İzmit’in sosyal ve kültürel belleği Emil ve Uygun aileleriyle tazelendi – Funda KOLUTEK
17 Aralık 2025 Çarşamba / İzmit’in belleğine tanıklık eden Emil ve Uygun ailelerinin fertleri, Yaşayan Tarih Sohbetleri’nde geçmişten bugüne uzanan anılarını fotoğraflar eşliğinde paylaşarak kentin
Kocaeli Dokümantasyon Merkezi tarafından düzenlenen “Yaşayan Tarih Sohbetleri” programının bu haftaki konukları, İzmit’in köklü ailelerinden Emil ve Uygun ailelerinin temsilcileri oldu. KEREM Derneği Başkanı Reyhan Çobanoğlu ile Nuran Emil Uygun, bugün Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sivil Toplum Merkezi’nde gerçekleştirilen programda, İzmit’in toplumsal hafızasına ışık tutan anılarını katılımcılarla paylaştı. Programın moderatörlüğünü ise Dokümantasyon Merkezi Çalışma Grubu Başkanı Müzeyyen Ünal üstlendi.
KENTİN SOSYAL VE KÜLTÜREL BELLEĞİ TAZELENDİ
Yoğun katılımla gerçekleştirilen etkinlikte konuşmacılar; Nuran Emil Uygun, KEREM Derneği Başkanı Reyhan Çobanoğlu ve Faruk Emil, ailelerinin İzmit’e uzanan geçmişini, kente dair hatıralarını ve yaşanmışlıklarını fotoğraf sunumları eşliğinde anlattı. Katılımcılar, anlatılan hikâyelerle kentin sosyal ve kültürel belleğine dair önemli ayrıntılara tanıklık etti.
ÇOBANOĞLU: AİLEMİZ BATUM’DAN GÖÇ ETMİŞLER
Aile köklerini anlatarak konuşmasına başlayan KEREM Derneği Başkanı Reyhan Çobanoğlu, “Ailelerimiz Batum’dan, 1877 yılında İzmit’e gelmiş. 1890 yılından itibaren ticaretle uğraşıyorlar. 1936 yılında ise bugün hâlâ bilinen, çarşıdaki dükkânın bulunduğu yeri satın almışlar ve ticari faaliyetlerini burada sürdürmüşler. Yani en az 125 yıllık bir geçmişten söz ediyoruz. İzmit’in en eski ailelerinden biriyiz. O dönemlerde çarşıda yalnızca üç esnaf varmış; ikisi Ermeni, biri de dedemin babasıymış.
“KEREM DERNEĞİ BAŞKANIYIM”
KEREM Derneği Başkanı Reyhan Çobanoğlu konuşmasında, “1961 İzmit doğumluyum. Tüm eğitim hayatım İzmit’te geçti. Kız Meslek Lisesi mezunuyum. Yaklaşık 15 yıl çalışma hayatım olmadı. Daha sonra esnaflığa başladım ve yaklaşık 15 yıl boyunca çeyiz üzerine bir ticarethanede çalıştım. Son iki yılımı ise bir kuyumcuda, pırlanta bölümünde geçirdim. Ardından çalışma hayatını bıraktım. Şu anda KEREM Derneği Başkanlığı görevini sürdürüyorum. Derneğimizin Köseköy’de bulunan bir kurumu var. Burada rehabilitasyon ihtiyacı olan çocuklarımız kalıyor. Yaklaşık 40 çocuğumuz var. Çocuklarımız devlet desteğiyle burada yaşamlarını sürdürüyor; biz de dernek olarak eksiklerini tamamlamak için çeşitli faaliyetler düzenliyor, onların hayatlarına katkı sunmaya çalışıyoruz. Hepsi bizim için çok kıymetli.
“120 YILLIK TİCARET GEÇMİŞİ VAR”
Aile geçmişimizden kısaca bahsedecek olursam; annem Nuran Uygun, babam Mehmet Uygun. Ailemizin yaklaşık 120 yılı aşkın bir ticaret geçmişi var. Şu anda dükkânımız kirada. İki kardeşiz: Emin Uygun ve Reyhan Çobanoğlu. Benim de iki çocuğum var; Beyza Pirimoğlu ve Barbaros Çobanoğlu. Onlardan da iki tane güzel torunum var” şeklinde konuştu.
UYGUN: İZMİT’E 73 YIL ÖNCE GELDİK
Nuran Emil Uygun ise konuşmasında, “Biz İzmit’e 73 yıl önce geldik. Doğum tarihim 17 Haziran 1945. Şu anda 80 yaşındayım. Altı kardeşiz. Çok mutlu bir çocukluk geçirdik. Bizim evde tartışma nedir bilmezdik. Annemle babam çok mutluydu, biz çocuklar da öyleydik. Ancak babamı çok erken kaybettik. Babam vefat ettiğinde henüz bir yıllık evliydim. yıl 1961’di. Evlilik tarihim 1960. Babamı kaybettiğimizde kardeşlerim henüz çok küçüktü. Babam memurdu ve emekli olmadan vefat etmişti. Ağabeyim okulunu bitirdikten sonra çeşitli işlerde çalışarak aileye destek oldu.
“NE OLUR OKUYUN”
Ben ilkokulu bitirdim. Çok okumayı seven bir çocuktum, hâlâ da öyleyim. Her zaman söylerim: “Ne olur okuyun.” Şu anda burs verdiğim birkaç öğrenci var, onların okumasını görmek beni çok mutlu ediyor. O dönemlerde okumak bugünkü kadar kıymetli görülmezdi. Bir akrabamız öğretmendi, “Seni mutlaka okutacağım” dedi ama annem kabul etmedi. Okuyamadım; içimde ukde kaldı. Sonra evlilik süreci başladı. 15 yaşında evlendim. Eşim çok iyi bir aileden geliyordu ama gezmeyi, yaşamayı seven bir insandı. Ailenin tek erkek çocuğu olduğu için biraz da şımartılmıştı. Kendine has bir yapısı vardı. Gezmeyi severdi ancak genelde yalnız gezerdi.
“HAYATI SEVİYORUM”
Evliliğimizde geçimsizliklerimiz oldu. Çok oldu. Ama eşimin ailesi beni o kadar çok severdi ki çoğu zaman beni tutarlardı. O sevgi bizi ayakta tuttu, bağladı. Ben de ailesini çok sevdim onlar da beni kızları gibi görürlerdi. İki çocuğum var. Gezmeyi, dolaşmayı çok severim. Güzel olan her şeyi ve hayatı seviyorum” ifadelerini kullandı.