Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

27Tem/25Kapalı

Cilo Dağlarında Cennet Cehennem Vadisi- (3.gün) – Müzeyyen ÜNAL

3A

Cilo Dağlarında Cennet Cehennem Vadisi- (3.gün) - Müzeyyen ÜNAL

Hakkari'nin Yükseklerde Açan Çiçeklerine Nuh'un Şehri Şırnak'a ve Güneş Ülkesi Mardin'e Yolculuk-3

30 Haziran - 4 Temmuz 2025

Şemdinli'den çıktık yola. Bugün tüm grupta ayrı bir heyecan var. Altı yaşındaki Nihal'den, liseli İdil'e, tıp okuyacak Sena'ya, 75'inde yaşını donduran bana kadar. 4000 metreye yaklaşan buzul örtülü tepelere yaklaşacağız. Yol boyu kimbilir yaban hayvanı, keçi sürüleri, çobanlar, berivanlar... Kitaplarda anlatılan, filmlerde gösterilen manzaralar içinde bir nokta olacağız...

Van - Yüksekova arası açılan tüneller sayesinde, sayısız virajı ve yüksek geçitleri aşarken kaybedilen zaman ve yakıttan tasarruf edildiğini duymak güzeldi. İnşa edilen kar tünelleri de geçiş güvenliği sağlıyordu.

Van - Başkale yolu ayrıldı. Araçları izleyen kameralar dikkatimizden kaçmadı. Zap vadisini takibederek, bazan üzerindeki köprülerden geçildi. Yine kıvrım kıvrım yükselip dağ geçitleri aşıldı. Orman Bölge Müdürlüğü'nün menengiç aşılama sahaları otobüsümüzün penceresinden de görülüyordu.

KIRIKDAĞ KÖYÜ'NDEN CENNET CEHENNEM'E

Cennet Cehennem'e otobüsle çıkmak mümkün olmadığı için bizim için üç minübüs'ün beklediği Kırıkdağ noktasına gelindi. Araçlarımızın Cilo Buzullarına doğru giden yola saptığı noktada durdurulduk. Akça Koca Platformu'nun tüm gezginleri: tek tek birer taahhütname imzaladık. "Hakkari ili Merkez İlçesi Kırıkdağ Köyü mülki sınırları içinde yer alan Cilo Buzulları bölgesinde 16 Temmuz 2023 tarihinde gezi maksadı ile gelen kafileden 4 vatandaşımız eriyen buzulların bir bölümünün kopması üzerine buzul içine düşmüştür. 2 vatandaşımız kurtarılmış, maalesef iki vatandaşımız vefat etmiştir. Küresel ısınma nedeniyle Cilo Buzul tabakasında erimeler başladığı, erime neticesinde buzul bütünlüğünün bozulduğu ve halen erimenin devam ederek parçalı tabakaların oluştuğu, tesbit edilmiştir. Bu nedenle buzul üzerinde gezinme, amatör tırmanma faaliyetleri can güvenliği açısından tehlike oluşturmaktadır.

Yukarıda belirtilen sebeblerden dolayı Cilo Buzulları bölgesinde yapacağım gezi faaliyetlerinde buzul üzerinde gezmeyeceğimi taahhüd ederim" denilmekteydi.

Cilo ve Sat Dağları Milli Parkı

Gezelot çağlayanının girişindeki TC Tarım Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 14. Bölge Müdürlüğü-Hakkari Şube Müdürlüğü Cilo ve Sat Dağları Milli Park Şefliği'nin tabelası dikkatimizden kaçmadı.

Korunan alan doğal bir alan olması sebebi ile yıldırım düşmesi, yamaçlardan parça düşmesi, yol şevklerinde toprak kayması yağışlı havalarda ve sonrasında oluşacak kaygan zeminler, engebeli patika yolların barındırdığı riskler, sürüngen ya da böcek sokması, yabani hayvanlardan oluşabilecek zararlar ve benzeri her türlü doğal riskler sonucu yaralanma, ölüm veya kişisel eşyaların kaybından dolayı idare sorumluluk kabul etmez"

Yolda yukardan çılgın akışlı sulardan faydalanıyor mu diye düşünürken, Özdemir Enerji adlı bir şirketin santralının yanından geçtik. Arı kovanlarına rastladık. Bu defa kovanları ayılardan korumak için gece elektrik verilen tellerden sözedildi. Ayıların tehlike sezme yetilerinin varlığına inanmak istedim.

