Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

8Haz/150

Türkmen trajedisi – Dr. Cüneyt MENGÜ

97827Türkmen trajedisi - Dr. Cüneyt MENGÜ Yeniçağ Gaztesi 07.06.2015

Irak’ta geçen hafta, biri Bağdat’ın 136 km kuzey batısında olan Samarra kentinin El-Sarsar bölgesine IŞİD’in düzenlediği intihar saldırısında, diğeri ise Irak ordusunun milis halk güçleri desteğiyle Bağdat’ın 131 Km. batısındaki Ramadi’ye düzenlediği kurtarma operasyonu sırasında toplamda 150 den fazla şehit, 200’den fazla yaralı olduğu ve bunların tümünün Türkmen olduğu ortaya çıktı.

Bölgeden alınan bilgilere göre olayların meydana geldiği her iki bölgenin de Türkmen bölgesi olmamasına rağmen, Iraklı komutanlar tarafından kasıtlı olarak cephelerin ön saflarına Türkmenlerin sürüldükleri bildirilmiştir. Her iki olayda şehit edilenlerin cenazeleri birkaç gün önce Türkmen siyasetçilerinin katılımıyla ilahi ve ağıtlar eşliğinde Necef’te toprağa verilmiştir. Sormak istiyoruz; tamamı Araplardan oluşan bu bölgenin savunulması acaba yalnızca Türkmenlere mi düşmektedir? Hali hazırda 500 binden fazla göçe zorlanan Türkmenlerin bölgeleri IŞİD güçlerinin işgali altındadır!

IŞİD’in Irak’taki durumu incelendiğinde, örgütün Irak’a girdiği günden itibaren günümüze kadar Irak topraklarının % 41 den fazlası üzerinde hâkimiyet kurduğu ve bu fiili durumunu da bir yapıya dönüştürülmüş olup halen de devam ettiği müşahede edilmektedir. Bu bağlamda IŞİD ile mücadele kapsamında her şeyden önce ana sıkıntının Irak ordusunun içinde bulunduğu durumdur. Bilindiği üzere ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgalinin ana hedeflerinin başında tıpkı İngilizlerin I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile imzaladığı Mondros Ateşkes anlaşmasının ilk maddesinde olduğu gibi, Irak ordusu başta olmak üzere Irak’ın tüm güvenlik güçlerinin altyapısının çökertilmesidir.

Terör örgütü IŞİD’e gelince; kendi ölüm makinelerini finanse etmek için devasa bir güce sahip olmasının yanı sıra üstün teknolojik donanımlı araç, gereç ve silahlara sahip profesyonel savaşçılar, hem nizami harbi ve hem de gayri nizami harbi uygulamaktadırlar.

Daha önceki yazılarımızda da belirtildiği gibi bölgede oynanan oyun çok büyük olup Irak ve Suriye’den sonra komşu ülkelere de sıçraması ihtimal dahilindedir. IŞİD üstün teknolojik imkanları eşliğinde vur-kaç (gerilla) taktiğini başarıyla kullanarak Ramadi ve El-Sarsar’da olduğu gibi işgal ettikleri yerleşim yerlerini korumaktadırlar.

Türkmenlere gelince; savaşa katılmaları konusunda ön saflar, hak ve hukuk ile ilgili konularda ise Iraklılar tarafından en sonlar reva görülmektedir. Türkmen siyasetçileri bu hususu Iraklılara çok iyi deklare etmelidirler.

Yazının başlığına dönelim. Cereyan eden olaylarla ilgili olarak bazı Türkmen kurum ve kuruluşların yaptıkları önemli açıklamalarını içtenlikle kutlamak isterim. Bunlardan Irak Türkmen Cephesi’nin sözcüleri yapmış oldukları açıklamalarda “Iraklı yetkililere defalarca Irak’ın her yanı Iraklılarındır denilmiştir. Irak coğrafyasının tamamı; biri ihtilaflı, diğeri ittifaklı bölge ayrımı gözetmeksizin her zaman Türkmen kanıyla sulanmaktadır. Ramadi ve El-Sarsar’da cereyan eden olayların sorumlusunun Merkezi Irak Hükümetidir. Bunu Iraklıların çok iyi bir şekilde idrak etmeleri gerekmektedir.”

Türkmenleri Kurtarma Kuruluşu’nun yayımladığı bildiride; “Askeri araç, gereç ve mühimmat ile gerekli destek sağlanmadan mücadelenin başarılı olamayacağı ve Türkmen savaşçılarının ön saflarda kullanılmalarının doğru olmadığı Iraklı yetkililere defalarca kurumumuz tarafından bildirilmiştir.”

Türkmen Hak Partisi ise; “Türkmenlere yeteri kadar araç, gereç ve mühimmat verilmediğinden IŞİD ile yapılan mücadelenin eşit şartlara haiz olmadığı için başarın mümkün olamayacaktır. Irak Hükümeti’nden ordu, polis ve milis güçlerine mensup Iraklı Türkmenlerin tek güvenlik gücü çatısı altında teşkilatlandırılmaları ve bu güvenlik gücünün de Savunma ve İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasını talep etmekteyiz.” denilmektedir. Biz öteden beri Türkmenlerin kendilerine has güvenlik gücüne sahip olmasının zorunlu olduğunu yazılarımızda defalarca dile getirdik. Türkmen Hak Partisi tarafından sunulan bu öneri tüm Türkmen kuruluş ve sivil toplum örgütleri tarafından desteklenmelidir.

Bir kere daha dile getirmek isteriz ki dünya bu olayları şaşkınlık içerisinde seyretmekte ve Irak Hükümeti ise ne yapacağını bilememektedir.

IŞİD’e kim dur diyecek hususu şimdilik bilinmiyor.

Korkarım yine fatura Türkmenlere kesilecek!

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.