İnsanlığın Ayıbı: Yaşlı İstismarı – Prof. Dr. Osman Celbiş
İnsanlığın Ayıbı: Yaşlı İstismarı - Prof. Dr. Osman Celbiş
Geçtiğimiz hafta 18-24 Mart yaşlılar haftası idi. Özellikle takip ettim, bu konuda neler yapılıyor diye. Ulusal medyada bir habere rastlayamadım. İnternet sitelerinde birkaç küçük haber, hepsi bu kadar. Yaşlılarımızı yine hatırlamadık…
Yaşlanma ayrıcalıksız her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan kronik ve evrensel bir süreçtir, yani bizde yaşlanacağız…
Ülkemizdeki yaşlı nüfus oranı yükseliyor. Tahminlere göre Cumhuriyetin yüzüncü yılında yaşlı nüfus toplam nüfusun %10’una ulaşacak. Bunun anlamı yaşlı bir nüfusa sahip olacağız.
Peki, yaşlılarımızın durumu ne? Bunu tam olarak bilmiyoruz. Çünkü elimizde yeterli veri yok. Ama ciddi bir risk var, yaşlı istismarı. Tüm dünyada yaşlı istismarı artmakta.
Daha önce de belirtmiştim; yaşlı istismarı, yaşlı bireyin sağlık ya da iyilik halini tehdit eden ya da zarar veren herhangi bir davranış olarak tanımlanmakta olup bedensel, psikolojik ya da ekonomik olabilir, aynı zamanda ihmale de dönüşebilir.
Uzmanlar aşağıdaki durumlarda istismardan şüphelenmek gerektiğini söylüyorlar.
-Endişe, korku ve çekingenlik,
-Zayıf göz teması,
-Konuşurken bakım veren kişiye bakma,
-Kötü hijyen, uygunsuz ve yetersiz giyim,
-Zayıflık ve kötü beslenme,
-Fiziksel kusur ve sakatlık,
-Gerekli olmasına karşın gözlük, takma diş, işitme cihazı, gibi cihazların olmaması.
Risk altındaki yaşlıları da şöyle tanımlamışlar:
-Bağımlılık ve yetersizlik hali (sağlık sorunları, ekonomik nedenler vb.).
-Kalabalık aile ortamı içinde yaşaması, statü ve güç kaybına uğraması,
-Dul veya boşanmış olması,
-Yalnız yaşaması ve izole olması,
-Cazip maddi kaynağının olması,
-Mental yetersizliğin ve özürlülüğün olması,
-İleri yaşlarda olması (70-75 ve üzeri).
Aslında çevremize şöyle bir baksak ve her 10 yaşlıdan kaçının durumunun istismar sınırlarında olduğunu gözlemlesek. Cevabımız ne olurdu acaba. Beni ürküten bu sorunun muhtemel cevabı. Hiç azarlanmış, horlanmış, elinden malı alınmış, dövülmüş ya da korkutulmuş-sindirilmiş bir yaşlı görmeyen var mı? Ne kadar ilişkilidir yorumunu size bırakıyorum ama yaşlı nüfusta intihar oranı yükseliyormuş TUİK verilerine göre.
Televizyondaki filmlere dikkat ettiğimizde eskiden görmeye alışık olduğumuz evin sözü geçen yaşlıları yok. Sürahi Hanım karakteri gibi karakterleri görmüyoruz artık. Geçen hafta bir sinema filmi seyrettim. Konusu yalnız kalmış, hasta, bakıma–ilgiye muhtaç yaşlılar ötanazi yaptırıyorlardı son paraları ile. Böyle bir iş-ötenazi yapan kliniğe başvuran yaşlılardı konu. Ben çok etkilendim doğrusu.
İnsanlık aslında insanlığını kaybediyor da bunun farkında değil. Yaşlısına istismar uygulayanlara insan denilebilir mi ki? Bazen insan olmaktan utanıyor insan!!!
Unutmayalım hepimiz yaşlanacağız, tabi ömrümüz olursa…
Şanslı olanlarımız erken ölecek belki de…
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.