Gezelot Çağlayanı

Gezelot çağlayanında dinlendik. Yola çıkarken minübüsün birisi arızalandığı farkedildi. Yukarı çıkan minübüslerden biri dönüp bizi alacaktı. Kalanlar gayet memnun şelalenin bulunduğu yerde beklemeyi sürdürdüler.

Cennet-Cehennem Vadisi

Geri dönen minübüsle, bozuk ve dik yolu çıktık. O da ne: Cenneti yeşil sanırdım. Sarı cennetin rengiymiş. Sarı çiçekler yeşili ve diğer renkleri bastırmış. Serin, ortasından çağıl çağıl sular akan, etrafında da çiçekli örtüye bürünmüş dağların ortasındayız.

Karşı yamaçlardan sesler geliyor. Ellerinde çiçekler. Manzaraya dağılmışlar. Herkes mutlu. Bakışları değişmiş. Bizimkilere aşağının sıcağı ve oksijeni fazla geliyormuş anlaşılan. Yükseklik kimseye dokunmadı, iyi geldi.

Bizden başka gelenler de var. Araçlar buraya kadar. Sıra sıra motosıkletler, otomobiller. Ayşegül Karakadılar'ın bilgilendirmesine göre bu sıralarda burada festival varmış. İran'ın tepesinde bombalar uçmaya, can kayıpları haberleri gelmeye başlayınca festival iptal edilmiş. "Komşunun canı yanıyorken eğlence olmaz" diye.

Vadinin suyun geldiği tarafına baktığımızda dağların çıplak ve üzerinde de beyaz örtü olduğu görülmekteydi. Rehberimizin dediğine göre tüm yıl erimeyen kar ve buzulları üzerinde taşıyan çıplak dağların olduğu kısmın adı: Cehennem. O taraflarda buzullardan beslenen göllerin olduğunu öğrendik. Yakınmış gibi gelse de yokuş yukarı hayli gittiğimiz halde bir türlü gölü göremedik. Gençlerden daha ileri gidenler oldu, onlar da döndüklerinde göle ulaşamadıklarını söylediler.

Biz hevesimizi almıştık. Yaz ortasında çatlatan sıcaklarda, birden coğrafya değiştirmiştik.

Önce gelen ekipten görevliler yaygıları sermiş, öğle yemeği için hazırlıkları tamamlamışlar. Yanan ocağın üzerinde taşlara oturtulmuş çaydanlıklar, çaya ve kahveye su kaynatıyor. Menemen için hazılanan domates ve sebzelerin dilimlenmesi başlamış. Karpuz da kesin suda soğumaya bırakılmış olmalı. Daha saymayayım, aklı fikri yemekte demeyin.

Karanlık çökmeden gerisin geriye döndük. Dönüşte şoförlerimizin maharetlerine araçların dayanıklılıklarınına bir kez daha hayran kaldık. çıkarken farketmediğimiz virajları uçurumun eşiğinden dönerken başımız döndü.

Kırıkdağ'a indiğimiz çıkışa hazır minübüslerle karşılaştık. Onlar geceyi dağda geçirecek kafilenin araçlarıymış.

***

DAĞLARDA YAŞAM

Ülkemizin doğusunda kırsalda dağınık yerleşme hakimdi. Mevsim boyu kalkmayan kar örtüsü, yolları da kapatır; bir daha şehre ve kasabaya inilemezdi. Bu yüzden hayvanlarına ot, kendilerine de gaz, tuz, pirinç, bal, un, kuru kayısı, pestil gibi gıda ve bazı ilaçların tedarik ederlerdi. Salgın ya da bireysel hastalıklarla zor doğum için hastane, doktor, ebe ve sağlık memuruna ulaşmak mucize gibiydi.

