Kazlıçeşme BOP kokacak! / Yusuf Karaca
Kazlıçeşme BOP kokacak! / Yusuf Karaca
Başbakan Taksim’in idrar koktuğunu iddia etmiş. Oysa İstanbul Valisi attığı Tweet’lerde, Taksim’in Ihlamur koktuğundan söz etmişti. Devletin valisinin yalan söyleyecek hali yok ya! …
Siyasetçi de değil, koskoca Vali…
Bu nedenle, olmayan şeyleri oldu diye anlatmaz. “yok, cami’de içki içtiler” falan, filan gibi, ipe sapa gelmez iftiralarda bulunmaz.
Vali’nin sözü, devlet sözüdür!
O Vali ki,bu halkı kötü Tweet’lere karşı bile uyardı!
Ben Vali’ye inanıyorum! Ama sadece koku konusunda…
Oranın ıhlamur koktuğunu düşünüyorum. Zaten benim burnum öyle her kokuyu almaz.
Bu yüzden burnuma çok güvenmem, gözlerime daha çok güvenirim. Üstelik bir katarakt ameliyatı olmama rağmen idare eder.
Yalnız, burnum yerli olmayan kokulara karşı çok hassastır.
Mesela, ta Atlantik’ten bir koku yola çıksın, burnum hemen alır. Hem de aylar öncesinden… Atlantik’in rüzgârı da meret, hep pis koku getirir zaten. Geldim bu yaşıma, mis gibi bir koku, getirdiğine hiç şahit olmadım.
Şimdi “gül” deyip duruyorlar. Ama ortada bir gül kokusu filan yok. Tam aksine, her tarafı BOP kokusu sarmış.
Üstelik sadece Türkiye de değil, tüm İslam dünyasında bu koku yaygın.
Batı, BOP kokusunu, bize gül kokusu diye yutturmaya çalışıyor. Daha dün Mısır’da “Müslüman kardeşler!” yürüdü, İsrail ve ABD’nin arkasında olduğu “Özgür Suriye katilleri” için…
Adı Müslüman kardeşler” kendileri tam anlamıyla Müslüman kalleşler. Kim için yürüdüklerine dikkat edin lütfen… Bu, BOP kokusu değil de nedir?
Gül dediklerinin, gül olduğuna şimdi nasıl inanalım?
Gülse de, onların gülü,bizim gülümüz değil.
Ecnebinin “gül” dediğinden ne olur?
Dün birilerine “Fatih” hatta “Selahattin Eyyubi” diyorlardı. Bu gün diken ilan etmiş,”deliğe süpürmüşler”, bunu hepimiz görüyoruz.
Nasıl iktidar olduğunu, en iyi kendisi bildiği için büyük bir telaş içinde… Taksim’in ağaçları sallandıkça, onun koltuğu sallanıyor. Koltuk sallandıkça, elindeki tüm gazları meydanlara bırakıyor. Şimdi Gazlıçeşme’de gaz depolayacakmış.
Hem bu kadar Gaz bırakırlar meydanlara, hem de pis kokudan şikâyet ederler. Bu güne kadar ecnebi gazıyla ayaktaydılar. O da bitti, bağımlılık olmuş adamlarda, gazsız duramıyorlar. Yerli gaz da onları tatmin etmez, ille ecnebi gazı olacak…
Ecnebi gaz vermiyor diye, onlara kızıp yeniden milli görüş gömleği giymişler. Biz o gömleğin yirmi bir İsrail antlaşmasını nasıl örttüğünü de görmüştük.
Yine AB ve ABD karşıtı olmuşlar güya…
Yahu, daha on beş gün önce sizler onların ilgileriyle övünmüyor muydunuz? “Bizi Obama şöyle güzel karşıladı, böyle güzel karşıladı.” Diyenler siz demediniz mi?
Bunlar on yıldır aldıkları gazla, dengelerini de kayıp etmiş. Ne dediklerini kendileri de bilmiyorlar. Polat Alemdar’la görüştüler, belki Memati ve Abdulhey’i yanına alır, bizi kurtarır diye.
Baktılar ki, o da kendileri gibi “dublörsüz” kalmış. Polat Alemdar dedikleri, meğer Necati Şaşmaz adında konuşmasını dahi bilmeyen bir zavallıymış. “Dublör gidince kel göründü” yani…
Bu güne kadar bunlarda tıpkı bizim Necati gibi “dublör” siyaseti yapıyorlardı. Dublör çekilince, ortada kaldılar.
Halk “Meğer seçtiklerimiz neymiş de, bundan haberimiz yokmuş” değerlendirmelerini yaptı.
Şantaj ve tehditle veya parayla, bindirilmiş kıtalara istedikleri kadar bağırıp çağırsınlar, bu iş bitmiştir. Ülkemizi ve İslam dünyasını saran BOP’un pis kokusu çekilecek.
Yalan ve iftira siyaseti, Haçlı safında ‘çakma mücahit’lik siyaseti, ‘İsrail’e kalkan’ olma siyaseti, ‘Ecnebi ile parçalama, Müslüman’la ağlama siyaseti’, peşkeş ve yağma siyaseti sona erecektir.
Kazlı çeşme bugün BOP kokacak. Ama son kez…
17 Haziran 2013, 11:05
“Âkil bir yazı; aklı takım formlarına rehin olanların okumasına gerek yok.” diyerek paylaştık sizin de izninizle..
Hakikaten parti-patırtı işlerinde “taraf” olmayan veyahut yalnızca gerçekten ve milletin / memleketin geleceğinden yana olanlar nedense bir “başka” bakıyor. Yusuf Bey’e teşekkürler..