Eski Bir Tüpraşlının Şehrin dibinde ayrı ve harika bir dünyası…
Kayınbiraderim Hasan Baykara ve hanımlarla birlikte Çenesuyu arkasında oturan Ersin ağabeye gitmek üzere saat: 22:00 sularında Akçacamii Caddesindeki evimizin önünden hareket ettik.
Yenidoğan’a geldiğimizde içeriye girdi ve uzun zaman gitti. Yol önce taşlık, sonrasında toprak derken Tüysüzler Çiftliğinin arka sırtnda Arızlı sınırları içerisinde başka bir dünyaya bizi götürdü. Burada Hasan’ın Tüpraş’ta birlikte çalıştığı arkadaşı İsmail Mencik Bey bizi karşıladı.
Tüpraş emeklisi arkadaşı emeklilik sonrası çiftlik yapmış. Gece 22:30 sularında yemyeşil bir vadi.. Önce gür sesli ancak sempatik çoban köpeklerinin sesini duyduk. Kediler ve yavruları sonra gördüklerimiz. Koyun, keci, hindi(kel), tavuk görebildiklerimiz. Tavuklara dadanan tilki ve benzerleri ilede biraz bekleyecek zamanımız olursa onlarla tanışabilecğimiz bilgisini aldık. İnsan eli ile süper bir köprü, şarıl şarıl akan bir dere.. Biber, patlıcan, domates, cacık bahçeleri..
Benim Hasan kardeşim biraz antika adamdır.. Eh arkadaşları farklı mı olur? İsmail Mencik beyde son yıllarda tanıdığın en ilginç adamlardan biri.. Birdaha çok beğenmeme rağmen, gece beni kimse oraya götüremez… Gündüz gözüyle görmeyi isterim.. Şehrin dibinde ayrı bir dünya..
Korka korka gecenin karanlığında aldığımız taze günlük yumurtaları paketleyip semaverde çay keyfi yapmak üzere Ersin ağabeyin evine geldiğimiz de saat:23:15’i gösteriyordu.
Dlından şeftali yemeği unutanlar için..
İki eski Tüpraşlı, Hasan Baykara ve İsmail Mencik
Hurma olunca tekrar gideceğiz..
Ersin Baykara semaverinin başında
Çay demini aldı servise hazır…
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.