Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

18Eki/24Kapalı

KAMALA HARRİS BANA MESAJ GÖNDERMİŞ – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sKAMALA HARRİS BANA MESAJ GÖNDERMİŞ - Ruhittin SÖNMEZ
Kamala Harris ABD Başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı. Halen Başkan Biden’ın yardımcısı.
Seçim kampanyası için taraftarlarına gönderdiği, bağış ve destek talep eden iletilerinden biri de bana geldi.
Kamala Harris e-postasında “Bu seçim sadece hayatımızın en önemli seçimi değil. Aynı zamanda ulusumuzun hayatındaki en önemli seçimlerden biri” diyor.
“Sevdiğimiz bu ülke için savaşmak. Değer verdiğimiz idealler için savaşmak. Ve Dünya’daki en büyük ayrıcalıkla birlikte gelen muhteşem sorumluluğu, Amerikalı olmanın ayrıcalığı ve gururunu desteklemek için, hadi dışarı çıkalım ve bunun için savaşalım” sözleriyle gaz veriyor.
“Kampanyamıza ilk bağışınızı şu anda yapar mısınız? Geleceğimiz, her birimizin daha iyi bir yarın için bir araya gelmesine bağlı” diyerek altta 25$- 50$- 100$- 250$- 500$ ve diğer tuşlarına basarak bağış yapmamızı istiyor.
Kamala mesajını “Teşekkür ederim. Tanrı sizi korusun. Ve Tanrı Amerika Birleşik Devletleri’ni korusun” diyerek bitiriyor.
Bir Amerikan olsam gaza gelip Kamala’ya bağış yapar mıydım bilemiyorum. Muhtemelen Donald Trump’ın taraftarlarına gönderdiği mesajlar da buna yakın içeriktedir.

*****************************

SEÇİM KAMPANYASININ FİNANSMANI
Kamala Harris’ten gelen e-posta muhtemelen soyadı ile adlarımızın ilk harfleri benimle aynı olan birine gidecek iken yanlışlıkla bana gelmiş olmalı. Ben bu vesileyle merak edip ABD’de siyasetin finansmanı ve kampanya bütçeleri konusunu şöyle bir araştırdım. Okuduklarımdan derlediğim bilgiler özetle şöyle:
ABD seçim sistemi, adayların büyük kampanya bütçelerine ihtiyaç duyduğu bir yapı üzerine kurulu.
Seçim harcamaları astronomik boyutlara ulaşmakta. 2020 seçimi 14 milyar doları aşarak tarihin en pahalı seçimi oldu.
ABD’de siyasi partilere veya adaylara, devletin bir seçim yardımı söz konusu değil. Seçime girecek parti ve adaylar taraftarlarından bağış talebinde bulunuyorlar. “Siyasî yarışları için gerekli finansmanlarının neredeyse tamamını sağlamak adayların üzerine düşüyor.” Bu durum para,
lobi grupları, politikacılar ve politik kararlar arasındaki kaçınılmaz bir ilişki oluşturuyor.
ABD’de her ekonomik eylem kayıt altında olmak zorunda. Toplayabildikleri bağış miktarı da bir nevi anket gibi seçim sonuçlarını tahmin için bir veri kabul ediliyor.
Kasım’da yapılacak Başkanlık seçimi kampanya bağışlarına bakıldığında Demokratların adayı Kamala Harris, Cumhuriyetçi Donald Trump’a karşı net bir üstünlük sağlamış durumda. Bir ay önce açıklanan rakamlara göre, Partilerin toplam bağış miktarı 1,5 milyar doları aşarken, Demokratlar 1.004.978.132 dolar, Cumhuriyetçiler ise 468.152.242 dolar bağış topladı.
Kampanya bağışlarında küçük ve bireysel bağışlar halk desteğinin en önemli göstergesi olarak kabul ediliyor. Trump’ın kampanya bağışlarının yüzde 31,6’sını, Harris’in ise yüzde 42,13’ünü küçük bağışçılar sağladı.
Bireysel bağışçılar bir adaya en fazla 3 bin 300 dolar bağış yapabilirken, PAC’lar aracılığıyla 5 bin dolara kadar katkıda bulunabiliyorlar. Amerika’da her hangi bir grubun istediği adayın seçimi kazanması için kurduğu siyasi örgütlere kısaca PAC deniliyor. Political Action Committee, yani politik eylem komitesi.
Anayasa Mahkemesi’nin 2010’da aldığı bir kararla şirketlerin, sendikaların ve diğer kuruluşların sınırsız seçim harcaması yapmasına izin verildi. Büyük şirketler ve zengin Amerikalılar, doğrudan ya da dolaylı olarak kurdukları Politik Eylem Komiteleri (PAC) aracılığıyla istedikleri adayın seçimi kazanabilmesi için, artık kesenin ağzını istedikleri kadar açabiliyorlar.
*****************************
HARCANAN PARA SEÇİM KAZANMANIN GARANTİSİ DEĞİL
“Kaliforniya Eyalet Meclisi eski sözcüsü Jess Unruh, ‘Para siyasetin anne sütüdür’ demiş. Yine de, rakipten fazla para harcamak zaferi garanti altına almıyor. Ancak bu, paranın önemli olmadığı anlamına gelmiyor. Para siyasî zafer için hayatî derecede önemli ama diğer etkenler de eşit derecede
öneme sahip.” Bazı milyoner adaylar kampanyaları için ne kadar para harcasalar da eğer seçmen onlardan hoşlanmıyorsa kazanamıyorlar. 
Para tabiî ki seçimleri yeniden kazanmada önemli bir rol oynuyor. Burada da resmi göreve sahip kişiler rakiplerinden çok daha avantajlı bir durumdalar.
Mevki sahibi bir kimseye rakip olan birisine para vermek, çoğu zaman kayıp olarak görülüyor.
Toplanan bağış miktarına bakıldığında, mevki sahiplerinin rakiplerine açık bir üstünlük sağladığı görülüyor.

