Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

28Ağu/110

Postalcıoğlu`nun ardından / Güngör Arslan

gungorarslan@bizimkocaeli.com.tr

Hiç beceremediğim işlerden birisidir vefat eden birisinin ardından yazmak. Bir garip olurum. Duygularımı, hissettiklerimi aktaramam yazılarıma. Tutulurum, donar kalırım adeta. Ne yapacağımı da bilemem ve çoğu zamanda yazmak istediğim halde yazamam sevdiklerimin ardından

Şefik Postalcıoğlu‘nun vefatını öğrendiğimde de aynı duyguları yaşadım. Yazmak istedim ama elim bilgisayarın tuşlarına gitmedi. Epeyce mücadele ettim yazıp yazmama konusunda.
Sonra kendi kendime ’ Yazacaksın Güngör. Şefik Abin için hissettiklerini yazmalısın‘ dedim ve başladım yazmaya.

Duygularımı ne kadar yansıtabildim bilmiyorum. Bildiğim tek şey Şefik Postalcıoğlu‘nun vefatının beni şok ettiğidir.

İzmit bir muhlis, bir hümanist evladını kaybetti. Hiç kimse hakkında kötü düşünmeyen, negatif olmayan çok yönlü bir insandı Postalcıoğlu.

Yardımseverdi.

Sosyal bir insandı. Doktorluğunun dışında sosyal hayatın her alanında da vardı. Müziği severdi. Ülke sorunlarına kavgacı olmayan bir üslupla kafa yorardı.

Kimseyi kırmaz, kimseyle kavga etmezdi. Ben kendisini sevmeyen bir kişinin olduğuna inanmıyorum. İçtendi, cana yakındı.

Ve en önemlisi vicdanlıydı Şefik Postalcıoğlu.

İnsandı sizin anlayacağınız, insandı o.

Bu nedenle ölümü beni şok etti.

Onun için çok şey yazabilir, çok şey söyleyebilirim. Ama hiç birisi biliyorum ki onu geri getirmeyecek.

Nur içinde yat Şefik Postalcıoğlu, nur içinde.

Mekanın cennet olsun.

Sen ailen için de büyük bir kayıpsın, bu kent için de büyük bir kaypsın.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.