Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

3Haz/140

BARIŞ’ı Yaşatmaya Geldik – Aysun Özcan ERENKAYA

18.thumb  Keyifli, huzurlu bir yorgunluk var üzerimde…
Şikayetçi miyim? Değilim tabi.
Nasıl şikayet ederim?
Uzun zamandır aklımdakini hayata geçirmek için verdiğim çaba, nihayet gerçeğe dönüşüyordu.
Aksini hiç düşünmedim ki! Kendine hayatı dar eden bir yapım var benim.
Mutlaka bir şeyler yapmalıyım, mutlaka kafamdakini gerçeğe dönüştürmeliyim.
Rahatlık, vurdumduymazlık bana göre değil.
Gittiği tatilden, dönüş gününün hesabını yapan birine neyi anlatabilirsiniz?
Ruh ve beden hep ayrı yerlerde dolaşıyor.
Bu benim gibi insanlara yaradan tarafından verilmiş bir görev sanki.
Veya bir çeşit züğürt tesellisi.
Bunun tam anlamı nedir bilmem. Bildiğim tek şey,
Bir hayalin gerçek olduğudur.
İşte gerçek ortada…
GAZETE BARIŞ artık hayatta…

**********
Şu anı yaşamak için o kadar çok bekledim ki;

Okuyucularımdan uzun süre uzak kaldım ve özlem dolu bir merhaba yazısı yazmak için sabırsızlanıyordum.

Fakat o kadar çok hayırlı olsun ziyaretçimiz oldu ki,
bir türlü kalemi elime alamadım. Ortada henüz haber sitemiz yok.

Haberlerimiz yok, yazılarımız yok ama ilgi ve alaka had safhada…

Bunun üzerine daha ne söylenebilir…?

Bana bu değeri veren, beni cesaretlendiren tüm dostlarıma, takipçilerime, okurlarıma, çevremdeki herkese çok ama çok teşekkür ediyorum.

İyiki varsınız iyiki yanımdasınız. Siz ne büyük zenginliksiniz!

***********
Gelelim GAZETE BARIŞ’a…

Bu gazete, alışılmışın dışında işler yapmaya hazırlanıyor.

Kent yaşamında sadece siyasetin olmadığını fark ettirecek,

İlginç projelerle karşınıza çıkacak.

Bunun alt yapı çalışmalarını hazırladık.
Sadece biraz daha zamana ihtiyacımız olacak.

Unutmadan söyleyeyim;

Dört yıldır severek sürdürdüğüm iş dünyasının başarı hikayelerinin yer aldığı

“Yükselen Değerler” adlı projem, kısa süre içinde aynen devam edecek.

Gazete sitesi kurmaya karar verdiğimde, bu düşüncemi paylaştığım herkesin ilk sorusu bu oldu.

“Projenizi devam ettireceksiniz değil mi?” Sorusuyla sıkça muhatap oldum.

Bir kez daha gördüm ki, bir konuda markalaşmak veya bir konuyla hatırlanmak fevkalade güzel bir şey. Çünkü o projenin içinde samimiyet vardı, ileri taşınan dostluklar vardı, gerçekler vardı.

Yoksa röportaj yapmanın ulvi bir tarafı olmadığını herkes bilir.

Ama yaşamak, yaşayarak anlatmak başka bir şeydir.

O nedenle elimden geldiğince masa başında değil, sokaklarda olacağım.

Kadınlarımızın her etkinliğinde istedikleri takdirde yanlarındayım.

Yine eskisi gibi, eskisinden daha fazla gibi…

************

Dedik ya, bu gazete siyasetten ibaret olmayacak diye?

Bu demek değil ki, siyasi arenada olanları görmezden geleceğiz.

Doğru bildiklerimize doğru, yanlış gördüklerimize yanlış diyeceğiz.

Siyasi yaşamımın bana kattığı tecrübeleri sıkça dile getirmekten sakınmayacağım.

Bu gazete olduğu sürece ben de sizler gibi rozetsiz düz biriyim.

Herkes gibi zamanı geldiğinde iradem neyi uygun görüyorsa onu yaparım.

Ancak körü körüne muhalefet etmek, klişe sözlerle iktidarı eleştirmek gibi bir tavrım olmayacak.

Yani sadece siyasi düşüncem gereği bir değerlendirmeyle olaylara yaklaşmayı uygun görmüyorum.

Ben bu işlerin mecrasından geliyorum.

Yazmayla yaşamanın ne demek olduğunu az çok bilirim.

Analitik yazılar yazıyorsam, bilin ki bu deneyimlerin satırlara yansımasıdır.

Bugün bir çatışma ortamı gibi bir ortamda yaşıyorsak,
bunda herkesin payı vardır. İktidarı da muhalefeti de kendine gelmesi için uyarmak naçizane benim görevim olacak.
**********

Mesela diyeceğiz ki;
“Ey muhalefet!

