İsviçre’de Olten’in Prangalı Minaresi – Prof. Dr. Hacı DURAN
Olten’in Prangalı Minaresi – Prof. Dr. Hacı DURAN
Geçen hafta Olten Türk Kültür Ocağı Derneği’nde “İslam ve İslam Medeniyeti” konusunda bir konferans verdim. Derneğin başkanı sayın Mustafa Karahan’ın misafiri olduk. Derneğin üyeleri ailecek konferansa gelmişlerdi. Yani çocuklar, ev hanımları ve her kesimden vatandaşımız konferansı dinlemeye gelmişti.
Olten İsviçre’de Minare yasağı tartışmalarının ortaya çıkmasına neden olan bir kasabadır. Kültür Ocağı Derneği ise bu minareyi yasal yolları kullanarak diken kuruluştur. Olten Türk Kültür Ocağı Derneği, Türk işçilerinin maaşlarından yaptıkları tasarruflarla satın alınan bir binada faaliyetlerini yürütmektedir. Binada spor alanları, geniş bir mutfak, çok amaçlı bir salon ve bir de cami yer almaktadır.
Dernek yönetimi 2005′te, kendisine ait olan binadaki camiye, minare yapmak üzere belediye nezdinde, girişimde bulunmuş. Yerel yönetim, minarenin yapılmasına karşı çıkmış, ruhsat vermemiş. Bunun üzerine dernek yönetimi hukuki yollara başvurmuş. Dernek yönetimi dört yıl boyunca mahkemelere minarenin yapılmasının bir hak olduğunu anlatmış. Bu amaçla avukatlar tutmuş. Medeni yöntemlerle sonuç almak için çaba sarf etmiş. İsviçre mahkemeleri, minare inşasıyla ilgili itirazları, dört yıl boyunca tartışmış. En sonunda mahkeme kararıyla minarenin yapılmasına izin verilmiş. Dernek yönetimi bu izin üzerine Bartın’da yaptırdığı altı metrelik minareyi bir tıra yükleyerek İsviçre’ye götürmüş ve 2009′un Haziran’ında binanın çatısına uygun bir şekilde yerleştirmiş.
Dört yıllık mahkeme süresinde, minare yapımına karşı çıkan ırkçı, radikal ve fundemantalist hristiyan gruplar, konuyu siyasallaştırmışlar. Minareyi dini bir sembol olmaktan çıkarıp, İslamın siyasal sembolü olarak lanse etmişler. Minareyi siyasi hakimiyetin bir sembolü olarak etiketlemişler. Minare yapımının yasaklanması için, yasal değişiklik yapmak üzere, konuyu referanduma götürmüşler. Olten minaresinin kaidesine yerleştirilmesinden beş ay sonra, Kasım 2009′da İsviçre genelinde yapılan halk oylamasında, seçime katılanların %57.5 i İsviçre’de minare yapımının yasaklanmasını istemiştir. Böylece İsviçre Minare yapmanın yasak olduğu bir ülke olmuştur.
Olten minaresi İsviçre’de minare yasağı tartışmalarında bir sembol olmuş. Altı metrelik mütevazi minare, İsviçre basınının usta fotoğrafçıları tarafından abartılarak dolaşıma sokulmuş. Minare İsviçre’yi hançerleyen oklara benzetilerek gösterime konmuş. Minarenin asırlık yüksek çan kulelerini gölgesinde bıraktığı izlenimi fotoğraflaştırılmış. İsviçre halkı bu abartılı propagandaların etkisinde kalarak oy kullanmış.
Minare tartışmaları sürecini, Derneğin iki önemli ismi Mustafa Karahan ve Ali Erdoğan beyle etraflıca konuştum. Her ikisi de sürekli kışkırtılmaya çalışıldıklarını, aşırı tepki vermeleri için taciz edildiklerini, hak arayan insanlar olma yerine, işgalci olarak gösterilmeye çalışıldıklarını ilginç örnekler vererek anlattı.
Dernek üyeleri vefakar işçilerimiz, bir taraftan mahkemelere kendilerini anlatmaya çalışırken, diğer taraftan basın yoluyla sürekli şiddet görmüşler. Kamuoyunda tehlikeli insanlar olarak gösterilmişler. Bütün bu baskılara rağmen, minare yapımında ihtiyaç duyulan mali kaynağı temin etmek için, bütün birikimlerini bu yolda harcamışlar. Küçük tasarrufları biriktirerek minareye dönüştürmüşler. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi makamları, hiç bir konuda bu minareyi, zorluklara katlanarak fedakar bir şekilde yapan vatandaşlarımıza, yardım etmemiş. Onları mücadelede yalnız bırakmış.
Bu gün İsviçre’de hak ve hukuka aykırı olarak yasalaşan minare yasağı, maalesef yürürlüktedir. Olten Minaresi ise İslamın özgürlüğüne vurulan pranganın bir tanığı olarak yerinde durmaktadır. Önümüzdeki yazıda ise bu minareyi diken kardeşlerimizin kendi çocukları ve torunlarıyla ilgili kaygılarını anlatacağım.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.