PROF. DR. TURAN YAZGAN – TÜRKLÜĞE ADANAN BİR ÖMÜR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
PROF. DR. TURAN YAZGAN- TÜRKLÜĞE ADANAN BİR ÖMÜR - Av. Ruhittin SÖNMEZ
“TÜRK DÜNYASI kavramını ilk kullanan, TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI VAKFI’nın kurucusu, hayatını TÜRK DÜNYASI’na adayan,
son anına kadar TÜRK DÜNYASI için yaşayan, çalışan, düşünen, yüreği TÜRK DÜNYASI, TÜRK DÜNYASI diye çarpan;
Akıl, gönül ve dava adamı,
TÜRK DÜNYASI’nın bilicisi,
TÜRK DÜNYASI’nın boy boylayıcısı, soy soylayıcısı,
TÜRK DÜNYASI’nın ad koyucusu, yaşayan son Korkut Atası,
TÜRK DÜNYASI’nın aksakalı;
Hepimizin hocası;
TURAN’ın yol göstericisi,
adı ile müsemma Prof. Dr. TURAN YAZGAN Hocamız Hakkın rahmetine yürümüştür.
TÜRK DÜNYASI’nın başı sağolsun, yattığı yer nurla dolsun, ALLAH rahmet eylesin.”
******
Vefat haberi http://www.turan.org.tr/ sitesinden bu şekilde duyurulan Prof. Dr. Turan Yazgan Fatih Camiinden binlerce seveni tarafından ebediyete uğurlandı. Bu internet sitesi merhum Hocamızın 32 yıldan beri faaliyetini sürdüren Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın faaliyetlerinin tanıtımı için kurulmuş bir site.
Genel Başkan sıfatıyla Turan Hocamız Vakfın faaliyetlerini ana başlıklar halinde şöyle özetlemişti:
1. “Türk Dünyası Terimini İlk Yerleştiren
2. Türk Dünyasının Müziğini Derleyip Korosuyla İlk Tanıtan
3. Türk Ülkelerine Toplu Olarak İlk Ulaşan
4. Türk Liderlerini Türkiye'ye İlk Getirip Tanıtan
5. Türk Topluluklarının Bayraklarını İlk Neşreden
6. Türk Ülkelerinde İlk Türkçe Eğitimi Başlatan
7. Türk Dünyası İle İlgili İlk Gençlik Şöleni Düzenleyen
8. Türk Dünyası İle İlgili İlk Çocuk Şöleni Düzenleyen
9. Türk Dünyası Ressamlarına İlk Resim Sergileri Açan
10. Türk Dünyası Tiyatrosunu Türkiye'de İlk Sahneleten
11. Türk Ülkelerinde İlk Konferansları Gerçekleştiren
12. Türkiye'de İlk Türk Halkları Asamblesi Konferansını düzenleyen.
13. Türkiye'de İlk Aksakallılar Konferansını düzenleyen.
14. Türkiye'de İlk Türk Kadın Kurultayını Gerçekleştiren
15. Türkler Arasında İlk Kültür Münasebetlerini Kuran
16. Türkleri Birbirlerine İlk Tanıtan
17. Türk Ülkelerinde Dilde Fikirde İşde Birlik İdealini Tekrar İlk Canlandıran
18. Türk Dünyasının Her Yerine İlk Damgasını Vuran
19. Türk Dünyasını Her Yönüyle Araştırıp; Müzik Yayınlarıyla, Kitap Yayınlarıyla, Dergi Yayınlarıyla, Takvim Yayınlarıyla Bütün Dünya'ya Kesintisiz İlk Duyuran…”
Bütün bu ilkleri yapan Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı ve bu vakfın kurucusu ve Genel Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan idi.
******
Dünyanın neresinde bir Türk varsa onunla alakalanmak görevini hissederek yaşayan büyük dava adamı Turan Yazgan’ın ismini üniversite yıllarımdan duymaya başlamıştım. İki olay bana Onunla daha yakından görüşme imkânı sağlamıştı.
Galiba 1985’di. Petkim Mühendisler Derneği Başkanı seçilmiştim. Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımla 1980 sonrası yapılmayan bir şeyi yeniden başlatmak, konferanslar tertip etmek istedik. Bunun için İstanbul’a gittik. Birkaç bilim adamı ile görüştük. Pek istekli olmadılar. Hatta bazıları “bu tür faaliyetlerin döneminin bittiği” görüşünü dile getirerek moralimizi bozdular. Son bir ümitle Turan Yazgan Hocamızın kendisi veya tavsiye edeceği bilim adamlarını davet edelim düşüncesiyle Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’na gittik.
