YARGININ MESLEK KURALLARI – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
YARGININ MESLEK KURALLARI - Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
“Her çiçek belli şartlar altında gelişir. Adalet denilen kutsal çiçek ise tarafsız çalışma ve sadece vicdanı ve bilgisi ile baş başa kalmak iklimi içinde bulunan hâkimlerin ve yüksek seciyeli hukukçuların ruhlarında yetişir.”
Meslek Kurallarını eksiden hâkimlerimiz ezbere biliyorlardı. O devirdeki meslek kurallarını şimdiki hâkimlerimiz mesleki hayat tecrübesi ile ve zaman içinde öğrenemiyorlar. Hâlbuki bu kurallar eskiden daha mesleğe adım atarken biliniyordu.
Mesleki Kuralları birer birer kanun hükmü mahiyetini aldığı için bunlara uyup uymamak şahsın mesleki ahlak telakkilerinin kuvvet derecesine tabi olmuyor birer kanun emri olarak da kendilerini şahsa empoze ediyorlardı. O halde bu kuralları ihlal edenler şimdiki gibi kendi vicdanlarına karşı mesul olmakla kalmıyor fakat kanunu çiğnemiş ve meslek suçu da işlemiş oluyorlardı.
İşte çizmiş olduğum bu hâkim tipi bütün faktörlerin etkisi altında teşekkül ve tekemmül etmiş ve adeta bir velinin tipidir.
Hâkim kader, tasa ve açlık, uyku bastırması, sağlıklı düşünebilmeye mani olabilecek bir arıza yani aklı karışmış olduğu halde hüküm vermeye kalkışmamalıdır.
Eski tarihlerde Yargıtay üyelerinden Maraşlı Abdullah Aytemiz bey, Üsküdar mahkemesi hakimi iken bir kış mevsiminin ortasında Mahkeme binasında yakacak odun yok, şimdiki gibi doğalgaz ve kalorifer de yok. Adalet Bakanlığı yakacak tahsisatını bir türlü vermiyor ve bu sebeple de mahkeme sobalarına odun alınamıyormuş. Bir gün bir davanın orta yerinde Abdullah bey Adalet Bakanlığı’na şu tezkereyi yazdırarak mahkeme kapısına kilidi asmış.
Meslek kuralları ile kanunun 1812’nci maddesine göre üst üste başvurmalarıma rağmen bir türlü mahkememizin yakacak ödeneği gönderilmedi. Ben ve diğer personel paltolarımızla oturmamıza rağmen soğuktan titremekteyiz. Bu hal benim zihnimi karıştıran ve sağlıklı düşünmeme engel olan bir arıza teşkil ettiğinden ve bu hal ile hüküm vermeye kalkışmam kanunen yasak bulunduğundan tahsisatı gönderilip odun alınarak mahkeme sobaları yakılana kadar mahkemeyi kapattığımı bildiririm. Hâkimin söz konusu kapatma kararının ve yazdığı müzekkerenin derhal yerine getirildiğini belirtmeye hacet olmasa gerek.
İşte o tarihte böyle zorluklar içinde hâkimlerimiz görev yapıyordu. Şimdiki hâkimlerimizin yaptıklarını takdirlerinize arz ediyorum.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.