Berivan

Anayollardan uzak, dağınık ve küçük yerleşim yerlerine gitmek zordur ama tüm yurdumuzda olduğu gibi buralarda da çok şey değişti. Yol ve köprü ağı her tarafta sevindirici. Boşaltılan köyler ve kentleşme nedeniyle artık buralarda da çoban bulmak zorlaşmış. Bu düşüncelerle dağ yolunda ilerlerken; çadırları, koyun ve keçi sürüsüyle bir aile gördük. Akarsuyun yanı başındaki düzlüğe, boydan boya yerleşmişlerdi. Anne, baba beş-altı çocuk. Belki çadırda da yakın akrabadan birileri vardı. Uzakta da bir eşekle sıpası. Koyunları kimlerin sağdığı belli, anneler ve kızları. Yani kadınlar. Hayvancılıkla geçinen toplumlarda berivan gibi süt sağan, süt toplayan kadın anlamına gelen başka bir kelime var mıdır acaba? Süt sağan kadın anlamındaki Kürtçe kökenli Berivan adı, günümüzde kız ismi olarak kullanılmaktadır.

Bir kaburgası fazla koyunun hikayesi

Gezide ilk kez bir sürü ve ona bakan çoban ailesi görüyorduk. Belki de sahipleridir. Koyunların standart kaburga sayısı 12 olurmuş. Ancak buralarda bir kaburgası fazla koyunlar da bulunuyormuş. Bölgeye özgü, yüzlerce yıldır değişim geçirmemiş bu koyun türü 13 kaburgalı. Kaburga sayısı fazla olunca salı daha uzun olduğundan eti ve yünü de fazladır. Koç başlı, ince bacaklı, yüksek ve uzun sallı, eti ve sütü lezzetli yöreye özgü bu koyun çeşidi bir zamanlar Ortadoğu'ya ihraç edilirdi.

1990 yılında köylerin boşaltılması sırasında sürü sahipleri koyunlarını satarak buraları terkettiler. Şehirlere yerleştiler. Van'ın Gürpınar ilçesi'nde Geçerli köylüleri köylerini ve Norduz yaylasını terketmediler. Sürülerini satmadılar. Van Gölü ve Zap Havzasını içeren bölgeden sorumlu olarak Van'da kurulan Van Tarımsal Araştırma Enstitüsü bu ırkın yok olmamaması için Norduz Bölgesinde 26 mahalledeki Norduz koyunları ekipler tarafından tesbit edilip, yetiştiren çiftçilere de destek sağlanıyor. Bu arada 14 kaburgalı Kangal koyununu da öğrendik).

***

Sakin ve vahşi güzelliği ile dağlar ve yaylalar; çobanlara, arıcılara, gezginlere, dağcılara, yürüyüş meraklılarına mekan olsun. Çoban ateşi ve kamp ateşinden başka ateş yakılmasın.

Hakkari Yolu üzerindeki Kırıkdağ'dan saptığımız minübüslerle çıkılan yolun başı

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 14. Bölge Müdürlüğü - Hakkari Şube Müdürlüğü Cilo ve Sat Dağları Milli Park Şefliği girişi bu şelalenin bulunduğu noktadan başlıyor.

Çağlayandan yukarı çıkış

Yürüyüş keyfini kimse sonraya bırakmadı.

Bu çiçeklerle beslenen arıların ballarının, keçilerin ve koyunların sütlerinin tadı nasıl olabilir hayal edin.

Bu karpuz, buzullardan eriyen sularla soğutuldu. Çöpler mi onları ta Hakkari'ye taşıdık. Hiç iz bırakmadık. Sadece ekmek kırıntılarının üzerinde kuşların didişmesini izledik.

Ali Aydemir ve Tanzer Ünal, sessizliğin ortasında.

Cennet yaylasını keçi sürüsüyle birlikte yazın mekan tutan ailenin ortaokul öğrencisi oğlu

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Üzgünüz, yorum formu şu anda kapalı.

Geri izleme yok.