Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

19Tem/130

Sözünüzde durun, halk arkanızda olsun – Mehmet Cemal Çiftçigüzeli /Ayhan Katırcıkara – 02 Mayıs 2000 Salı -Nostalji

images

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/images/site/ara.jpg"

Sözünüzde durun, halk arkanızda olsun – Mehmet Cemal Çiftçigüzeli /Ayhan Katırcıkara

02 Mayıs 2000 Salı

“-Bir grup ‘siniri bozuk’ arkadaşla beraber mücadele veriyoruz. (Hemen ‘asabı bozuk adam’ LDP lideri Besim Tibuk’u hatırlıyorum). Ankara’ya gelenlerin birinci endişesi yeniden seçilmek, yerini korumak. Bir yere gelmek istiyorsanız lider sultasına, patronlara aykırı düşmeyeceksiniz.

DYP Kocaeli Milletvekili, eski İçişleri Bakanı Meral Akşener anlatıyor:
“-Bir grup ‘siniri bozuk’ arkadaşla beraber mücadele veriyoruz. (Hemen ‘asabı bozuk adam’ LDP lideri Besim Tibuk’u hatırlıyorum). Ankara’ya gelenlerin birinci endişesi yeniden seçilmek, yerini korumak. Bir yere gelmek istiyorsanız lider sultasına, patronlara aykırı düşmeyeceksiniz. Sonra da sizi besleyen fikri nehirden kopacaksınız. Sadi Somuncuoğlu Bey şimdi görüyorsunuz ülkücülüğünü ispat etmek zorunda kaldı! Bizden hep böyle isteniyor. Yahut teslim olmak. Ama öyle değil. Türkiye’de artık biz de talep edeceğiz. Ecele inanan bir insan rızkından endişe etmez. Öğrenilmiş acizliği yeneceğiz. Farkındalık artıyor. Yarışı elbette biz kazanacağız. Yönetimlerde payımızı alacağız.”

Esasında çok duygusal ve içten bir konuşmaydı Meral Hanım’ınki. Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın ASKİ’deki “ahde vefa gecesi”nde İzmitliler yine örnek oldu, sivil toplum kuruluşu olarak. Meslektaşları ve kurucusu olduğu kuruluşlar değil de Yazar Mustafa Yazgan’ın 40. sanat yıldönümünde o’na jübileyi görkemli bir şekilde Kocaeli Aydınlar Ocağı yaptı. Bu gece de böyleydi. Dostluk, dayanışma, üretim, beraberlik hep önde oldu. Öyle ki espriler de bunu pekiştirdi. Kocaeli’nde Aydınlar Ocağı’na başkan olanlar hep kız çocuğu babası oluyormuş. Son başkan Ahsen Okyar da bundan nasibini almış, kızı ikilemiş tek oğlanın yanına. Sayın Okyar amaçlarını daha çok öğrenmek, öğrendiklerini uygulamak endişesi şeklinde açıklıyor.
Azın çoğa galebesi
Kalabalık konuklara İzmit Ticaret Odası Başkanı Nihat Gürer de “merhaba” dedi ve ekledi “Büyük merkezlerde üretilen fikirleri Anadolu’ya yaymaya çalışıyoruz. Başkentin de dikkatini çekmek istiyoruz ki, muhafazakâr milliyetçi olarak bilinen 410’u aşkın milletvekilimizin yine “sivil-dindar ve üretken” bir cumhurbaşkanı seçmesini istiyoruz. Bize yol gösteren hocalarımızdan parlamentoda olanlara diyoruz ki öğrettiklerinize lütfen sahip çıkın ki seçmenleriniz arkanızda olsun.”

“Ülkücülük” konulu çalışmasıyla doktora tezini yıllar önce veren yazar Mustafa Çalık’ın konuşmasını keşke iktidardaki sağ parti temsilcileri dinleseydi. Çalık Türkiye’de kavgaya kurulduğumuzu, dolayısıyla kavga yapacak insanların hiç eksilmediğini anlatırken örnekleri güncel ve ayakları yerdeydi.

Telekom Genel Müdürü İbrahim Hakkı Alptürk Kocaeli’ndeki eski hizmetlerinden dolayı plaketlendirildi. Telekom aleyhindeki kampanyaya dikkat çekti ve bu milli kuruluşu “özel sektör tekeli”ne rağmen çalıştırdıklarını ve çok iyi işleteceklerini, 19 milyon abone sayısını önümüzdeki yıllarda 45 milyona çıkaracaklarını açıkladı.

Prof. Dr. Şaban Karataş hocaların hocası, parlamenterlerin duayeni.
Dedi ki “Şimdi aşırı demokratikleşme modası var. Ama biz bunlarla uğraşmayalım, zaman kaybetmeyelim. Ülkede ve parlamentoda sadece demokratlar biraraya gelsin herşeye yetecek.”
Barışta pay
Gerçekten öyle, bazı değerleri ve evrensel ölçüleri sulandırmaya varacak kadar kaşıyor, avucumuzda tutmaya çalışıyor, hayata bir türlü geçiremiyoruz.
Yazar Hüseyin Üzmez nükteleriyle kırdı geçirdi, acı acı düşündürdü topluluğu. İşte Dündar Taşer rahmetliden aktardığı bir anekdot. Mekanı Cennet olsun Dündar Bey Türkeş ile beraber 27 Mayıs müdahalesinde görev almış, ülkücü oluşumun ve eylemin fikir babalarından, Gaziantepli Tank binbaşısı:
-İhtilalden sonra Konya’da bir köyü ziyaret ettim. Köylülerle sohbet ediyorum. Konuşmaya bile mecali olmadığını sandığım bir ihtiyar seslendi: (Dündar Bey, bu ülke savaşta bizim de, barışta niçin bizim değil). Belki o anda bu ferasetli Türk köylüsünün söylediğini çoğu kişi farketmemişti ama ben bu tespiti gelip Ankara’ya aktardım. Taş kesildik. Yeniden değerlendirmeye çalıştık. Gerçekten barış zamanında bu ülkenin nimetleri niçin halka yansımaz, pay eşit dağıtılmaz.

Kocaeli Aydınlar Ocağı İzmit’e Anadolu’dan fikir üreten ve emeği geçen bütün insanları gururlandırdı. M. Ziya Kahraman, Agah Oktay Güner, Ali Coşkun, Dr. Mustafa Çalık, İbrahim Hakkı Alptürk, Şaban Karataş, Vecdi Gönül, Hüseyin Üzmez’e plaket verirken Başkent Ankara’ya da, yönetenlere de sözlerinde durma ve çağı yakalama gerçeğini hatırlattı. Ancak değerlere zarar vermeden.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.