Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

28Tem/25Kapalı

Sümbül Dağında Bir Şehir Hakkari – (4.gün ) – Müzeyyen ÜNAL" 23 Tem 2025 – 20:00

4A

Sümbül Dağında Bir Şehir Hakkari - (4.gün ) - Müzeyyen ÜNAL" 23 Tem 2025 - 20:00

HAKKARİ'NİN YÜKSEKLERDE AÇAN ÇİÇEKLERİNE NUH'UN ŞEHRİ ŞIRNAK'A VE GÜNEŞ ÜLKESİ MARDİN'E YOLCULUK

29 Haziran - 4 Temmuz 2025

Yüksek dağlar, yüksek yaylalar, yüksek ovalar diyarı Hakkari vilayeti'nin merkez ilçesi Hakkari şehridir. Diğer ilçeri Yüksekova, Şemdinli, Dağlıca ve Çukurca'dır. Hakkari merkezinin eski adı Çölemerik idi. Çölemerik bugün vilayetin adı ile anılmaktadır. Anadolu'nun çok engebeli köşesinde yer Hakkari vilayetinin, doğusunda İran, güneyinde Irak devletleri; kuzeyinde Van ve batısında Şırnak vilayetleri bulunur. Her yanını kuşatan dağların yükseklikleri kimisinde 4000 metreyi geçer. Dağlarda hiç erimeyen karlar ve buzullar bulunmaktadır. Buralarda dağlara çok kar düşer. Yağmur çok yağar. Sular bu engebeli bölgede derin ve korkunç vadiler açar. Hakkari şehri yanından geçen Zap Suyu'ndan 1040 metre daha yüksektedir".

HAKKARİ'DE AKŞAM

Hakkari merkezine 30 Haziran 2025 günü akşam Cilo dağlarının yükseklerinden geldik. Sarp dağlar arasındaki Zap vadisinin yamacına kurulu Hakkari'de ŞENLER OTELİ'nde konakladık. Akşam yemeğinde, hemen otelin arkasında kadın emeğinin en güzel lezzetlerinin sunulduğu LILYANA Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi'nin restoranında, Hakkari mutfağını tanıdık. Çorba bir harika. O çorba yeterdi. Ama ne mümkün; neler neler yedik. Üstüne de Hükumet konağı karşısındaki dondurmacıda, hep beraber kuyruğuna girdik. Menengiçlisi de dahil dondurma çeşitleri ile midemizi mühürledik. Dönüşte geç saat olmasına karşın Lilyana Kadın Girişimi Kooperatifi'nin vilayetin diğer kadın kooperatiflerinin de içinde olduğu eski bir taş handaki satış ofislerini açtılar. Maksat yörenin yemeklerini özel kılan otların paketlenmiş halini bagaja atmak. Herkesin aklı balda kaldı. Ne gam, her yerden sipariş edilebilirdi.

Ana cadde çevresindeki geniş kaldırımların bir bölümünü çay bahçesine dönüştüren Hakkari' de akşam vakti herkes sokaktaydı. Mevsimin sıcağından bunalan her yaştan kadın-erkek; tek başına ya da küçük gruplarla görülüyordu.

HAKKARİ İLİ TARİHİ

Hakkari'yi de içine alan Doğu Anadolu'nun yüksek yaylalarında yaşayan insan toplulukları ile ilgili ilk bilgiler MÖ 13.yüzyıla tarihlenen Asur yazıtlarında yer alıyor. Ünlü Arap tarihçisi İbni Havkal, bölgede yaşayan Hakkar Aşiretine dayanarak Hakkariye (Hakkarların beldesi) diye anıyor. 7. yüzyılda Bizans'dan Hz. Ömer zamanında Arap hakimiyetine geçti. Hakkari 1054'de Selçuklu yönetimindeydi. XII. Yüzyılın başında Musul Atabegleri hakim oldular. 1242'de İlhanlılara bağlanan ve Abbasilerden geldiğini ileri süren Hakkari Beyleri, beylik kurdular. 1349'da Karakoyunlu Bayram Hoca, şehre hakim oldu. 1387'de Timur'a; Timur'dan İzzettin Şir Bey'e, 1405'te de tekrar Karakoyunlulara geçen şehire Uzun Hasan'ın gönderdiği Sofu Halil İle Arapşah beyler, 1468'de Hakkari beylerini kırıp Dümbüllü Türkmenlerini yerleştirerek bölgeye hakim oldular.

