Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

12Kas/120

ATA’YI DUALARLA ANMAK…"–Asiye UMUT

asiyeATA'YI DUALARLA ANMAK..." – Asiye UMUT
olaygazetecilik@hotmail.com

Biz ölmüş büyüklerimizi ve yakınlarımızı hep gönlümüzde taşır ve de ölüm yıldönümlerinde anarız...Dini inançlarımıza ve de geleneklerimize uygun anmaya da özen gösteririz...

Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşlarını açılış ve resmi törenlerde 1dk’lık saygı duruşuyla daima anmaktayız...

Her 10 Kasım günü Atatürk'ün ölüm yıldönümü nedeniyle anma törenleri de düzenlemekteyiz...

Fakat son zamanlarda dikkat çekici bazı provakatif tutumlarla karşı karşıya olduğumuz da bir gerçek...

Sosyal paylaşım alanlarında her türlü fikir ve düşünce tartışmaları alabildiğince yaygınlaştığından bu yana, iletişim ağı öyle bir hale geldi ki; birçok amaca hizmet eder oldu...

Bir kaç gündür özellikle tartışılan bir durum var ki; gelinen son durumlara özet niteliğinde...

Atatürk düşmanlığı ve karşıtlığı öyle bir hale gelmiş ki, şaşılacak vaziyette...

Bizzat karşılaştığım, üzüntü ve hayretle izlediğim bir durumu kısaca konu etmek gereği duydum...

BBP Kocaeli İl Başkanlığı internet sayfasında bir etkinlik daveti yayınladı...

"ÖLÜMÜNÜN 74. YILINDA SAYGI VE SEVGİ İLE ANDIĞIMIZ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARININ RUHLARI İÇİN MEVLİD-İ ŞERİF OKUTULACAKTIR. SİZLERİDE ARAMIZDA GÖRMEKTEN ONUR DUYARIZ."

İyi çok güzel... Yani bir partinin İl Başkanlığı böyle bir etkinlik oluşturmuş ve davette bulunmuş...

Neden olmasın?... Allah kabul etsin... İsteyen katılır, istemeyen katılmaz...

Fakat ilanın hemen altında densiz bir yorum ilgimi çekti... Önce gözlerime inanamadım iyice baktım...

Yorum şöyle :

"Zaten O'nun sadece ölümü kutlanır"...!!!

"Cenaze namazı dahi kılınmayan adama mevlüt mü okunur."...!!!

Aldı ortamı bir tartışma ki, günlerce... Tepki gösterenler, taraf olup savunanlar daha farklı görüş ve fikirlerde yorumlar...

Atatürk'ün din düşmanlığına kadar çeşit hakaret ve şeriat yanlısı söylemlerle amaçsız ve seviyesiz bir tartışma platformuna dönüşüverdi ortalık...

Milliyetimiz Türk... Allah inancımız da tam... Dinancımız İslam... Bu inanç ve milli kültürle, bir parti teşklatının ATATÜRK'ün ölüm yıldönümünü, üstelik te islami şartlar çerçevesinde anmasına, kimlerin neden bu kadar tepki gösterdiğini merak ettim ve izledim...

Kendisini "islamist" olarak tanımlayan bu şahsın, avrupa da yaşadığını , profil resimlerinden ve yazışmalardan islami koşullara hiç uygun olmayan bir yaşam tarzı sürdürdüğünü farkettim...

Bu şahsın yorumlarını destekleyen diğer şahıslar da BBP' den partili bir grup...

Partilerinin geleneğine aykırı buldukları bu durumu protesto ettiklerini belirtmişler...

BBP yenilikçi bir çizgiyle kabuk değiştirme aşaması için atılımlarda bulunurken, içlerinde bunu sindiremeyenler de olacaktır elbet...

Muhsin Yazıcıoğlu'nun 2006 Yılında yayınlamış olduğu 10 Kasım Mesajı bu tartışmalara güzel bir cevap olur düşüncesiyle bir bölümünü paylaşmak istedim...

"Atatürk’ü ölüm yıldönümünde rahmet ve minnetle anarken, kendimizle bir muhasebe yapmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü ülkemizde uluslararası camiada bu müstesna devlet adamının yeterince incelenip, anlaşılmadığı, bu yüzden de hakkında yalan-yanlış yargılara varıldığı kanaatindeyim.

Oysa Atatürk’ün hayatı, kişiliği ve görüşleri, başta ülkemiz olmak üzere diğer devlet adamlarına ışık tutacak, yol gösterecek muhteşem bir hazinedir.

O’nu yanlış anlamak veya görüşlerini saptırmak, tüm insanlık için, özellikle de bizim için büyük bir hatadır.

Atatürk üzerinden siyaset yapan kişi ve grupların, bir iki slogan peşine takılıp, olayları nasıl saptırdıklarını görüyorum.

Bir yanda, netleşmemiş “irtica” kavramının peşine takılarak, dinle ilgili her söylem ve davranışa itiraz eden güya “Atatürkçü” bir yaklaşım, diğer yanda Batı değerlerine kul-köle olurcasına saptırılan güya “Atatürkçü” bir hedef; aslında Atatürk’e yapılan en büyük ihanet bu tür saptırmalarda aranmalıdır.

Çünkü, Atatürk, TBMM’nin gizli tutanaklarında da gördüğümüz gibi, “Bugün büyük çoğunluğu emperyalist ülkelerin boyunduruğu altında olan İslam dünyasının bir gün uyanarak, istiklallerine kavuşacaklarını ümit etmekle” bahtiyar olduğunu açıkça beyan edecek kadar İslam dünyasına duyarlı, Kuran’ın herkes tarafından kolayca anlaşılması için büyük bir çaba gösterecek kadar samimi bir Müslüman’dır"...

Bize neler oluyor?.. Ortaçağa geri mi dönüyoruz ne?.. Halbuki teknoloji aldı başını ileriye doğru giderken, insanlığın kafa yapısı geriye doğru mu gidiyor?...

Bu zalimce kavgaları, bu tartışmaları ve de ayrışmaları aklım dahi almaz oldu.. Anlaşılan o ki ; ülkemizde milliyetçi, cumhuriyetçi, Atatürkçü ve aynı zamanda muhazafakar olmak mümkün değil... Sanırım sıkıntı da burada!..

http://www.tuzlaolay.com/images/yazarlar/asiye.jpg

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.