"Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler" – Bayram Coşkun
"Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler" - Bayram Coşkun
Prof. Dr. Haydar Baş’ın, “Atatürk Müslüman’dı” açıklaması karşısında çılgına dönen sözde mücahitler AKP’li eski bir bakanın yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile aşağılık bir şekilde dalga geçmesi karşısında dut yemiş bülbül kesildiler.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’inde ne güzel buyuruyor: “Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (Hakka) dönmezler.”
O dalgacı densizlere hatırlatalım bu ayet de dalga geçtikleri Bakara suresine ait.
Önceki yazımızda “bu ses kaydı bir CHP’liye ait olsaydı ne yaparlardı” diye sormuştuk.
Cevap çok basit, yeri göğü inletirlerdi.
Ama şimdi suspuslar, üç maymunu oynuyorlar çünkü Kur’an’a hakaret edenler kendilerinden biri.
Buradan çıkan sonuç çok net; bunların Müslümanlığının imanla falan alakası yok.
Ne yazık ki bunların Müslümanlığı rant Müslümanlığı.
Yani bunlar Müslümanlık üzerinden nemalanıyor. Eğer konjonktür değişir de nemalanmaları için başka bir dinden olmaları gerekirse emin olun gözlerini kırpmadan o safa geçerler.
Bu durumun birçok örneği var. Başka bir yazıda bu örneklere değinebiliriz.
Netice itibarıyla şunu söylemek mümkün;
Bu kirli zihniyete göre İslam’a hakaret eden kendilerinden biri olursa buna ses çıkarılmaz ama karşı taraftan olursa vay haline.
Bu tür insanlara karşı İslami literatürde verilen isim çok açık; “münafık.”
Kur’an’la dalga geçenlerin ise kâfir olarak nitelendirildiğini herhalde söylemeye gerek yok.
İleri demokrasideyiz hamd olsun!
İleri demokrasi, özgürlük, demokrasi falan filan derken bir de baktık ki Twitter yasak.
Neden?
Çünkü bazı densizler sabah akşam “Başbakanım çok yaşa” demeleri gerekirken orada yüce(!) Başbakanımızı üzecek paylaşımlar yapıyor. Gezici bunlar gezici. (Gerçi yasak daha ilk anda hikâye oldu ama neyse. Cumhurbaşkanı bile yasağı büyük bir keyifle deldi.)
Kapatma sırasının Facebook, Youtube ve Google’a gelmesi an meselesi.
Bunlar sosyal medyaya yapılan uygulamalar.
Bir de bu işin gazete ve televizyon ayağı var. Oradaki durum çok daha vahim!
Yandaş olmayan basın yayın kuruluşlarının başına gelmeyen kalmıyor. RTÜK bu kuruluşlara ceza üstüne ceza kesiyor, ekonomik olarak bellerini büküyor.
Aslında “alo Fatih, alo Mustafa, Alo Demirören” tapelerini düşündüğümüzde yandaş medyanın durumu da çok vahim.
Her an telefonunuz çalabilir ve ülkenin başbakanından ağır bir fırça yiyebilirsiniz.
Uzun lafın kısası, Türkiye Sayın Başbakanımızın ustalık döneminde ileri demokrasiyi doya doya yaşıyor hamd olsun!
Sevsinler sizin bayrak sevdanızı!
Doğu ve Güneydoğu’da verdikleri billboard reklamlarında diğer bölgelerimizden farklı olarak Türk Bayrağı kullanmayanlar,
Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltması olan T.C ibaresini kaldıranlar,
Türk’üm diye başladığı için andımızı yasaklayanlar,
‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ yazısını her yerden kazıyanlar,
Türkiye NATO toprağıdır diyenler,
Yabancıya toprak satışı konusunda rekor üstüne rekor kıranlar,
Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yabancılara peşkeş çekenler,
3-5 Mehmet öldü diye Meclis toplanmaz diyenler,
PKK’ya yataklık ediyor dedikleri Barzani’yi parti kongrelerine onur konuğu olarak ağırlayanlar,
21 Mart’taki Diyarbakır manzarasından övgüyle bahsedenler seçim öncesi çıkmış bayrak reklamı yapıyor.
Sevsinler sizin bayrak sevdanızı!
Düpedüz takiyye, düpedüz istismar...
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.