ZAFER SEVİNCİ – Ruhittin SÖNMEZ
ZAFER SEVİNCİ - Ruhittin SÖNMEZ
Beşar Esad’ın devrilip Rusya’ya kaçmasıyla, Suriye içinde ve dışındaki Suriyelilerin coşkulu sevinç gösterilerini izliyoruz. Çünkü “Esad 1 milyon insanın katlinden ve 12 milyon kişinin ülkesinden kaçmasından sorumlu bir diktatör.”
Irak’ta Saddam Hüseyin, Libya’da Muammer Kaddafi, Mısır’da Hüsnü Mübarek devrildiğinde de benzer kutlamaları yapmıştı. Devrilen diktatörlerden ve zulümlerinden kurtulduğunu zanneden coşkulu kalabalıklar sonraki dönemlerde başka çilelerle karşılaştılar.
Suriye’de yaşayanların gelecekte barış içinde yaşamaları, ülkelerini imar ederek huzura ve refaha kavuşmaları dileğimizdir. Ancak bu çok kolay olmayacak.
Suriye’de Fırat’ın batısında İdlip bölgesinde Türkiye destekli SMO ve HTŞ vardı. Muhalif güçlerin başını çektiği HTŞ (Heyet Tahrir Şam) İdlip’ten çıkıp, Halep, Hama, Humus, Şam’ı ve ülkenin en güneyindeki Dara’yı kontrol altına aldı. SMO ise PYD’nin kontrolündeki Menbic ve Tel-Rıfat’ı ele geçirdi.
Fırat’ın doğusunda petrol zengini olan bölgede ABD ve SDG (PKK/PYD) var. SDG (PYD) Suriye’nin üçte birine ve en büyük petrol kaynaklarına sahip.
Rusya’nın ülkenin batısındaki Lazkiye’de, ABD’nin ülkenin güneydoğusundaki Al-Tanf askeri üssü bulunmakta.
Bütün bu güçler geçiş sürecinde nasıl davranacak, bir ortak yönetim altında birleşme mümkün olacak mı? Yoksa birbirleriyle çatışacaklar mı henüz belli değil.
Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor. Bunu hem CB Erdoğan ve hem de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sıkça vurguluyorlar. Belki de “82 Halep, 83 Şam” sloganlarıyla sanki bu topraklar Türkiye tarafından fethedilmiş gibi sevinenleri ikaz ediyorlar.
Farklı egemenliklerin ortaya çıktığı böylesine karmaşık bir yapıdan toprak bütünlüğünü korumuş yeni bir Suriye yapılanması doğar mı? Kolay değil. Bu güçler arasında iktidar ve toprak paylaşımı savaşı olması muhtemel.
HTŞ Lideri Colani’nin ılımlı mesajlar vermesi olumlu. Ama biliyoruz ki HTŞ eski El-Kaide örgütüdür ve cihatçı gruplardan oluşmaktadır. Afganistan’da Rusya’nın yenilip çekilmesinden sonra mücahitler arasında beş yıl süren bir iç savaş yaşandığını unutmayalım.
Yani Suriyeliler açısından bakarsak bir diktatörden kurtuldukları için sevinmeleri normal ama “zafer sevinci” için erken görünüyor.
*******************************
TÜRKİYE ZAFER SEVİNCİ YAŞAMALI MI?
Türkiye’de iktidar yandaşı medya ve sosyal medyada siyasal İslamcıların yaşadığı “Zafer Sevinci” haklı bir sevinç mi?
Sığınmacıların geri dönüşü için bir imkân doğmuş olması olumlu bir gelişme. Rusya ve İran’ın denklemden büyük ölçüde çıkmış olması Türkiye’nin önemini artırdı.
SMO’nun Fırat’ın batısındaki Tel-Rıfat ve Menbic’i ele geçirmesi de çok olumlu. Bu el değiştirme sanki ABD ile yapılan bir anlaşma sonucu gerçekleşti gibi. Bir çatışma değil, geri çekilme söz konusu.
Yani PYD için batıda Fırat’ın sınır olduğu bölge yeterli görülmüş olmalı.
Bu olumlu yönlerinin yanında Türkiye’nin çok ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu unutmamak gerek.
