Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

30Tem/150

MUHTEŞEM TUGAY’A VEDA… / Cem ŞAKOĞLU

MUHTEŞEM TUGAY’A VEDA… / Cem ŞAKOĞLU

Uzun bir süreden bu yana aramızdan ayrılanların ardından bir veda yazısı yazmamıştım. Allah yüreğimi biliyor ya çok da yazmak istemiyorum bu tarz yazıları. Çünkü sebebini daha öncelerde de yazmıştım. Bazen kimi dostlar bu yazıları beğenip, ‘Bir gün ben de aynı duruma geldiğimde acaba Cem benim için de yazar mı?’ ya da ‘Ne yazar merak ediyorum’ diye düşünüp bu fikirlerini bana da aktarmışlardı ve bu beni inanılmaz derecede üzdü.

Evet bu tarz yazıları aslında yazmak istemiyorum ama kimi zaman oluyor ki yürek sızınız, giden dostunuz, dostunuzun yakınları, çoluk çocuğu, kimi zaman birlikte geçirdiğiniz zamanlar, kimi zaman sevgi, paylaşımlar, yaşanmışlıklar falan diye daha bir ton sebep sayabilirim. 

İnternet ve sosyal medya doğru kullanıldıktan sonra insanın en büyük gazetesi aslına bakarsanız. Tüm dostlarınızdan iyi ve kötüyü haber alabileceğiniz, olmasaydı duyamayacağınız birçok haberi duyabileceğiniz ya da sizin duyurabileceğiniz bir ortam. Yine o sosyal medya sitelerinden birisinde dolanırken çocukluk arkadaşım, can dostum, Rahmetli anacığı Nazmiye teyzemin elinden çok yemek yediğim Sevgili Dostum Sevtap Meçkeli Tugay’ın biricik oğlu Sevgili Sertaç’ın sayfasında gördüm. Babasının hastaneye kaldırıldığını. Sevgili Sevtap’la, mekanı Cennet olsun Rahmetli Muhteşem klasik kol uyuşması, sırt ağrısı, göğüs ağrısı sebeplerinin ardından Kandıra’da hastane ve doktor kontrolünün ardından o koridorlarda sıkılıp eve geri dönüyorlar. Hastane doktoru tahliller sonrası hastanın nerede olduğunu soruyor, eve gittiğini öğreniyor, apar topar bir şekilde telefon numarasını bulup bizimkilere ulaşıyor ve durumun aciliyetini bildirip derhal hastaneye gelmeleri gerektiğini söylüyor. Geliyorlar. Kapının önünde hazır bekleyen ambulansa bindirdikleri gibi doğru İzmit’te hemen hepinizin bildiği bir özel hastaneye naklediyorlar. İlk anjiyo ve korkunç sonuç dokuz damar tıkalı. Hem de iyi tıkalı. Derhal By-pass kararı alınıyor ve aynı gün ameliyat.

İşte benim bilgim tam bu aşamanın sonrasında ailenin hastanede can insan Muhteşemin başında olduğu zamanlarda oluyor. Derhal telefona sarıldım ve nerede olduklarını öğrendikten sonra hemen yanlarına gittim. Çünkü bilirim sevincinizi paylaşan çok olur ama acıyı paylaşmaktır, zor durumda o zorluğun yükünü biraz üzerinize almaktır dostluk. Gittiğimde ikisini de nasıl sevdiğimi sadece kendilerinin bildiği Sevgili Sertaç ve Sevgili Su Almira Babalarının başındaydı. Sevgili Sevtap eve bir takım şeyleri halletmek üzere gitmişti. Tabi ki Muhteşem’in ablası, Sevgili Turan Ağabeyin eşi de odadaydılar. Durumu konuştuk epeyce. Tesadüfleri konuştuk. O ısrar kıyamet hastaya ulaşma çabasındaki doktoru konuştuk ve acayip takdir ettik bu hareketini ki, bizim canımızı kurtarmıştı. Aman canım bana ne dese, es geçse, ya da ertelese belki ölüm çok ani gerçekleşecekti. Bir veda yazısının içerisinde biraz tuhaf olacak belki ama o Kandıra’daki genç doktoru kutlamak gerek. Rahmetli Muhteşem’in klasik ameliyat sonrası ağrıları vardı. Benim de alerjimin ince ince kendisini gösterdiği zamanlar olduğundan dolayı ve annemin daha önce by-pass ameliyatından bildiğim için Muhteşem’e sadece göz teması ile ve uzaktan uzağa seslenerek geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Çünkü hastanın by-pass ameliyatı olan hastanın bünyesinin ameliyat sonrası mikrop kapmaya inanılmaz müsait olduğunu biliyorum.

