ettiler eğittiler, örgütlediler.

Eşbaşkandılar artık. Eşbaşkanlık görev yerine getirilmeye başlandı.

29Ağu/140

İSLAMCI SİYASİ LİDERLER ve ÖRNEK ALDIKLARI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İSLAMCI SİYASİ LİDERLER VE ÖRNEK ALDIKLARI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İslamcıların örnek aldıkları iki liderin görüşleri, düşünceleri, yaşamları İslam tarihinin kanlı geçmişine tanıklık eder ve bugünün İslam dünyasında yaşananları açıklar.

Ali;

İslam Peygamberi Muhammed’in amcası oğlu, ilk inanan çocuk, peygamber damadı, Ebubekir, Ömer ve Osman’dan sonra dördüncü Arap İslam Medine Devleti başkanı halife.

Muaviye;

Peygamber muhalifi Mekke lideri Ebu Süfyan’ın ve peygamber amcası Hamza’yı katlettiren ve ciğerini yiyen Hind bin Utbe’nin oğlu, Arap İslam Medine devletine son veren, Şam Arap İslam devleti kurucusu, Peygamber torunu Hüseyin’i katlettiren Yezid’in babası.

13Ağu/140

SADDAM VE HATIRLATTIKLARI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

SADDAM VE HATIRLATTIKLARI -  Prof. Dr. Nurullah AYDIN

28 Nisan 1937'de Irak'ta Tikrit kasabasında fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir.

Babasının ölümü nedeniyle annesi ve akrabaları tarafından büyütülen Hüseyin, 1955'te Bağdat'a giderek muhalefetteki Arap milliyetçisi bir hareket olan Baas partisine katılır ve politikaya ilk adımını atar. Saddam; 1959'da Irak'ın asker kökenli Devlet Başkanı Abdül Kerim Kasım'a bir suikast girişimini organize eder.

Bu başarısız denemenin ardından Mısır'ın başkenti Kahire'ye kaçan Hüseyin, burada parti faaliyetlerini sürdürürken hukuk eğitimi alır. 1963'te Bağdat'a dönen Hüseyin, Baas Partisi'nde Genel Sekreter Asistanı olur.

1968'e kadar muhalefette kalan Baas, bu yıl düzenlediği bir darbeyle iktidarı ele geçirir. Darbenin ardından Baas Partisi'nin kurduğu Devrim Komuta Konseyi ülkedeki tek yetkili, Saddam Hüseyin'de 1969'da Konsey'in Başkan Yardımcısı olur.

General Ahmet Hasan Bekir'i 1979 yılında devirerek iktidara gelen ve o günden sonra ABD askeri müdahalesinin yapıldığı 2003'e kadar Irak'ı yöneten Saddam Hüseyin, iktidara gelir gelmez ilk olarak, kendi yönetimine muhalefet etme olasılığı bulunan 450 parti üyesini idam ettirir.

3Ağu/140

MÜSLÜMAN GEÇİNENLER, MÜSLÜMANLIKTAN GEÇİNENLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

MÜSLÜMAN GEÇİNENLER, MÜSLÜMANLIKTAN GEÇİNENLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Toplumların en büyük sorunu; öyle olanlar değil, öyle görünenlerdir. İnsanlar, yanlış da olsa, samimi olarak bir yolda yürüyor ise, ondan bir zarar gelmez.

Ama öyle değil de, öyle görünüyor ise; uzak durmak ve onlardan korkmak gerekir.

Dünya’nın bütün bölgelerinde bilim sanat teknoloji odaklı; refah, sosyal paylaşım, özgürlükler, eşitlik, hoşgörü, sevgi arayışları vardır.

Ancak; vahşetin, yıkımın, çatışmanın, çalmanın, yalanın bölgesi İslam ülkeleridir.

Peki ama neden?

Müslümanlar; derin bir biçimde inandıkları değerleri sarsan çatışma içindedirler.

Yüzlerce İslamcı akım; sadece kendi doğrularına inanır, savunur.

Müslümanlıkları da sahte, sözleri ve yaptıkları da.

Aynen devekuşu gibiler. Ne develer, ne de kuşlar.

Ama, şu da var: işlerine geldiğinde hem develiği, hem de kuşluğu çok iyi kullanırlar.

