Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

25Tem/120

Solun Namusu – Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Solun namusu - Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Solun namusu buraya kadarmış...

O demokrat(!), o liberal(!), o insan hakları savunucusu(!) güruhun namusu, 3. Yargı Paketi ile 3-5 Ülkücü'nün tahliye edilmesine kadarmış...

12 Eylül'den önce, Rauf Tamer'in "Solun Namusu" adlı bir kitabı yayınlanmıştı. Biz matrak olsun diye, sol yayınlar satan kitapçılara gider, "Solun Namus'u var mı?" diye sorardık. Kitapçı da "Yok!.." derdi ve çok gülerdik.

Şimdi böyle nükte kurgulamalarına gerek yok. Solun namusu, 3-5 Ülkücü'nün tahliyesiyle meydana çıktı.

Geçen hafta "Unutulmuş Çocuklar" başlıklı yazımda, bu tahliyeleri ele alan ilk yazı tarafımdan neşredilmiş ve "zulmün bile adaletsizce dağıtıldığı ülke" tespitinde bulunmuştum. 12 Eylül öncesi olaylara karışanların büyük bir kısmı, değişik zamanlarda çıkarılan kanunlarla tahliye edilmiş ama 3-5 Ülkücü hapishanelerde unutulmuştu. 1999-2002 yılları arasında iktidar ortağı olan mhp bile bunları unutmuştu. 3. Yargı Paketi ile bunlar tahliye edildiler... Tahliye edilir edilmez, sol koro, "Bahçelievler katliamı sanıkları tahliye edildi..." diye feryada başladı. Bunlardan birisi de Hasan Cemal... Hani şu "Askerler bombaları getirirdi; bizler de pıtırak gibi patlatırdık" diyen Hasan Cemal... O kaosa kurban giden Ülkücüleri serbest bırakan millî iradeye ateş püskürüyor.

Bu güruhun hepsi ve bir kısım "yanaşma İslâmcılar", demokratlık adına PKK/KCK/DPI savunuculuğuna soyunup "Dağdan inin; siyaset yapın. Bunun için de af çıksın" diye yırtınırken, içerde unutulmuş 3-5 Ülkücü'nün tahliyesi, düşünce dengelerini bozdu.

Kimse tahliye olanların suçsuzluğunu iddia etmiyor ve kimse o suçları savunmuyor. Olan şey, 12 Eylül öncesi oynanan oyunda suça itilmişlerin, o yarayı tamir etmek üzere tahliye edilmeleridir. Bu soldan olanlar için de olabilirdi. Ben gene tahliyeleri savunurdum. Ama bugün bir tek Dev-Solcu, Dev-Yolcu, THKO ve THKP-C mensubu içerde değildir. Hepsi öyle veya böyle tahliye edilmişlerdir. Onlar tahliye edilirken alkış, Ülkücü tahliye edilince saldır. Bu mu yani sizin fikir namusu değdiniz şey!..

Moğultay ve Oktay yargıçlarının verdikleri ideolojik kararları alkışla, ama Meclis'in verdiği "zulümde eşitsizlik"i ortadan kaldıran karara saldır...

Sizinkiler tahliye edilirken suspus veya övgü; sizden olmayanların tahliyesine saldır...
Binlerce insanın katilleri için af diye kapı kapı dolan; bölücü başı için bile af dilen; Ülkücüler tahliye olunca ağzını boz...

Benzer suçu işleyen solcuları örgütlü suç diye tek ceza ile savuştur; Ülkücü'yü her kişi ve suç için teker teker ve ayrı ayrı idama mahkûm et... Bu mu adalet?... "Zulmü bile adaletsizce dağıtmak" derken kasdımız bu...

Nihat Erim'in, Gün Sazak'ın, Recep Haşatlı'nın, Cemil Çöllü'nün, Turgutlu'da 11 kişinin, Ümraniye'de 5 işçinin, Adana'da 6 öğretmenin katilleri serbest... Onlara bir şey yok... Çünkü onlar devrimci...

İşte solun namusu bu kadar!..

Yuh!..

Binlerce Türk ve Kürt gencinin katili Kandil köpeğinden "barış elçisi" çıkarmaya çalış; ondan sonra çetelerin darbe için ortam hazırladığı terör döneminde suça bulaştı diye yıllardır hapiste tutulan 3-5 kişi tahliye olunca, cazgırlık yap!..

Artık Türkiye, o Türkiye değil... Bütün yaraları tamir eden bir Türkiye var bugün. Siz yaraları kaşımaya devam edin; size aldıran yok artık namusu bu kadar olanlar...

¥
Ulan gündem!.. Beni gene ters köşeye yatırdın!.. Ben ne güzel DPI toplantılarından, Bayramzade'den, PKK televizyonlarında program yapan ve daha düne kadar Yeni Şafak'ta yazan Koray Düzgören'den söz edecektim. Yedin yazımı gündem!..

http://www.habervaktim.com/y/resim302_1.jpg" width=60 height=60>

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.