Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

17Nis/150

Yalan söylüyorsun Papa Franciscus! – Arslan BULUT

hac-ibrahim-ylmaz-010_thumb (1)Yalan söylüyorsun Papa Franciscus! - Arslan BULUT arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

Katoliklerin dini lideri Papa Franciscus'un "20'nci yüzyılın ilk soykırımı Ermeni soykırımıdır" sözlerine Türkiye'den gelen tepkiler çok cılız.

Çünkü iktidardaki parti, halk tarafından sıfırlanmaktan korkmasa, neredeyse Ermeni soykırımını tanıyacaktı! 2014 yılında Tayyip Erdoğan, 1915 ve sonrasında hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına taziyede bulundu. Bu arada Ömer Çelik, tehcir edilen Ermenilerin ve mübadelede giden Ortodoksların torunlarını, yerleşmek üzere Türkiye'ye davet etti! Bu daveti Ahmet Davutoğlu da Başbakan olarak tekrarladı!

CHP de "Ermeni soykırımı"nı kabul eden bir kişiyi birinci sıradan aday yaptı! 
*** 
Biz 10 yıl önce, "Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, işi gücü, Türkiye'nin bütün maddi değerlerini satmak olan kadrolar, Türkiye'yi tasfiye etmekle görevli değillerse, neyle görevlidir?" diye sorduk.  

Şimdi Devlet Bahçeli, "Sistem değişikliğini gündemine alan Erdoğan ve Davutoğlu ateşle oynamakta, oldubittiye getirerek Türkiye'yi tek taraflı feshetmeyle oyalanmaktadır" diyor. Tespit doğru tabii ama burada, "Böyle bir kadronun Türkiye'yi yönetmesinde kimlerin rolü var?" diye bir soru akla gelmiyor mu? 
*** 

Biz, "AKP, İslâm'a karşı bir Truva atıdır!" diyorduk. Hatta "İslam'ın Truvası" diye bir kitabımız da yayınlandı. İlk defa 1999 yılında Pentagon'un raporlarında yer aldığı bilinen "Büyük Ortadoğu Projesi" bu coğrafyadaki bütün milli kimliklerin çözülerek, bütün halkların Orta Doğu kimliğinde birleştirilmesi ve Talabani'nin de yıllar önce ifade ettiği gibi İstanbul'dan yönetilen bir Orta Doğu Birleşik Devletleri kurulması demektir. Yani Büyük İsrail! Tayyip Erdoğan işte bu projenin eş başkanıdır. Libya ve Suriye'nin çökertilmesi, AKP iktidarının eseridir. IŞİD'i İngiltere organize etse de lojistik desteğini AKP iktidarı vermiştir. Batı'da, AKP iktidarını, bu suçlardan dolayı henüz suçlamıyorlar, çünkü kendi projelerini uyguluyor.

Buna Atatürk, "İslam'ı İslam'la vurma siyaseti" diyordu.

Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün oğlu, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Tahir Öztürk, "İslam'ı İslam'la Vuran Din Merkezli Batı Stratejileri" adlı bir kitap yazdı. Yeni Boyut Yayınları arasında çıkan kitapta da konu ayrıntılı olarak incelenmiş.

Yaşar Hoca da milletvekili iken Meclis kürsüsünden şöyle haykırmıştı.

"İslam'ı kana ve şiddete bulaştırıp sonra da onu terör dini olarak lanse etme siyaseti, Batı'nın en zalim siyasetlerinden biridir, bunu bütün Müslüman vicdanların bilmesi lazım. Batı, bu siyasetini başarılı kılmak için İslam dünyasındaki şiddete eğilimli dinci unsurları besleyip palazlandırmakta, sonra da bunların yaptığı terör eylemleriyle İslam'ı ve Müslümanları itham etmektedir. Humeyni'den Saddam'a, Taliban'dan El Kaide'ye, oynanan oyunların tümünün omurgası bu siyasettir. Büyük Atatürk buna daha 1919 ve 20'de 'Batı'nın, İslam'ı İslam'la vurma siyaseti' diyordu." 
***
Soykırım iddiasına gelince! Ona da İbrahim Okur cevap veriyor:

"Yirminci yüzyılın ilk soykırım kurbanları Afrika'da Namibya yerlileridir. Almanlar tarafından sistematik soykırıma uğratılmışlardır.

Papalık vahşete itiraz etmemiştir.

Son soykırım kurbanları Papanın cemaatinden Fransa'nın planlı olarak yaptığı Ruanda ve Orta Afrika soykırımlarıdır. Yirminci yüzyılın ortasında bütün soykırımlarda Papa cemaatinin parmağı ve sermayesi vardır.

Eğer Osmanlı, Ermenilerin elini kolunu serbest bırakmayı sürdürseydi, Doğu Anadolu'da Türk soykırımı yapılacaktı.

On beşinci yüzyıldan itibaren soykırım olarak nitelenebilecek her türlü suçun arkasında Papalık ve Hıristiyan devletler vardır. Papa bu gerçekleri biliyor ve düpedüz yalan söylüyor." 

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.