MÜNAFIKLIK HASTALIĞINA MÜPTELÂLAR–Süleyman PEKİN
MÜNAFIKLIK HASTALIĞINA MÜPTELÂLAR – Süleyman PEKİN
Müslümanların gayrimüslimlerle ilişkilerini düzenleyen Mâide Suresinin 52. âyetini okurken “Münafıklık hastalığına müptelâ olanların “Başımıza musibet yağacak bir devrin gelmesinden korkuyoruz’ diyerek kâfirlerin yanına koştuklarını görürsün” hitabı içte ve dışta olan bitenin açıklaması gibi geldi bana.
Fitne fesat imparatorluklarının Şeytanı işsiz bırakan plan ve projeleri İslam Coğrafyası kobay olmak üzere tıkır tıkır işliyor. 11 Eylül’de kendi binalarını vuracak derecede gözü dönen ve sonrasında ağzında salyalarla nârâlar atan öküz çobanları / cowboys bir tek Müslüman(cık)ları korkutabilmiş.
– Allah’tan çok Amerika’dan korkan,
– CIA ve MOSSAD’ı devrin gavsları / kutubları sayan,
– Washington DC’den gelen her talebe “semi’nâ ve ata’nâ” diyen,
– Kâbe’den ziyade Beyaz Saray’ı hayran hayra seyreden,
– Şeyhefendilerinden öte küresel şirketlere biat eden,
– Kur’an hükümleri yerine kapitalizmin serbest piyasa kurallarıyla amel eden ışıl ışıl kadrolar milletimizin gözünü kamaştırıyor.
Kronik münafıklara “Ateş seni çağırıyor” bazlı reklamlar, mümin yüreklere ise inancı akılla teyit edici ve imanı tahkik ettirici sorular:
Camilerimizde mihrabın sağında ‘Allah’ lafzı, solunda ‘Muhammed’ lafzı eşdeğer boyutta niçin yer alır? Osmanlı geleneğidir diye Allah ile Allah’ın Resûlünü eşitlemek doğru mu?
Bilerek yada bilmeyerek yakınlarını kayıran, kabilecilik yapan ve bu konuda Allah için kendisini uyaranları cezalandıran 3.Halife’nin ismi camilerin yan duvarlarında ne adına sergileniyor? İslam Dinine İmam-ı Âzam’dan, Ahmet Yesevî’den, Mevlâna’dan daha mı fazla hizmeti var?
Aşere-i Mübeşşere tabirinin kaynağı kendi sonu hakkında bile havf ve reca arasında olan Peygamber Efendimiz mi? Cemel Vakası’nda, Hakem Olayı’nda Peygamberin eşinin ve Peygamberin amcasının oğlu olan damadının karşısında yer alanlar ne yapsalar da Cennetlik, öyle mi?
Emevîler mi Moğollar mı Ehl-i Beyt’e ve Peygamberimizin sahabesine daha fazla zulmetmişlerdir? Ebrehe’den sonra Kâbe’yi yıkmaya kim cesaret etti? Şu Emevî Devleti nasıl İslam devleti olabiliyor da kuranların samimiyetini bildiğimiz ve emperyalizm ejderhası karşısında canlarını ortaya koydukları halde Türkiye Cumhuriyeti’ni hâlâ İslam devleti say(a)mayanlar Emevî torunları mı?
Bruney Sultanı’nın 40 milyar dolar serveti, bazıları som altından olmak üzere 7 bin arabası, bilmem kaç uçağı, kaç sarayı var ve biz bu adama Müslüman mı diyoruz? Bu arkadaş neye ‘teslim’ olmuş? Biz de böyle hem milyar dolarlık âdem hemi de Müslüman var mı? Varsa nasıl var olabiliyor?
Zekât ve fitre niçin hep minimum / asgarî düzeylerde ölçülür, verilir? Niçin ‘her yaz Bodrum’cular gibi ‘her yıl Umre’ciler parayla sevap biriktirirler de o parayı bir türlü aç komşularına, çevredeki ihtiyaç sahibi öğrenciler pay etmezler?
Bismillahirrahmanirrahim’in önüne her okumada niye ‘Şeytan-ı racîm’i koyuyoruz? Sevgi ve merhameti sonsuz olan Allah her şeye yetmiyor mu? Niçin Şeytan’ın bedavadan reklamını yaparız?
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.