KAFAYI MI ÜŞÜTÜYORUM? – FAZLI KÖKSAL
KAFAYI MI ÜŞÜTÜYORUM? - FAZLI KÖKSAL
İŞİD’in Musul’u işgalinden bu yana kafamda yüzlerce soru var;
Musul Konsolosluğumuzu basan ekipte bulunan teröristlerden IŞİD militanı
Mazen Ebu Muhammed Suriye’de yaralanınca hangi ülkede tedavi görmüştü?
Ulukışla'da Güvenlik görevlilerini kim şehit etmişti?
Süleymanşah Türbesini kim işgal etmeye kalkmıştı?
Adana’da aranması olay olan TIR'lar kime ne taşıyordu?
İŞİD'e methiyeler dizen, Irak Devlet Başkanı Eski Yardımcısı Tarık El Haşimi kimin himayesindeydi?
İŞİD'i hangi istihbarat örgütleri kurmuştu?
İŞİD Sünni-Selefi bir örgüt olarak tanımlanıyor. Dünyadaki ve Türkiye'deki Sünni-Selefi örgütler hangileridir?
Büyük Ortadoğu Projesi, Ortadoğu'da kaç yeni devlet kurulmasını öngörüyordu?
Bu kadar deneyime rağmen, Dış Politikayı realist politikalarla değil hayali teorilerle yürütmeye kalkan kimdi?
Iraklı Türkmenlerin kaderi hep acı çekmek mi olacak?
"Yeni Osmanlıcılık" iddiasında olanlar, Osmanlı Tarihini neden bilmezler ve Osmanlı'nın deneyimlerinden neden ders almazlar?
Bayrak indirme ve Konsolosluğun işgalinin arkasında Ergenekon ve Paralel yapı var diyenlerin akıl sağlıkları yerinde midir?
Askerlerimizin başına çuval geçirilmesi, Bayrağımızı indirilmesi, Konsolosluğumuzun işgal edilmesi birbirinden bağımsız olaylar mıdır?
Mehmet Akif'e hayranlıklarını sık sık dile getirenler, O'nun; "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar/ Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" beyitini neden hiç akıllarına getirmezler?
Ülkede teorisyenliğe soyunanlar neden İŞİD’in arkasındaki güç konusunda farklı beyanlarda bulunurlar? Örneğin Mehmet Metiner İŞİD’in arkasındaki güçle “Gezi”nin arkasındaki gücün aynı olduğunu söylerken, aynı kulvarın teorisyenlerinden (?)YasinAktay’ın İŞİD’in arkasında İRAN’ın, Prof.Dr. Tayyar ARI’nın Ergenekon’un, Cem Küçük’ün ABD’nin bulunduğunu söylemesi ilginç değil mi?
Akif BEKİ’nin İŞİD’in Musul’u işgalini “Sünni İslam Devrimi” diye tanımlaması, kafalarda soru işaretleri uyandırmaz mı?
İŞİD’in Musul’u işgalinin ardından Barzani Peşmergelerinin Kerkük’ü işgal etmeleri tesadüf mü?
Musul’daki, Kerkük’deki Türkmenlerin gelecekleri ne olacak?
Türk-Türkmen varlığı Ortadoğu’dan siliniyor mu?
Son yüz yıldır "İslamcılık" adı altında ortaya çıkan örgütlerin tamamına yakını, neden Batı Emperyalizminin piyonudur? Ve neden “Kafir”e değil de “Türk”e düşmandır?
Hareket noktası “Millet” olmayanlar, “Millet” kavramını reddedenler Türk Milletinin çıkarlarını savunabilirler mi?
Bu sorular birbiri ile alakasız mıdır?
Bu sorular beynimde dolaşırken bir olay hatırladım; yaklaşık 25 yıl önce, “Türkiye’ye Şeriat getireceğiz” diyen bir vatandaşa, “Ama nasıl? İslam Hukukunu bilen hukukçuyu, dış politikaya vakıf diplomatı nereden bulacaksınız?" dediğimde, afallayan vatandaş, “Hocama sorayım” diye ayrılmış, dönüşte “Hocam, gerekirse ben büyükelçi olurum. Ne var bunda? Diyor.” Demişti… O İslamcı kafa bunca yıla rağmen değişmedi mi?
Yoksa sorun bende mi?
Acaba kafayı mı üşütüyorum?
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.