1468'de Hakkari beylerinden Güllaboğlu Eseüddin adlı bir genç Diz (Gevar) bölgesinden Mısır'a kaçarak Kölemenlerin hizmetine girdi. 1496'da Akkoyunlular arasında büyük karışıklıklar çıktığı sırada Mısır'a işçi olarak giden Nasturilerin yardımıyla gizlice Hakkari'ye gelen Eseuddin, Nasturiler ve taraftarlarıyla şehre girerek bir baskınla Dümbüllüleri kırıp bölgeye hakim oldu. Daha sonra Eseüddin yerine İzzettin Şir geçti (1470-1502). Onun yerine de Zahit Bey vilayetin yönetimini devraldı (1502). Zahit Bey, Şah İsmail Safevi'nin himayesini kabul etti. Ölümünden önce ülkesini oğulları Seyyid Muhammed ve Melik Bey arasında paylaştırdı. Melik Bey Bay kalesini merkez edindi. Oğullarından biri kendisine karşı işyan etti. Babasını yakalayıp işkence etmek istediyse de Melik Bey başka bir oğlu tarafından kaçırıldı. Bitlis'e giderek Şeref Han'a sığındı. Ancak 1548 yılında Melik Bey, Seyyid Muhammet oğlu Yakup Bey tarafından Van'a getirilerek idam edildi. Bu arada Melik Bey'in 5 oğlu da isyan halinde Hakkari Beyliğinin çeşitli köşelerinde bulundular.

Osmanlılar, Hakkari Bölgesi'ni Zeynel Bey'e ocaklık verdi. Çölemerik Kalesi'ni merkez edinen Zeynel Bey, burayı imar ile 18 km güneybatıdaki Dize (Üzümcü) köyündeki simli kurşun ve başka yerdeki üstün vasıflı kükürt ocaklarını işlettirdi. Van'da işlenen Hakkari madenlerinden, 1571'de Trabzon üzerinden İstanbul'a 2 bin Kantar kükürt gönderdi. Zeynel Bey'in dileği ile Başkale Sancağı oğlu İbrahim'e verildi. 1583 Tebriz Seferi sırasında şehit olan Zeynel Bey'in oğlu yerine Zekeriya Bey geçti. Ancak Van Mirimiran'ı Cafer Paşa, Zekeriya Bey hakkında hükumete yanlış bilgiler verdi. Yerine Zahid Bey'in getirilmesini sağladı. Fakat aşiretler bu duruma başkaldırdılar. İsyanı bastırmak için Zahit Bey, bir ordu ile isyankarların ve Zekeriya Bey'in üzerine yürüdü. Zekeriya Bey, karşı koymadan geri çekildi. Hükumetten yeniden beyliğe getirilmesini istedi. Devrin Veziri Cağaloğlu Sinan Paşa, bu isteği onayladı. Zekeriya Bey yeniden yerine döndü. Bu beylik Zekeriya Bey ile son bulmuş, sonra da yer yer isyanlar çıkmıştır.

Hakkari Beyleri, Çölemerik, Başkale ve Pervari'de özerk ve bağımsız olarak hüküm sürmüşler, adlarına hutbe okutmuşlardır. Kendilerini Abbasi Halifelerinin torunları olarak görmüşlerdir. Hakkari Beyleri hukuk ve ceza davalarını, şeyhülislam ve kazaskeri örnek alarak yanlarındaki molla ve seyyitlere fetva verdirterek çözümlemekteydiler. Hükumet beyleri kaldırıp yerine kaymakamları mollaların yerine de kadıları gönderince, hükumete düşman olan beyler, bu düşmanlıklarını göstermekten çekinmediler. Halk yeni hukuk kurumlarına değil de tekrar mollalara gidip fetva almaya başladılar.