Bırak artık at gözlüğüyle bakmayı. Bu dünya senin gördüğün kadar küçük değil.

Dışarıda, kocaman bir dünya var. İnan sizin parti içinde ne yaptıklarınızla,

zerrece ilgilenmiyorlar, hatta kronik vaka olarak bakıyorlar.

Bu tavrınızı değiştirin!

Yüz yıllık Cumhuriyet evrim geçirdi, sizler hala egolarınızı şişirme derdindesiniz.

Size inanan bir sürü insanın vebali omuzlarınızda.

Bu ne rahatlıktır Allah aşkına?

Beğenmediğiniz işlere karşı ne gibi önerileriniz var?

Bırakın artık üçüncü sınıf siyaset anlayışını” diyeceğiz.

************
Bunları söylerken iktidarı takip etmekten geri durmayacağız.

Diyeceğiz ki; “Ey iktidar!
Bu halk size güvendi tekrardan yetki verdi ama bu sizi şımartmasın!

İnsanların damarına damarına basmayın.

Size oy vermeyen büyük bir kesim var dışarıda kalan.

Onları ötekileştirerek, kendinden olmayanı yok sayarak başarı sağlanmaz.

Makamlar gelip geçici, bu dünyanın üstü varsa altı da var ve tam yedi kat olduğuna inanırız.

Öyle söylendiği gibi zafere giden her yol mübah değildir.

Her iki cihanda da hesap vermek sevimli bir iş değildir.

İşi oralara vardırmayın!

Etkili muhalefet yok masalına inanarak, meydanı boş zannetmeyin!

Zirveye çıkmak kolaydır, aslolan zirvede kalıp tutunacak yer bulabilmektir.

Tutunacak yer bulamadığınızda yavaş yavaş çıkılan o zirveden inmenin,

Aynı rahatlıkla olmayacağını lütfen görünüz” diyeceğiz.
*********
Değerli okurlar;
Bu sözleri neden söyledim?
Herkes bulunduğu yerin kıymetini bilsin, ona göre davransın.

Gerçeklerle yaşamaya alışmak zorundayız.

Şayet bu kent 13-0 gibi bir skorla hemde ikinci kez Akp’ye teslim edilmişse,

Hariçten gazel atmanın bir anlamı yok!

Oturup özeleştiri yapmalı, yeni yeni politikalar geliştirmeli.

Yapılan işlerin dürüstçe takipçisi olunmalı.

Haftalık kurul toplantılarıyla makam odalarından eleştirmekle bu işlerin olmadığı tescillendi. Bir silkelenme şart!

Öte yandan, bu kent size ikinci kez 13-0 verdi diye kendinizi bulunmaz hint kumaşı zannetmeyin.

Bir arabaya 3-4 yüz km hız verebilirsiniz.

Ama o arabanın hep aynı hızda gitmesini bekleyemezsiniz değil mi?

İllaki bir frene ihtiyaç vardır.

Freni olmayan bir araba illa bir yerde durmak zorundadır.
Durmadığı takdirde ya bir yere bodoslama girer, ya da tepetaklak yuvarlanır ama sonuçta rahat bir duruş sağlanamaz. Hasar vermeden bırakmaz.
*********

Demem o ki, demokrasinin en güzel yanıdır siyaset mekanizması.

Sürat ve fren sistemi gibi kurulmuştur.

Ne daimi sürat sizi mutlu eder, ne de durarak hedefe gitmek…
Demokrasi çıtasını düştüğü yerden kaldırmak hepimizin elinde.

İlerisinde gözümüz yok!
Demokrasinin kavram anlamı uygulansın hepimize yeter.

*********
Ne çok şey birikti anlatamam.
Yazacak o kadar çok şey var ki!
Mesela gazetemiz hazırlanırken tesadüf bu ya!
Chp İzmit ilçe danışma kurulu toplantısı yapıldı.
Test yayını adı altında orada olan gelişmeleri sizlere dakika dakika aktardık.

Bir de aktaramadıklarımız var tabi.
Onu da birkaç gün içinde kaleme alacağım.

Dediğim gibi, gerçekler kimi zaman acıtsa da görmezden gelmeyeceğiz.
**********

Değerli okurlarım, sizinle tekrar buluşmaktan son derece mutluyum.
Başlangıç yazısı için sert olduğunu düşünenler olabilir.

Ama ne yapalım?
Hayatın gerçeklerini görmek ve göstermeye çalışmak,
Galiba benim FITRATIMDA VAR…
Güveniniz ve desteğiniz için tekrar tekrar teşekkür ederim.
Bizi takipte kalın, hoşçakalın.

haberihbar   e-posta; aysunozcanerenkaya@kocaelibarısgazetesi.com 

Aysun Hanımefendi gayret ve ısrarının karşılığını mutlaka görecektir. Gazete Barış’ın dikkatle takipcisi olacağım. Başarılar diliyorum. A.O.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.