Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

20Şub/150

Müfteri İlişkileri – Zekeriya SOYDAŞ

Müfteri İlişkileri – Zekeriya SOYDAŞ

Hayır yanlış okumadınız, müşteri değil, müfteri ilişkileri!

Türk Dil Kurumu'na göre müfteri “karacı, kara çalan, iftira atan” kimselerin sıfatıdır.
Bir insana, bir müslümana göre ise bir insanın içine düşebileceği en derin faziletsizlik çukurlarından biridir.

Müfteri kimseler hayatlarını iftira atma, karalama, leke sürme üzerine kurmuşlardır.

Zaman zaman her insan dikkatsizlik sonucu müfteri durumuna düşebilir.

Müfterilik bazen öfkeyle ağızdan çıkan bir ifadenin asılsız olması nedeniyle içine düşülen bir durum olsa da, çoğu zaman bile isteye karalamak ve çamur atmak için gönüllü olarak yapılan bir erdemsizlik örneğidir.

Günümüz Türkiye’sinin içinde bulunduğu büyük sıkıntıların başında maalesef Müfterilik gelmektedir.

Her gün medyada, sosyal medyada ve sokakta o kadar büyük iftiralar atılıyor ve insanlar – gruplar karalanıyor ki, “bize ne oluyor” diye sormadan edemiyoruz!

İnsanlar kendilerine siyasi, şahsi ya da kurumsal destek sağlamak ya da rakip - düşman gördüğü kişileri – grupları karalamak için o kadar asılsız haberler yayınlıyor, bilgiler paylaşıyorlar ki, insanın aklı almıyor!

Müfteriliğin ulaştığı boyutları gören ve bunun da “araştırmayan, incelemeyen, irdelemeyen, sorgulamayan” toplum üzerindeki etkisinin farkına varanlar, Müfreriliği sektör haline getirdiler.

Öyle ki, çok itibar edilen birtakım makamlardaki insanların, toplumun ya da kendi taraftarlarının algısını yönlendirmek için “kişiler veya kurumlar hakkındaki yalan haberleri yayması” için onlarca hatta yüzlerde insandan oluşan “Müfretiler Grubu” oluşturduklarını duyuyoruz!

Sırf rakib(ler)ine çamur atsın, karalasın, aşağılasın ve toplumun gözünde küçük düşürsün diye, para ile ya da dava(!) uğruna tuttuğu insanlara, iftira dolu yalan haber yaptırıp rakibini zelil etmeye çalışıyorlar.

Sırf iftira üretsin ve bunu yaysın diye görevlendirilen “sahte nickli (isimli)” bu insanların(!) müthiş derecede fanatik takipçileri var.

Defalarca gördüğüm bu tür haber paylaşımlarından birkaçını paylaşan akl-ı selim birkaç arkadaşı “paylaştığın bu bilginin kaynağını kontrol et bakalım doğru mu?” şeklinde uyardığımda, özür mesajı yazmak zorunda kaldıkları oldu.

Ancak bu tür müfteri haberlerini paylaşanların büyük çoğunluğu “ideolojik körlük” nedeniyle o kadar hırslanmışlar ki, ne söylenirse söylensin itibar etmiyor ve “onlar daha büyük iftiralar atıyor” şeklinde savunmalarla yaptıkları iftira haberlerini haklı göstermeye çalışıyorlar!

Kısaca, özellikle son yıllarda ülkemizde Müfterilik o kadar vahim boyutlara varmış durumdaki, Müfterilerin birbirlerine karşı acımasız iftiralarla dolu paylaşımlarla saldırdığı “Müfteri İlişkileri” tam bir sektör oluşturmuş durumda.

Yalan haberlerin havalarda uçuştuğu ve herkesin kendi Müftericisinin paylaşımlarına inandığı bir toplumda gerçekler nasıl ortaya çıkar, nasıl sorgulanır ve nasıl dürüst, erdemli, faziletli bir toplum ortaya çıkabilir?

Böyle bir toplum Müminliğin değil Münafıklığın tohumlarıyla beslenen bir toplumdur. Böyle bir toplumdan “dindar değil, kindar nesiller” yetişir….

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.