Türkiye’nin Suriye toprakları içinde başarı ile yaptığı Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve diğer kısmi hava harekatlarının gerekçelerini Dışişleri Bakanlığımızın resmi sayfasından okuyalım:
“Milli güvenliğimize yönelen terör tehdidini ortadan kaldırma, Suriye’nin toprak bütünlüğü ile birliğinin korunmasına katkıda bulunma, yerel halkı teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarma ve yerinden edilen Suriyelilerin onurlu, güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için uygun şartları oluşturma amaçlarıyla icra edilmiştir.”
Bu amaçlar henüz gerçekleşmemiştir.
Tam tersine, artık güneyimizde, 911 km uzunluğundaki Suriye sınırımızda iki terör devleti komşumuz oldu. HTŞ ve PKK/PYD. Bu hiç istemediğimiz bir şeydi. HTŞ de PYD de bizim resmen terör örgütü olarak tanımladığımız organizasyonlardır.
Tekrar edeyim, ben HTŞ’nin de PKK/PYD’nin de patronunun aynı olduğunu, aynı merkezden yönetildiğini düşünüyorum. Çok farklı yapıda ve birbirine benzemez bu iki terör örgütünün aynı merkezden yönetildiği kanaatindeyim.
****
Diğer taraftan İSRAİL Suriye’nin Golan tepelerindeki tampon bölgeyi ve Suriye’deki silahsız bölgeyi işgal etti. Gazze katliamı unutturulduğu gibi, İsrail fırsattan istifade genişlemeye devam ediyor. İsrail güçleri Şam’a yaklaştı. HTŞ İsrail’e en küçük bir tepki göstermiyor.
İsrail güya “artan riskler ve terör grupları yüzünden…” “Suriye’de terk edilen stratejik askeri kabiliyetleri
bombaladı.” İsrail için zayıf ve istikrarsız bir Suriye gerekli.
Bütün bu olanlar ABD ve İsrail’in ortak projesinin uygulanmasından ibaret.
ABD / İsrail projesinin bu aşamasını tamamladıktan sonraki hedefinin İran ve Türkiye’den birer parçayı koparmak ve burada da iki garnizon Kürt devleti kurdurmak olduğunu unutmayalım.
Bu projeye şöyle veya böyle destek vermek bizde bir “zafer sevinci” yaratmamalı.
*******************************
ABD VE TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ VAR MI?
Batı medyasında parlatılan HTŞ lideri Colani’nin de bu “zaferi” kazandıran harekâtı ABD ve Türkiye’nin bilgisi dahilinde yaptığı açık. Bunu mesela Anadolu Ajansının, Amerikalı resmi kaynaklara atfen “ABD’den Suriye açıklaması: Türkiye’yle tam angajman içindeydik” diye yaptığı haberden de anlıyoruz.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de “Komşu bir devlet Suriye’deki gelişmelerde görünür bir rol oynadı. Ancak asıl komplocu ve planlayıcı ABD ve Siyonist rejimdir” dedi.
****
İdlip’te tam bir gözetim altında iken, HTŞ’nin bunca silahı ve aracı nereden bulduğunu, Rusya ve İran’ın neden müdahale edemez hale geldiğini, Esad’a bağlı ordunun komutanlarının çoğunun satın alınmasını sorgulamazsak Colani’nin hak etmediği bir güce sahip olduğunu vehmedersiniz.
Mevcut konjonktürde yapılabilecek en iyi şeyleri yapmak ve ülkemizin birliğini ve dirliğini korumak tek hedefimiz olmalı.
Bakın “Emevî Camisinde namaz kılmak” hayaliyle çıktığımız yolda 5 milyondan fazla Suriyeli sığınmacı ve kaçak içimizde. Emevî Camisinde zafer töreni yapan, Türkiye devlet başkanı değil, HTŞ başkanı Colani.
İçimizdeki Suriyelilerin Türkiye’ye dostane duygularla ülkelerine dönmelerini sağlamakla işe başlamak gerekiyor. Uygun bir ortam oluştu. Bu atmosferi değerlendirmeli, EN KISA ZAMANDA Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşü sağlanmalı.
12 Aralık 2024