XVII. yüzyılda Van Eyaletine bağlı olan Hakkari bölgesinden Hakkari ve Mahmudi Hükumet, Kotur ile Şatak (Çatak) ve Möküs sancakları "Ocaklık" idi. Hepsinin haraçları "Van Kulu"na bağlanmıştı.

Hakkari Beyi İzzettin Şir ile Cizreli Bedirhan beyler birleşerek, 1843'te Tiyari ve 1846'da Tuhum nahiyelerindeki Nasturileri kırıp yağmaladılar. Osman Paşa 1847'de gelip her ikisinin ocaklık hakkını kaldırdı. İzzettin Şir'i Cizre'de ikamete memur kılındı.

1849 yılında çıkarılan bir irade ile Hakkari Sancağı ve etrafındaki bazı mahallelerden bir eyalet oluşturuldu.

Osmanlı Devleti XIX. yüzyıl ortalarında Doğu Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi buraya asker göndererek fiili hakimiyet kurdu.

1865'de Van Sancağı içinde Hakkari'nin Albak, Çölemerik, Gevar, Beytüşşebab, Çal-Tiyari Şimdinan(Şemdinli) ve Kotur adlı kazaları Büyük Erzurum Vilayeti'ne bağlandı.

Van Vilayetinin kurulması üzerine bu vilayete bağlanan Hakkari,1880 yılında yeniden vilayet haline getirildi.Bir yıl sonra şehre telgraf hattı çekildi (1881).1887 yılında sancak haline getirilerek Van Vilayeti'ne bağlandı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus istilasında kalan Hakkari, 1918 yılı başlarında geri alındı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra önce vilayet, sonra Van'a bağlı kaza, 1935 yılında da Hakkari Vilayeti olarak teşkilatlandırıldı.

HAKKARİ'DE BİR MEVSİM

Hak. kenti

Hak. kentim

çileli gözlerin

cüzzamlı derin

ve __kar ile devam eden adın.

İrtifa bin altı yüz metre.

Nüfus on bin

yarısı asker.

Ne yolun var, ne suyun__

yarlar arasında akan ve

yaza doğru dağlardan eriyen

karlarla birlikte taşan Zap'ını saymazsak.

Adın gibi garip bir kentsin Hak.

Sende yaşayanlar

ne tanrılar, ne insanlar

Hiçbir iz bırakmamış gibidirler.

Ferit Edgü, Hakkari'de Bir Mevsim

Mayıs-Aralık 1976

Ferid Edgü'nün yazdığı "Hakkari'de Bir Mevsim" adlı roman, Erden Kral tarafından filmi çekildi. Film, Berlin'de ödül aldı. Roman da, film de Hakkari'yi içselleştirmemizde katkısı oldu. Bir dönem memuriyet ve askerlik sırasında yaşayarak zorlu koşulları paylaşılan bu uzak ve yüksek yerler, artık ortalama vatandaşın da gezi listelerinde.

1 TEMMUZ 2025 HAKKARİ'DE SABAH

Şenler Oteli'nden çıkarak önce Hakkari tanımak sonra da Çukurca'ya doğru devam etmek üzere otobüslerimize yerleştik. Yeni güzel apartmanlarla çevrili ana caddeden inişe geçerek Hakkari Meydan Medresesi'nin bulunduğu alana geldik.