*****************************

TÜRKİYE’DE SİYASETİN FİNANSMANI
Türkiye’de Siyasi Partilerin yasal gelirlerinin çoğu üye ve milletvekili aidatları ile bağışlardan oluşuyor.
Bizde de bazı siyasi partilerin web sitelerinde tek tuşla bağış yapabileceğiniz düzenlemeler yapılmış.
Siyasi Partiler Kanunun 66. Maddesine göre bağış sınırlı yapılabiliyor: “Gerçek ve tüzel kişilerin her biri bir siyasi partiye aynı yıl içerisinde Kanununda belirtilen limit dahilinde bağışta bulunabilir.” Siyasi partilere yapılacak bağışların üst limiti, 2024 yılı için kişi başı 351.134 TL olarak belirlenmiştir.
Bu gelirlerin haricinde bir kısım siyasi partiler hazine yardımından da yararlanmakta.  
Siyasi Partiler Kanunu’na göre, son milletvekili genel seçimlerinde ülke barajını aşan siyasi partilere her yıl hazineden ödenmek üzere devlet yardımı yapılıyor. Devlet yardımı tutarı, barajı aşan partilerin oy sayılarına göre paylaştırılıyor.
14 Mayıs 2023 tarihindeki milletvekili seçiminde AK Parti, CHP, MHP, İyi Parti ve Yeşil Sol Parti yüzde 7 barajını aşarak, 2024 Ocak ayında hazine yardımı almaya hak kazandı. AK Parti toplam 2 milyar 658 milyon lira, CHP 1 milyar 892 milyon lira, MHP 752 milyon lira, İYİ Parti 722 milyon lira, Yeşil Sol Parti de 658 milyon lira hazine yardımı aldı.
Bu rakamlar bile seçimlerde adil ve eşit bir yarıştan bahsedilemeyeceğini göstermeye yeterlidir. Bunlara
Belediyelerden, kamu kurumlarından ve devlete iş yapan şirketlerden aktarılan gayrı resmî gelirleri de ilave ediniz. Adaletsizliğin boyutunu tasavvur ediniz.
Siyasi partilerimizin hemen hepsinin giderlerinin gelirlerinin çok üstünde olduğu kanaatindeyim. Aradaki farklar siyasetin finansmanındaki karanlık bölgeyi oluşturuyor. Bu da partilerde demokratik yapıların oluşmasını ve liyakatlilerin öne çıkmasını önlüyor.
 
17.10.2024

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Üzgünüz, yorum formu şu anda kapalı.

Geri izleme yok.