Harran -14
27 Nisan 2013 Cumartesi / Şanlıurfa’nın 44 km. güney doğusunda bulunan ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen tarihi kent Harran, kendi adıyla anılan ovanın merkezinde kurulmuştur.
Tevrat"ta da "Haran" olarak geçen yerin burası olduğu söylenir. İslâm tarihçileri kentin kuruluşunu Nuh Peygamber’in torunlarından Kaynan’a veya İbrahim Peygamber’in kardeşi "Aran"a (Haran) bağlarlar. XIII. yüzyıl tarihçilerinden İbn-i Şeddat, Hz. İbrahim’in Filistine gitmeden önce bu şehirde oturduğunu, bu nedenle Harran"a Hz. İbrahim’in şehri de denildiğini, Harran"da İbrahim Peygamber"in evinin, adını taşıyan bir mescidin, O"nun otururken yaslandığı bir taşın var olduğunu yazmaktadır.
Harran, Kuzey Mezopotamya’dan gelerek batı ve kuzey batıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmaktadır. Bu özelliğinden dolayı Harran, Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Assurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi. Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Mezopotamya"dan Anadolu’ya olan ticaret akışının binlerce yıl Harran üzerinden yapılmış olması bu tarihi kentte zengin bir kültür bikiminin oluşmasına neden olmuştur.
Harran; Ay, Güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya’daki Assur ve Babillerin politeist inancına dayanan Paganistliğin (Putperestlik) önemli merkezlerinden olması yönüyle de ünlü idi. Bu nedenledir ki Harran’da Astronomi ilmi çok ilerlemiştir. Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi "Harran Ekolü’dür. İlkçağdan beri varlığı bilinen Harran Üniversitesi’nde dünyaca ünlü birçok bilgin yetişmiştir.
Emevi hükümdârlarından II. Mervan 744 yılında Harran’ı Emevi Devleti’nin başkenti yapmıştır. Emevilerin Asya bölümü 750 yılında Abbâsilere yenilerek Harran’da sona ermiştir. Abbâsi hükümdârı Harun Reşit zamanında "Harran Üniversitesi" dünyada büyük bir ün kazanmıştır.
Bugün Cüllab ve Deysan ırmakları kurumuş olduğundan Harran sudan ve yeşilden mahrum bir ovanın ortasında 5000 yıllık tarihi ile ayakta durmaktadır. Tipik evleri, höyügü, kalesi, şehir surları ve çeşitli mimari kalıntıları ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Atatürk Barajı ve Urfa Tünelleri vasıtasıyla Harran Ovası"na akıtılan Fırat Nehri, Harran"ı tarihteki yeşil ve verimli günlerine tekrar kavuşturmuştur.
Harran"daki Mimari Eserler
I. Yazılı kaynaklarda geçen mimari eserler:
Çeşitli kaynaklardan anlaşıldığına göre, Hz. Ömer zamanında İyaz b. Ğanem tarafından 640 yılında fethedilen Harran’da ilk islami eserler inşa edilmeye başlanmıştır. Emevi başkentliği yaptığı dönemde (744-750 II. Mervan zamanı) imar faaliyetleri hızlanarak şehir mimari eserlerle donatılmıştır. Mervan, 10 milyon dirhem harcayarak Harran’a bir hükümdâr sarayı yaptırmış, Cami el-Firdevs"i (Cennet Camii-Ulu Cami) yeniletmiş ve su kanalları açarak tarımı geliştirmiştir. İmâdeddin Zengi’nin 1127 tarihinde Harran’ı almasından sonra, Zengi’nin oğlu Nureddin Mahmûd ve Selahaddin Eyyûbi zamanlarında şehirde medrese, hastane, çarşı, hamam gibi çok sayıda mimari eserin inşa edildiği, miladi 1175 depreminde zarar gören yapılar ile Ulu Cami’nin restorasyonunun yapıldığı yine çeşitli kaynaklarda kayıtlıdır.