HAKKARİ MEYDAN MEDRESESİ

Sümbül Dağı bütün görkemi ile karşımızda olduğu halde Hakkari'nin en önemli anıt binasına "Meydan Medresesi"bahçesine girdik. 1071 yılında Hakkari Beylerinden İbrahim Bey tarafından yaptırılan medrese, kentte sağlam kalan tek yapıt. Medreseye kitabeli bir kapıdan girilmekte. Medresenin üstü açık avlusunun dört yanını iki kat revaklar dolanmış. Alt kat revakları değişik başlık ve kaideleri olan sütunlara, üst kattakiler ise payelere oturuyor. Medrese odaları avlunun doğu ve batı cephesinde. Bir zamanlar dershane ve mescit olarak kullanılan doğu kanadındaki odalarda Hakkari'nin ünlü dokumaları sergileniyor. Batıdaki odalarda birer mazgal pencere, duvarlarda dolap nişleri ve ocak yeralıyor.

En önemli tarihi anıtlarından biri Hakkari Kalesi'dir. Hakkari Beyi Zeynel Bey Medresesi ve Kadiri tarikatının önde gelen isimlerinden Gülereş Baba Türbesi Hakkari, Gülereş Baba Mahallesi'ndedir. Nasturilere ait Halil kilisesi ise Hakkari'ye 10 km uzaklıktadır.Yakınında da Zap Suyu kenarında küçük bir Nasturi kilisesi daha vardır.

HAKKARİ HALI VE KİLİMİ

Hakkari bölgesi binbir çeşit bitkinin yer aldığı otlak ve meralarıyla küçükbaş hayvancılık için çok uygundur. Hayvancılıkla geçinen insanlar yazın karların erimesinden sonra bulundukları yerlerden daha yükseklere çıkarlar. Yünlerin kırkılması erkek işi ise de kırkılan yünlerin yıkanması, iplik haline getirilmesi, boyanması ve halı - kilim dokunması kadınların işidir. Yörenin en önemli ürünlerinin başında, bitki kökleriyle boyanan ipliklerle dokunan halı ve kilimleri gelmektedir. Sine, Gülsarıya, Gülgever, cambezar, Şehvani, lüleper, Şalülübülbül, Kesneker ve başka isimlerle adlandırılan kilimler. Ayrıca deve kılından düz dokunup üzerine renkli yün ipliklerle desenler işlenen Herki aşiret kilimleri de var. Kadınlar, halı ve kilim üzerine dokudukları motiflerle dertlerini, umutlarını, isteklerini dile getirirler. Yüzlerce yıldır kadınların motiflerle anlam kattıkları kilimlerde soyut şekillerle birlikte ağaç, çiçek, hayvan, insan, yıldız, göz, koç boynuzu figürleri dikkat çeker.

Halı ve kilimlerde hayat ağacı, uzun bir hayatı; yıldız, mutluluğu; koç boynuzu bereketi, anlatır. Kanca ve göz motifleri de koruma için kullanılmıştır. Elibelinde, gül, haç, çarkı felek de kullanılanlar arasındadır.

Güran Erberk, Anatolian Kilims, Kültür Bakanlığı, DÖSİM, 1995 (038, Private Collection,

155 x 205 cm, 19.yüzyıl, Hakkari Bu 19. yüzyıl Hakkari kiliminde kullanılan motifler: 1.Koç boynuzu/Suyolu, Yıldız, 3. Kurtağzı, 4. Kurtağzı, 5. Nazarlık ve 6. Muska

Güran Erberk, Anatolian Kilims 2, Kültür Bakanlığı, DÖSİM, 1995image009

(140, Adana Museum, 151 x 243 cm. 19.yüzyıl, Hakkari )

Bu 19. yüzyıl Hakkari Kilimi, evlilik arzusu, bereket ve korunmayı sembolize eden sandık, koç boynuzu, kuş, kanca, tarak ve göz ile dekore edilmiştir.

Hakkari Meydan Medresesi avlusunda

Hakkari ve Sümbül Dağı önünde topluca

Enver Özkahraman, Hakkari Dokuma kültürü Fotoğraf Sergisi, Hakkari (Meydan Medresesi bahçesindeki binada devamlı sergi)

Enver Özkahraman, Hakkari Dokuma kültürü Fotoğraf Sergisi, Hakkari

image021

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Üzgünüz, yorum formu şu anda kapalı.

Geri izleme yok.