Turan Yazgan Hoca bir yandan çeşitli işlerle meşgul oluyorken bir taraftan kendisini ziyarete gelen dostlarıyla da görüşüyordu. Odada olanlardan biri de (bugün Aydınlar Ocaklarının Genel Başkanlığını yürüten) Prof. Dr. Mustafa Erkal idi. Mustafa Erkal Hoca davetimizi hemen kabul etti ve hatta kendi imkânlarıyla otobüsle geldi. Yarımca’da Petkim Konferans Salonunda Eğitim Dilinin Türkçe olması gerektiği konusunda çok güzel bir konferans verdi.
******
1989 yılında Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov’un yürüttüğü “Glasnost ve Perestroyka” rüzgârına kapılmıştı. Sovyetler Birliği içerisinde uygulanan ağır baskı hafifletilmiş, dış dünya ile irtibata izin verilmeye başlanmıştı. Bu durum Birlik içinde bağımsızlık hareketlerinin açığa çıkmasına ve canlanmasına sebep olmuştu.
Kasım 1989’da Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın düzenlediği direkt uçuşla Azerbaycan’a yapılan ilk seyahat bir bakıma Sovyetler Birliği’ne ilk giriş sayılabilir. Büyük bir hasretle kucaklaşma sağlayan bu ilk seyahat o kadar büyük bir heyecan uyandırmıştı ki, Ağustos 1990 da Turan Hoca ikinci seyahati düzenleyecekti. Bu defa İstanbul’dan Semerkant’a ilk uçuşun gerçekleşeceği Özbekistan ziyareti ve arkasından Bakü (Azerbaycan) ziyaretini içine alan bir seyahati planlamıştı. İşte bana bu seyahate katılmak nasip oldu.
İçinde Türkiye’nin çok tanınmış siyaset, fikir, sanat, iş dünyası, eğitimci, yazar, şairlerinin de olduğu 160 civarında değerli yolcusu ile o tarihi ve unutulmaz yolculuğu yaptık. İzmit’ten katılan diğer arkadaşımız ise bugün TBMM Başkan Vekili olan Meral Akşener’di. Bu kafilenin içinden bakan, milletvekili, Anayasa Mahkemesi Üyesi gibi çok sayıda önemli görevleri üstlenenler çıktı.
Kafilemizden vefat edenlerden ilk aklıma gelenler, Ahmet Kabaklı, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Avni Çarsancaklı, Erdem Bayazıt.
Bu seyahatte, biz göçüp geldiğimiz Orta Asya’da bize benzeyen kardeşlerimizin varlığını keşfetmekten, Onlar ise hep hasretini duydukları Türkiye’den gelen kardeşlerini görmekten müthiş heyecan duymaktaydık. Semerkant ve Buhara gezilerinin akabinde yolculuğumuzun ikinci bölümü Bakü oldu.
Yolculuk boyunca Turan Yazgan Hocamızın kusursuz bir seyahat olması için sarf ettiği gayretler kadar, O’nun hem Özbekistan’da ve hem de Azerbaycan’da çok üst seviyede insanlardan geniş bir dost çevresi edinmiş olduğunu müşahede etmiştim. Hala Rusların hâkimiyetinde olan ve sıkıyönetim uygulamasının olduğu bu yerlerde, bağımsızlık yanlısı muhalefetin en etkili isimleriyle buluşup toplantılar yapması aynı zamanda büyük cesaret işiydi. Özbekistan’da Birlik Partisi Başkanıyla ve Azerbaycan’da Halk Cephesi’nin lideri (daha sonra Cumhurbaşkanı olan) Ebulfez Elçibey ile Turan Hoca sayesinde kucaklaşabilmiştik.
******
Türk Dünyasından İstanbul’a gelen insanların ilk ziyaret ettiği isimlerin başında Prof. Dr. Turan Yazgan geliyordu. Türk Cumhuriyetlerinde kurduğu üniversiteler, yazdığı kitaplar, makaleler, yetiştirdiği öğrenciler yanında verdiği konferanslar O’nun bilgisinin ve sevdasının sadakasını fazlasıyla verdiğinin ispatıdır. (Kocaeli Aydınlar Ocağı’nda Ekim 1987’de verdiği “Milli Gelirin Dağılımı” konusunda konferansta söyledikleri de hala güncelliğini muhafaza etmekte.)
Türk Milleti en büyük evlatlarından birini kaybetti. Sevgili Hocamıza Allahtan rahmet, O’nun sevdalısı olduğu aziz Türk Milletine başsağlığı diliyorum.
26 Kasım 2012
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.