Onyedinci yüzyılın ortalarında (1650 yılları) Harran’ın harap haline yetişen ünlü seyyah Evliya Çelebi burasını,"Şehir harap, evler toprak olup kalesinde insanoğlu kalmamıştır. Ancak kargir camileri, han ve hamamları kalıp diğer harap evler içerisinde çöl arapları kışlamaktadır." cümleleriyle anlatmaktadır.
II. Harran kazılarında bulunan ve günümüzde ayakta olan mimari eserler:
Parlak bir tarih ve ilim geçmişine sahip olan Harran, tarih boyunca bir çok devletin hâkimiyetine girdiğinden kültürlerin kaynaştığı bir kent olmuş ve zengin mimari eserlerle donatılmıştır. Ancak, hiç bir zaman Bizans ve Haçlı hâkimiyetine girmeyen Harran"da bu devletlere ait eserler yer almamıştır.
Kentin ortasında yer alan höyükte ve sur içersindeki harabelerde Sin Mabedi ve üniversite dahil en eski mimari eserlerin temel kalıntıları yer almaktadır. Harran"ın zengin mimarisinden sadece surlar, iç kale, Ulu Cami, Şeyh Hayat el-Harrânî türbe ve camii ile konik kubbeli evler günümüze kadar gelebilmiştir.
Harran Üniversitesi: İlk Çağ"dan beri varlığı bilinen ve miladi 718-913 tarihleri arasında (İslâmi dönem) bilim ve sanatta doruk noktaya ulaşan Harran Okulu"nun (Üniversite) İslâm öncesi ve İslâmi dönemdeki yeri, bugünkü kalıntılar arasında tespit edilememiştir.
Tarihi Harran Üniversitesi"nin kuruluşu hakkında elimizde yeterli kaynak bulunmamaktadır.
Nursel – Ahsen Okyar, Dr. Hasan Dermenci, Yunus Özen, Hasan – Emine Uzunhasanoğlu, Ümmühani Özen, Halime Toka, Gül – Selçuk Arslan
Harran Şehir Surları: Elips şeklindeki Harran şehri, bazı kaynaklara göre 8, bazı kaynaklara göre 6 adet kapısı, 187 adet burcu olan, kesme taşlardan inşa edilmiş müstahkem bir sur ile çevrilmiştir. Surların dışında yer alan ve günümüzde toprakla dolmuş olan hendeğin eskiden su ile dolu olduğu bilinmektedir. Şehrin güney-doğu köşesinde kesintiye uğrayan surların yerini İçkale tamamlamaktadır. Harran surları günümüzde yer yer yıkılmış olmasına rağmen çepeçevre izlenebilmektedir. Kapılardan sadece Halep Kapısı ayaktadır.
Geleneksel Harran Evleri: Harra’"ın en çok ilgi çeken yanı, bindirme tekniğinde yapılmış, külah biçimindeki konik kubbeli evleridir. 1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilen ve kubbe evleri korumaya alınan Harran’da, ören yerinden malzeme toplanması, her çeşit inşaat yapılması, kanal açılması yasaklanmıştır. O tarihlerde 960 adet kubbe sayılan Harran’da bu sayı dondurulmuştur. Bölge iklimine uyumlu, yazın serin, kışın sıcak olan kubbeli Harran evlerinde, tavukların daha çok yumurtladığı, at gibi bazı hayvanların daha uysal olduğu, kuru soğanların çabuk filizlendiği köylüler tarafından söylenmektedir. Bu evlerden bir örnek 1999 yılında Harran Kaymakamı İbrahim Halil Akşit’in gayretleriyle restore edilerek "Kültür Evi" fonksiyonuna kavuşturulmuş ve turizmin hizmetine sunulmuştur. Ayrıca Kültür Bakanlığı, restore etmek ve kültürel fonksiyon vermek üzere bu evlerden 4 adedini satın almıştır.
Yunus Özen Hasan Uzunhasanoğlu Halime – Mustafa Toka
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.