Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

22Ara/130

Kumbaradan Kutuya!.. / Mustafa Küpçü

mustafa kupcuKumbaradan Kutuya!.. / Mustafa Küpçü

Çocukluk yıllarımda bazı toplumsal değerlerimiz vardı;

“Yerli Malı Yurdun Malı/ Her Türk Onu Kullanmalı” derdik. Yamalı pantolon giydik ama utanmadık. Kimimiz metal banka kumbaralarında kimimiz toprak kumbaralarda harçlıklarımızı biriktirirdik. “Tasarruf etmek” ortak bir kültürel değerdi.

“Alın teri ile yaşamak” onuru da öyle.

Ev ve işyeri kapılarımız açıktı; “hırsız korkusu” bilmezdik. Hele, “Devlet Adamı” dendi mi, her yönüyle “güvenilir bir insan” gelirdi aklımıza.

Sonra, ilkokulda “Amerikan Süt Tozu” ile beslemeye başladılar bizi. Galiba o sütte bir mikrop vardı! İnsanlar hızla çoğalmaya ve kirlenmeye başladı!

Hem “doğal çevremiz” hem de “insani çevremiz” hızla kirlendi. O, saygı duyduğumuz “Devlet Adamı” kimliğini taşıyan siyasetçiler de hızla kaybolmaya başladı.

Bugün, kişisel çıkarını düşünmeyen siyaset adamına “salak” gözüyle bakılıyor!

Hangi siyasal kimliği taşırsa taşısın, halk arasında; “siyasetçi mi

mutlaka yer yutar!” anlayışı yaygın bir kanı!

Hatta; “Canım çalıyor ama iş de yapıyor” diye savunuyor kimileri!

Kimi vatandaş da; “Hangi siyasetçi bana ne çıkar sağlayacak?” diye bakıyor!

Günümüz siyasetinde “bilgi, ehliyet, yetenek, dürüstlük” geçer akçe değil!

Siyaset sahnesinde yer almanın koşullarından biri, “maddi güç” sahibi olmak. İkincisi; siyasi partinin genel başkanına yakın olmak! Üçüncüsü ise bir “cemaate mensup olmak!”

Bu üç temel gücün de üstünde, “küresel tekellerin çıkarlarına uygun olmak” koşulu var!

Geri kalmış ülkelerin temel göstergelerinden biri; “Halkın büyük çoğunluğu geçim sorunu yaşarken, siyasal iktidar sahiplerinin hızla zenginleşmeleridir!”

Bu ülkelerde;

- Bilim ve teknolojiye önem verilmez. Öncelikle “Küresel egemenler” buna izin vermez!

- Eğitim düzeni “üretken insan” yetiştirmez! Ezberci eğitim düzeni, “mesleksiz insan” üretir. “Düşünen-özgür insan” baş belası sayılır!

- Geniş halk kitleleri, “Cemaatler” halinde bölünmüş ve cemaat başlarına “biat” eden zincirsiz köleler haline getirilmeye çalışılır! Cemaat başları ile anlaşan oyları toplar iktidar olur, bunun adına “demokrasi” derler! ( Özgürce ve bilinçle oy verenleri tenzih ederim)

- Halkın büyük çoğunluğu gazete okumaz, siyasal olayları araştırmaz. Çocukluğundan itibaren kendilerine ezberletilenleri koşulsuz “doğru” sayar ve savunur!

- Halk, “onlar ve bunlar” diye ayrıştırılıp birbirini didiklerken, siyasal iktidar sahipleri yurtdışı banka hesaplarını büyütür, villalarda yaşar, gemicikler alır, tersaneler açar, ucuza kapattığı arsalarda toplu konutlar inşa ederek hızla zenginleşir!

- Siyasetçi çocuklarının bazıları da babalarının makamları sayesinde elde ettikleri paraları kumbaralarda değil, özel kasalarda ve ayakkabı kutularında biriktirmeye başlar!

Ama, “iktidarın ortakları” arasında kavga çıkarsa; çömlek patlar!

Bu traji-komik süreç, halkın topyekün uyanışına kadar sürer gider!

İyi uykular Türkiye!..

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.