Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

20Eki/24Kapalı

14.KOCAELİ KİTAP FUARI’NIN ARDINDAN – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

14.KOCAELİ KİTAP FUARI’NIN ARDINDAN - Seyfettin KARAMIZRAK
Kocaeli’nde yine bir Kitap Fuarı’nı ardımızda bıraktık. Yoğun ziyaretçileriyle hayli renkli geçen fuarda, geçen yıllardan farklı değişiklikler izledik.
Yayınevlerine, derneklere, şair ve yazarlara sunulan stantlar, geçen yılkinden daha geniş ve ferahtı. Dört tarafı açık stantlar, her yöne hitap etmenin avantajlarına sahiptiler doğrusu.
Kocaeli şair ve yazarlarına daha çok stant ayrılmıştı bu yıl. Konumları da güzeldi. Tanıtım afişleri birçok yerde ziyaretçilere güzel bir vitrinle sunulmuştu. Bu imkândan memnun olduklarını sanıyorum. Çünkü önceki fuarlarda daha kuytu yerlere sıkıştırılmıştılar. Kocaeli şair ve yazarları
grubunda biz de yerimizi almaktan mutlu olduk.
Gece 21.00 e kadar açık olan kitap fuarı, son dakikaya kadar dolu dolu geçti. Kitap severlerin yoğun ilgisi yüzünden, kapanma saatinin geldiği birkaç kez anons edilerek stantların kapatılması hatırlatıldı. Bu cıvıl cıvıl hava, ziyaretçileri de kitap imzalayanları da mutlu etti.

Kitap Fuarı’na, tanınmış önemli konuklar da davet edilmişti. İlimizin şair yazarları ile de cazip hale getirilmiş söyleşiler ilgiyle izlendi. Salonlar dolu dolu geçti.
Fuarın güzelliklerinden biri de, komşu stantlar arasında kurulan dostluklardı. Sabahleyin yeniden heyecanla düzenlenen tezgâhlarda, “günaydınlar, iyi ve hayırlı satışlar” söylemleri oldukça yoğundu. Hele de karşılıklı çay ikramları bu dostlukları birkaç adım ileriye taşıyan güzel jestlerdi.
Kitap alımının dışında, birbirini göremeyen eş dost ve arkadaşlarla da doldu taştı stantlar.
Yoğun muhabbetler, güler yüzlü fotoğraflar mutluluklara mutluluk kattı.
Fuarda yer alan kamu kuruluşları da, ziyaretçilerine tanıtım broşürlerinin yanında, cazip hediyelerle birlikte, tadımlık ikramlarda bulunarak mutluluklarını tatlandırdılar.
Büyük Şehir Belediyesi’nin ilgili ve yetkilileri de içimizdeydi. Sıkıntısı olan şair, yazar ve yayınevlerine güler yüzleriyle her an yardıma hazırdılar.
İlk Cumartesi ve Pazar günleri, yetişkinlere hitap eden fuar, biraz durgun geçse de, Pazartesi günü öğrencilerin akınına uğramakla hızlı bir trafik yaşadı. Sevimli kelebekler gibi oradan oraya koşturan güler yüzlü ve heyecanlı çocuklar, fuara başka bir güzellik taşıdılar.
Anne baba baskısından uzak, tamamen bağımsız ve özgür kalan bu minik yürekler, belki de müdahale edilmeden sevdikleri kitapları özgürce almanın mutluluğunu yaşadılar.
Kimi öğrenci gruplarını, öğretmenleri toplamakta güçlük çekti. Yine de bu durumdan memnun gibiydiler değerli öğretmenlerimiz. Ne de olsa amaç kitap almaktı. Bu koşuşturma yorulmaya değerdi elbette.
Gözlemlediğim bir husus da, bazı anne babaların, yanlarında getirdikleri çocuklarına sürekli müdahale etmeleriydi. Çocukların heveslendiği, almayı arzuladığı bir kitabı, ya da ufak bir ayracı anne babaların birçoğu beğenmeyerek kendi beğendiklerini almaya zorluyorlardı çocuklarını.
Hatta bir anne oğluna aldığı bir kitaba, oğlunun adını yazdırırken, “Profesör Doktor” unvanını yazmamı istedi. Oğlu karşı çıkarak istemediği halde, anne böyle yazılmasında ısrar ediyordu.
Tebessümle, “neden böyle yazmamı istiyorsunuz” diye sorduğumda, “oğlumun Profesör olmasını arzuluyorum” diye cevap verdi. “Oğlunuzun tercihine anlayış göstermeniz isabetli olur” diye cevap verdim. Bunun üzerine ısrarından vaz geçti.
Bazı anne babalar, çocukları ilgilerini çeken bir kitaba bakmak istediğinde, elinden çekiştirerek uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Fakat bazı anne babalar da çocuklarının yanında, onların zevklerine saygı göstererek, tercihlerini yapmalarına yardımcı oluyorlardı. Böylesi aileleri tanımaktan da mutlu oldum doğrusu.
Şunu anladım ki çocukların birçoğu, “baskıcı ve aşırı koruyucu” anne babalarının yanında tercihlerini kullanamamaktalar. O yüzden okulla gelen öğrenciler daha özgürce hareket etmekteydiler.
Geçen yıllardan farklı olarak, dışarıdaki dev ekranda çocuklara dönük bilgi yarışması düzenlenmişti. Bu etkinlik de öğrencilerin hayli ilgisini çekti.
Hafta boyunca çeşitli kamu kuruluşu yetkilileri ve siyasiler stantları ziyaret ettiler. Kocaeli Valimiz bunların başında gelenlerdendi. Bir öğrencinin alış veriş anını izleyerek öğrencinin parasını ödemeleri örnek bir jestti. Herkesi mutlu etti doğrusu.

Yine Üniversite Rektörümüz, İl Emniyet Müdürümüz ziyaretçilerden ilk akla gelenlerdendiler.
Bu kıymetli yöneticilerimiz, herkesle yakından ilgilenerek bolca hatıra fotoğrafı çekilmesine vesile oldular.
Velhasıl her şey yerli yerinde ve güzeldi. Bazen havanın bozulmasıyla, çadırların damlayabileceği anonsu, kitap sahiplerini endişelendirse de korkulan düzeyde yağmur yağmadı.
Umarım bundan sonraki fuarda, yağmur endişesini yaşatmayacak önlemler alınarak, en şiddetli yağmurda bile damlamayan çadırlar kurulur.
Başka bir sıkıntı ise araç parkının yetersiz olmasıydı. Geç kalanlar oldukça uzak yerlere araçlarını park ederek uzun bir yolu yaya yürümek zorunda kaldılar. Yine de bu sorun, fuarın mükemmelliğine gölge düşürecek türden değildi.
Neticede, Pazar günü oldukça yoğun bir izleyici topluluğu ile rekorlara imza attı fuar. Son gün hayli hareketli ve yoğun tempoda geçti. Kapanış saati olan 21.00 de hala stantlar doluydu. Bizler de ziyaretçiler gibi son günü yorgun fakat mutlu şekilde tamamladık.
Bütün güzellikleriyle, sadece Kocaeli’ ye değil, çevre illere de büyük fırsatlar sunan, “kitap fuarını” düzenleyenlere, emeği geçenlere, katılımcılara ve ziyaretçilerine gönülden teşekkür ediyorum.
Umarım bu güzellikler, sonraki yıllara daha da artarak yansır…
Sevgiyle kalın…

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Üzgünüz, yorum formu şu anda kapalı.

Geri izleme yok.