25Tem/140

DAHİ KİM, DELİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

DAHİ KİM, DELİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Dahiler ve deliler kim? Aile, iş, sosyal yaşamda yer alan kişileri izledikçe, siyasetçilerin konuşmalarını düşündükçe; dahileri ve delileri anlamak kolaylaşıyor.

İspanyol ressam Salvador Dali'ye aşırı tavırları nedeniyle deli sıfatı yakıştırılmıştı.

Yaygın olarak bilinen Dahilik ile delilik arasında ince bir çizgi vardır sözü bilimsel olarak da doğrulandı. Psikologlar; yaratıcı insanlarla, psikoz ve depresyonlu kişilerin Neuregulin 1 adlı ortak bir gene sahip olduğunu keşfetti. Neuregulin 1 adlı genin beynin gelişiminde önemli rol oynadığı, onun bir başka versiyonunun ise şizofreni ve manik depresyon gibi akıl hastalıklarıyla bağlantılı olduğu tespit edildi. Macaristan'daki Semmelweis Üniversitesi araştırmacıları, kendilerini çok yaratıcı bulan bir grup gönüllü üzerinde çalışmada gönüllülerin yaratıcılıkları ölçüldü. Kan testinde Neuregulin 1 adlı gene sahip olanların daha yaratıcı ve başarılı, aynı zamanda da depresif kişiliklere sahip oldukları saptandı.

İşte üstün zekalı çocuk beyni

Hacettepe Üniversitesi araştırmacıları, üstün zekâlı çocuklarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bulunan çocukların beyin yapılarını Türkiye'de ilk kez fonksiyonel Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme tekniğiyle inceledi. Araştırmada, üstün yeteneklilerin beyinlerinin küçük bir bölümünü kullansalar bile başarıya ulaştıkları, dikkat eksikliği ya da hiperaktivite sorunu bulunanların ise beynin büyük bölümü kullanılmasına rağmen yanılma payının yüksek olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, "Üstün zekâlı çocukların karmaşık bir görsel-mekânsal görevi genelde, beyinlerinin daha küçük bölümlerini çalıştırarak yerine getirdiğini ortaya koyduk" diyor.

13Tem/140

YALANCILARA KİMLER İNANIR? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

YALANCILARA KİMLER İNANIR? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Onların söyledikleri başka yaptıkları başkadır. Ama cahil yığınlarını kandırmakta ustadırlar. Tatlı dilli, iyi giyimli, din iman kimlikli sırıtan ucube tipler etkili ve yetkili. Herşeyi yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. Milleti ayrıştırıyorlar, dışarıda devleti alay konusu ettiriyorlar.

Onlar; milletimiz diye söz başlarlar. Dinimiz diye devam ederler. Adalet derler, istikrar derler. Söyledikleri böyledir ancak yaptıklarının, ne milletle ne dinle ne imanla uzaktan yakından alakası yoktur. En büyük adaletsizlik bunlar tarafından yapılır. Dostları, kardeşleri; hırsızlardır, kalpazanlardır, teröristlerdir, vahşi sömürgeci kapitalistlerdir.

Etkili ve yetkili tiplere dikkat edin. Fasık oldukları, kin, nefret, öfke dolu oldukları için, korktukları herkesi dinlemekten, takip etmekten, ucube bir yaratık haline gelmişlerdir. TV ekranları, gazete sayfaları Kriminolojik açıdan suçlu tiplerle dolu. Yüzlerine dikkat edin. Sırıtıyorlar. Sesleri değişik, gülümseyişleri değişik, tipleri değişik.

Kitleler; çoğu kez, yaşanılan toplumsal, siyasal sürecin arka planını anlamakta zorlanır. Yaşanılanlar, tarih olduktan sonraysa yapılacak bir şey kalmaz.

Geçmişi belleğine kazıyan insanoğlu; yaşananların nedenlerini ve olası sonuçlarını algılamakta nedense aynı feraseti gösteremez.

Değişim-Dönüşüm operasyonu nedir? Milli/Ulus devlet niteliğinin çözülmesi, siyasi coğrafyanın küçülmesi, millet bilincinin dağıtılıp etnik ve mezhepsel bölünme, geleceğe yönelik ortak hedeflerden vazgeçilerek, amaçsız sürüye dönüşümün tamamlanması.

