ANLAYAMADIKLARIM – Tufan KARACA
ANLAYAMADIKLARIM – Tufan KARACA
Ortaya iş yapmak amacıyla çıkan bir çok şirket, o şirketlerde de çalışan bir çok insan var. Ve bugünlerde çok karşılaşıyorum, sadece iş yaşamı açısından değil, normal yaşam içerisinde uyulması gereken bazı görgü kurallarına dahi uymamak için nerede ise ellerinden geleni ısrarla yapıyorlar. Ancak doğal olarak bu da, önce şirketi temsil ettiği için şirketin, ardından da kişinin itibarını onarılmaz bir şekilde zedeliyor.
Ancak özellikle dikkat edildiğinde, balık baştan kokar sözüne uygun olarak, genellikle organizasyonun alt kademelerinin üst kademeleri taklit ettikleri ve onların eğilimlerini benimsedikleri izlenebiliyor.
Geçenlerde bir dernek KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi vermem için bana başvurdu. Daha önce KOSGEB Eğitimi vermediğim için sorun çıkabileceğini söylememe karşılık bunun sorun olmadığını ve tüm işlemler ile kendileri ilgileneceklerini söyleyerek dokuz iş günümü kapattılar.
Zaman içerisinde geri bildirim olmadığı için sürekli dernek yetkililerini aramak zorunda kaldım ancak telefon ve maillere yanıt almayı bırakın, maillerin ellerine geçip geçmediğini anlamak için talep ettiğim okundu geri bildirimini dahi göndermiyorlar. Bilgi alabilmek için en az iki gün didiniyorum.
Sonunda hiç bir yanıt çıkmayınca bilgiyi KOSGEB’den istemek zorunda kaldım.
Ve ayrıca, başka eğitimler verebileceğim, tatil yapabileceğim veya herhangi bir amaçla kullanabileceğim dokuz iş gününü kaybettim, üstüne üstlük habersiz kaldım.
Yine neredeyse patronlarını da, şirketi de yirmi yıldan fazladır tanıdığım, şimdi uluslararası ve alanında çok iyi bilinen bir şirketin patronu, zaman kısıtı nedeni ile cep telefonlarını genellikle yanıtlamaz, kendisine ulaşmak oldukça zordur. Şu anda yüzlerce çalışanı olan bu şirketin çalışanlarına ulaşmak nerede ise imkansız denecek kadar zordur.
Yine geçenlerde uluslararası, web sitelerinin ziyaretçi sayısı benim sitemle karşılaştırılmayacak derecede büyük bir şirketin yetkilisinden işbirliği yapmayı hedefleyen bir mail aldım. İş birliğinin boyutlarını sorunca aldığım yanıt yeterince açıklayıcı olmayınca yeni sorular sordum, aldığım yanıtların yetersizliği daha fazla soru sormama neden oldu ve sonunda yanıtlar birden bire kesildi.
Anlayamadığım şey bu insanlar kendilerine yapılmasından muhtemelen hoşnut olmayacakları şeyleri neden başkalarına yaparlar? Başkalarına verdikleri rahatsızlığın aynı zamanda hem kişisel hem de şirket itibarını ne hale getirdiğini düşünmezler mi? Aynı kişilerle değişik zamanlarda karşılaşacaklarını bilmezler mi?
Eğer şirketinizin ve kendinizin itibarını korumak istiyorsanız;
- Yoğun işleriniz nedeniyle yanıtlayamadığınız telefon ve epostaları en kısa zamanda yanıtlayın. En azından bu hafta çok yoğunsanız bunu ve karşınızdaki kişiye ne zaman geri döneceğinizi bildirin. Bu sözünüze de uyun.
- Şirket içinde aynı şeyin uygulanması için kurallar koyun ve bunları uygulayın.
- Okundu bildirimlerini muhakkak gönderin ki karşı taraf en azından mesajın elinize ulaştığını anlasın.
Yani en basit görgü kurallarını günlük hayatınızda olduğu gibi iş hayatınızda da kullanın.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.