O hemen hemen birçoğunuzun bildiği İzmit’teki o hastaneden birkaç gün sonra taburcu oldu Muhteşem. Nasıl mutlu olduk anlatamam size. Hatta Sevgili Sertaç’a takıldım ‘Baban rektifiye yaptı, sıfırladı. Artık hepinizden genç oğlum’ diye takıldım. Bayramın birinci günü sabahı acı haber Sevgili Bertan Meçkeli’den geldi. ‘Cem maalesef Muhteşem’i kaybettik’ Neye uğradığımı şaşırdım. Sevgili Bertan’da olayın sıcaklığından dolayı sebep, sonuç vs. gibi şeylerde tam bir bilgi sahibi değildi. Hani derler ya elim ayağım boşaldı diye, aynen öyle oldu. Yahu bu adam iyileşmemiş miydi? Ve hatta Sevgili Sevtap ile birkaç kez konuşmuş durumunun iyi olduğunu, düzayak olduğu için oğulları Sevgili Andaç’ların evinde kaldıklarını falan söylemişti. Oh ne güzel diye düşünmüştüm. Şimdi torun morun toparlar Sevgili Muhteşem’i. Meğer benim güzel Allah’ım toparlıyormuş herkesi. Tüm bu süreçler ev ahalisini o dünya iyisi babalarını son son görebilsinler diye bir araya getiriyormuş. Meğer o ilk kriz anında o genç doktorun aileyi apar topar araması sürecini de o ayarlamış. Sürecin biraz uzaması ve bir anda sevenlerinin şoka girmemesi içinmiş. Gidişata hazırlanmak diye bir durum pek söz konusu değildir elbet ama bildiğiniz herkesi Muhteşem’in gidişine hazırlamış benim güzel ve büyük Allah’ım. O süreç içerisinde herkesi bir araya getirmiş. Tüm sevenleri olmasa da, yakınlarını bir bir ayağına kadar götürmüş, son bir kez, son birkaç kelime etmelerine, bu bir geçmiş olsun bahanesi ile de olsa, birçoğuna son bir kez Muhteşem’imizi görme fırsatını vermiş. Sonra o baştan ayağa mutluluk kaynağı olan kocaman adamımızı yanına almış.

Ne kadar tanırsınız Muhteşem’i bilemem, belki fotoğraflardan, belki bir yerlerde denk gelip iki sohbetten bilebilirsiniz. Ancak onu Kandıra’da tanımayan neredeyse yok gibidir. Birçok ailenin düğün fotoğrafçısıydı o. En mutlu anların fotoğrafçısı olduğu için yüzü hep gülen bir adamdı. Ama sana, bana ailesine değil, herkese gülen adamdı Muhteşem. Gerçekten de adı gibi Muhteşem bir adamdı. Herkes için bir iyilik eli vardı onun. Yardımsever, süper bir aile babası, herkese örnek olabilecek bir kişilikti. Dosttu, iyi arkadaştı, yoldaştı. Hepsi bir yana aşık bir eş ve Muhteşem bir Babaydı. Şimdi Muhteşem’imiz gitti ama geriye üç tane Muhteşem evlat bıraktı. Hepsinin temelinde var onun genleri. Sevgili Andaç’ın, Sevgili Sertaç’ın ve Sevgili Su Almira’nın yaşatacağı bir Muhteşem var artık.

Büyük bir aşktı onların ki. Ben bildim bileli hep öyleydi. Sevgili Sevtap ve Sevgili Muhteşem’in aşkı hep çok büyük ve özenilendi. Erken yaşta evlendiler, iyi ki de öyle yapmışlar. Şimdi o güçlü aşk daha bir sağlam ve sıkı bağlayacak hayata Sevgili Sevtap’ı. O aşkı yanındaki can evlatlarına da aktaracak çünkü. Şimdi benim güzel Allah’ım canımızın içi Muhteşem’imizin aşkını geride kalan bu canlarına paylaştıracak. O gitti derken hepsi baştan başa Muhteşem olacaklar. 

Güle güle güzel adam. İyi insan, can dost, harika ve Muhteşem aile babası güle güle. Evet gözyaşı döktük ardından, evet seni deliler gibi özleyeceğiz ama sen giderken bile mesaj verir gibi bir araya topladın bu kadar milleti. Sen giderken bile belki bir caminin avlusunda da olsa bütün Kandıralının bayramlaşmasına vesile oldun. Gülen yüzünle hep ışıktın sen Muhteşem. Şimdi diliyorum o yaydığın güzel ışığı sana orada da nasip etsin Allah. Seni nurlarında misafir etsin. Mekânını Cennet eylesin. Güle güle kendi gibi yüreği de, gülüşü de kocaman adam. Güle güle Muhteşem, güle güle…

http://www.ozgurkocaeli.com.tr/mucize-makale,1395.html 26 Temmuz 2015

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.