Medya ilüzyonuyla topluma şırıngaladığı psikokültürel narkozun etkisinin operasyon tamamlanıncaya kadar geçmemesini istemektedir. Ortadoğu halkları verilen narkozun etkisinden kurtulup kurtulamayacağını zaman gösterecektir.

Bulunduğu coğrafyada hiçbir iddiası kalmamış, kaderini ve geleceğini belirleme iradesini kaybetmiş, emperyal sistemin verdiği rolü itirazsız benimseme psikolojisinin yönetimden başlayarak tüm halkı etkisi altına alması için adeta toplu hipnoz seansı yapılmış gibidir.

Tarih bize devletlerin güç katsayısının sahip bulundukları ekonomileri olduğunu göstermektedir. Ekonomik olarak üstün olanın siyasal, askeri gücü de yüksektir.

Sorulması gereken soru şudur; ekonomisi milli olmaktan çıkarılmış, büyük sermayesi uluslar arası sermayeye eklemlenmiş bir Türkiye, milli devlet olarak yaşayacak mıdır?

11Tem/140

SEVGİ, GÜVEN SARSILIRKEN, BİRLİK YIKILIYOR – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

SEVGİ, GÜVEN SARSILIRKEN, BİRLİK YIKILIYOR – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İnsan iç ve dış dünyasında olguları, nesneleri algılar. Yönetir, yönlendirir, yönetilir. Sevinç veya üzüntü duyar. Kimi mutlu, kimi mutsuzdur.

Sevincinin veya üzüntüsünün, Mutluluğunun veya mutsuzluğunun nedenleri çok çeşitli olsa da, yaşadığı toplumdan ayrı kalamaz. Kendisini etkileyen temel neden, yaşadığı çevresi,  toplum ve devlettir. Yöneticilerin yönetme tercihi, bireyin ruh dünyasını da şekillendirir.

İnsan; başkasının görüş, düşünce ve uygulamalarından etkilenir.

Bir başkası çıkıp Türk Milleti’ni ayrıştırdılar, der.

Bir başkası çıkıp Türk Devleti’nin saygınlığını yıktılar, der

Bir başkası çıkıp hepimiz kardeşiz diyerek, kardeşi kardeşe düşman ettiler, der.

Bir başkası çıkıp bölücülük yapıyorlar, der.

Bir başkası çıkıp ortak değerleri parçaladılar, der.

Bir başkası çıkıp bu serveti nasıl elde ettin, der.

Bir başkası çıkıp hamile kadınların sokağa çıkması terbiyesizliktir, der.

Bir başkası çıkıp birbirimizin kıymetini bilelim, der.

Bir başkası çıkıp yaptığın 9 maddelik gizli anlaşmayı açıkla der.

Bir başkası çıkıp kalpazanlığı açıkla, der.

5May/140

İNSAN’IN TERCİHİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İNSAN’IN TERCİHİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Bir kesim insanlar; mutsuz, şaşkın, hayal kırıklığı yaşıyor.

Bir kesim insan ise mutlu, gurulu, kibirli.

Olumlu ya da olumsuzluklar insanı; bazen çare bulmaya, bazen çaresizliğe sürükler.

En doğrusu ise insanın kendini sorgulamasıdır. Sorgulayan insan çözümü de, çareyi de yine kendinde bulabilir.

İki şey seni "vasıflı insan "yapar:

1 İradeye hakim olmak

2 Uyumlu olmak

İki şey sana "e değer" katar:

1 Hitabet ve diksiyon eğitimi almak

2 Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek

27Nis/140

ERMENİ DÖNMELERİNİN ZAFERİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

ERMENİ DÖNMELERİNİN ZAFERİ -  Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Ermeni dönmeleri geçmişte, sinsice saldırıyorlardı. Şimdi ise gün üstüne çıktı.

Dün laik çağdaş görüntü altında Ermenicilik oynayanlar, soykırım iddialarının papağanlığını yapanlar vardı.

Ermeni terör örgütü Asala terör örgütü yerine PKK’yı kurdular. Kürt kimliği şemsiyesi altında kanlı saldırlar yaptılar.

O da başarılı olamadı. Açılım saçılım süreci adı altında ihanet yapılanması sürerken, bu kez üçüncü sacayağı olan İslamcı görüntülü kanı bozuklar İslamcı kimlikleriyle sahnede yerlerini, aldılar.

