Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

20Oca/130

DÜŞÜNMEME VE SORGULAMAMA GELENEĞİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

DÜŞÜNMEME VE SORGULAMAMA GELENEĞİ – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

İnsanlık bilimsel düşünme algısı ile gelişmiştir. Bilgideki nicelik ve nitelik; insanın olaylara bakışını da belirler.

Geleneksel anlayışlar, alışkanlıklar halindedir. Alışkanlıkların değişimi ve dönüşümü zordur.

Bilimsel düşünme-ideolojik düşünme-dinsel düşünme alışkanlıkları; insanı, toplumu ve devleti şekillendirir.

Hemen herkes nutuklar atıyor. Kimi çağdaşlıktan, kimi dinden, kimi reformdan, kimi insan haklarından, kimi özgürlükten dem vuruyor.

Fanatik taraftarlığın neden kaynaklandığını, kişinin sevdiği insan için ölüme neden ve niçin koştuğu psikoloji alanının konusudur.

İnsan değişkendir. Sadece anne, yavrusu için canını verirken erkeğin yavrusu için canını vermesi istisnadır. Kendi yavrusu için canını veremeyen erkek, sevdiği siyasetçi, lider kim ise onun için rahatlıkla canını verebiliyor.

Gelişmiş toplumlarda bu oran tabi ki gittikçe düşüyor.

Uzun yıllar ölesiye destekledikleri liderlerini, sırf batı karşıtı ya da batı istedi diye bir anda satan halk yığınlarını, isyanlarını, yakıp yıkmalarını gördükçe insanda tiksinti oluşuyor.

Ülkelerde Arap baharı adıyla Ortadoğu'da yakılıp, yıkılan kentleri katledilenleri gördükçe, dünyanın diğer yerlerinde neden böylesi durumlar olmuyor sorusunu soranlar vardır.

Söz konusu Müslüman bir ülke olunca, batı-Hıristiyan dünya hemen ayağa kalkıyor. Yok demokrasiye kurşunmuş, yok demokratikleşme durmamalıymış.

Demokrasi de demokrasi diyenler, kanun önünde herkes eşittir ilkesini ne yazık ki hep ikinci plana atarlar. Aslında demokrasi, ülkeyi yöneten siyasetçinin, elit tabakanın, büyük işadamının dokunulmazlık zırhına büründürüldüğü sistemdir.

Bazı makamda olanlar yargılanabiliyor mu?

Şu anda cezaevlerinde kimler var? Suç yoksul alt tabaka tarafından mı işlenir?

Dokunulmazlık zırhıyla cezalandırılmaktan muaf tutulan siyasetçiler, katil, hırsız, rüşvetçi terörist kimlikleriyle demokrasi rejiminde rahatlıkla milletvekilliği yapıyor ve halk için yasa çıkarıyor. Odacılık, memurluk yapamaz denilenler milletvekili oluyor.

Bunun adı da demokrasi oluyor. Kapitalizm, soylular, aristokrasi, burjuvazi, yığınları zaptrurapt altına almak için demokrasiyi icat ettiler. Demokrasi oyuncağı ile oynatıp duruyorlar. Ama hukuk, suç ve ceza sadece yığınlara işler, başkasına işlemez mantığını kimse düşünmüyor bile.

Demokrasi kamuflajı altında ülkeler işgal eden, yakıp yıkan öldüren ABD-İngiltere-Fransa demokrasi de diyor başka bir şey demiyor. Afganistan ve Irak'ta demokrasi getireceğiz diye 3 milyona yakın insanı öldürmemişler gibi hala demokrasi diyorlar. Fransa; Somali ve Mali’ye neden saldırıyor?

Ortadoğu'da, Afrika’da, Asya’da birçok ülke alevler içinde yanarken, insanlar katledilirken, Türkiye ve dünya medyasında neler yer alıyor.

Dünya olanaklarından hak ettiğinden fazla yararlanan kesimler ve biat algısı ile sindirilen, susturulan, sürüleştirilen yığınlar.

Adaletin adaletsizlik olarak uygulandığı, kitlelerin inandırılarak boyun eğdirildiği düzen.

Düşünemeyen, sorgulamayan, hareket edemeyen insanlar ve toplumlar felaketler yaşar.

Ve Spartaküs filmindeki kölelerin isyanı. İzlemedinizse mutlaka izleyin derim.

Günün Sözü; Hayatta ya başkalarının yolunu takip edersin ya kendi yolunu kendin çizersin.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.