Laik çağdaş örgütlerde veya İslamcı tarikat ve cemaatlerde yuvalanmış İslamcı dönme Ermeniler ve terör örgütünde yer alan Marksist Ermeniler nerede?

23Nis/140

23 NİSAN MİLLİ EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA MESAJI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

 10259857_10152331526513718_288720630176820867_n 23 NİSAN MİLLİ EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA MESAJI - Prof. Dr. Nurullah AYDIN

1Nis/140

KARAMSARLIK ZAYIF İNSANLARIN ÖZELLİĞİDİR – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

KARAMSARLIK ZAYIF İNSANLARIN ÖZELLİĞİDİR -  Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Hasret duyulan zafere, çiçekli yollardan gidilmez.

Her ideoloji, her ideolojik olan din, istismarcılar nedeniyle inandırıcılığını kaybeder.

İnsanın nefsi; hırsızlığa, yalana, aldatılmaya, güdülmeye daha yatkındır.

Rekabetin hat safhada olduğu bir yerde insanlığın değerleri anlamını yitirir.

İki şey, aklı ve tedbiri bozar; biri acele etmek, diğeri de olmayacak şeyi istemek.

Halkın çoğu cahildir, okuması bilmesi anlaması sınırlıdır.

Halk; kim daha iyi aldatırsa ona yönelir ve güdülmeyi kabullenir.

Her yenilgiden sonra, zafere duyulan özlem biraz daha artar.

Aldatmaya, yanıltmaya dayalı zaferler geçicidir.

Kararsızlık insanı tehlikeye, korkaklık başarısızlığa, cesaret zafere götürür.

Aydınlanma karamsarlık bulutlarının dağıtılmasıyla gerçekleşir.

Aydınlanan insanlar, sorumluluk bilinciyle karanlıkları aydınlatırlar.

Umutsuzluk, karamsarlık yok.

Başarının yolu da, siyaseti yapanın becerisindedir.

21Mar/141

HIRSIZLIK İDEOLOJİSİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

HIRSIZLIK İDEOLOJİSİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Doğada denge vardır. Hayvanlar aleminde; güçlü olan, güçlü olmayanı yer.

İnsanlar aleminde de, hırsızlık ideolojisine sahip olanlar; olmayanı sömürür, yer.

Tarih boyunca; dürüst diye halkın güvendiği birçok yönetici hırsız damgasını yemiştir.

İnsanlar büyük bedel ödeyerek hukuk düzeni oluşturarak; hırsızlık ideolojisini etkisizleştirmek için yasalarla kurallar getirmiştir. Ancak uygulama; halkın alt tabakalarında ki hırsızlık yapanları etkisizleştirmeye yönelik olmaktadır.

Yönetici sınıfının hırsızlık eylemlerinde; hukuk kuralları işlemez.

İş dünyasının hırsızlık eylemlerinde; bahşiş, bağış hediye ön plandadır.

Gelişmemiş toplumlarda demokrasi; hırsızlık ideolojisinin örtülü rejimidir.

20Şub/140

YENİ TÜRKİYE’DE SİYASET YARGI VE MEDYA – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

YENİ TÜRKİYE’DE SİYASET YARGI VE MEDYA – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Suç’un, ahlak’ın, adalet’in, hak’kın, milli irade’nin, demokrasi’nin anlamları değişiyor.

İslamcısı, tarikatçısı, dincisi, dinsizi, sosyalisti, ulusalcısı, Atatürkçüsü, muhafazakarı, ırkçısı, milliyetçisi, ülkücüsü, demokratı, liberali, döneği, herkesin kafası karışmış durumda.

Demokrasi deniliyor; meclis suçlular meclisine dönüşüyor.

Hukuk devleti deniliyor; hukuk yandaşa göre anlam kazanıyor.

Adalet deniliyor; yandaşa karşıta göre adalet deniliyor.

Bürokrasi deniliyor; yandaşlığa dayalı yeni bürokratik yapılanma sürüyor.

Medya deniliyor; her olaya zıt görüş ortaya koyan ikicilikli anlayış ortaya çıkıyor.

Her gün yalan söyleniyor, olaylar çarpıtılıyor. Yaşa varol deniliyor.