Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

2Ağu/24Kapalı

ZEKİ TOPLUMLARDA BİLE APTALLAR ETKİLİ OLABİLİR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

ZEKİ TOPLUMLARDA BİLE APTALLAR ETKİLİ OLABİLİR - Ruhittin SÖNMEZ

Son köşe yazımdan kısa bir hatırlatma yapayım. Ülkelerin zeka seviyesini ölçen testlerde 2023 yıl sonu itibarıyla, vatandaşları en zeki ülke Güney Kore oldu. Güney Kore’yi Çinliler, İranlılar ve Japonlar izledi. İlk 10’a giren diğer ülkeler ise Singapur; Avusturya, Kanada, Almanya, Slovenya, Moğolistan olarak sıralandı.

Zeka (IQ) ortalaması en yüksek ülkeler arasında gelişmişler olduğu gibi gelişmemiş olanlar da var. Yine bu ülkeler arasında demokratik hukuk devleti vasfında olanlar olduğu gibi- Çin ve İran gibi farklı ideolojilere dayalı da olsa- demokrasiden hayli uzak ülkeler de var.

Nasıl oluyor da bu kadar zeki insanın yaşadığı ülkelerde baskıcı rejimler kurulabiliyor ve bu toplumlar özgürlüklerini kısıtlayan refah seviyelerini düşüren bu tür rejimlerle yönetiliyor?

Sosyal olayları tek faktörle açıklamak zorunda kaldığımızda bu tür çelişkileri kavramakta güçlük çekeriz. Çünkü sosyal olayların sonuçlarını belirleyen, etkisi ve yönü farklı, çok sayıda faktör vardır.

Toplumların zeka seviyesi ile ekonomi, hukuk ve demokrasi arasında açıkça ilişki vardır. Fakat toplumun zeka seviyesi ülkenin ekonomi, hukuk ve demokrasi seviyesini belirleyen tek faktör değildir.

*******************************

İNSAN APTALLIĞININ TEMEL YASALARI

Bir ekonomi tarihi profesörü olan Carlo Cipolla (1922 -2000), Berkeley Üniversitesinde görev yaparken, mizahi bir dil kullanarak APTALLIK üzerine bir makale yazdı. Bu makale İNSAN APTALLIĞININ TEMEL YASALARI adıyla kitap haline geldi.

Carlo Cipolla’nın bu tezine göre, İnsanlar dörde ayrılır: Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar.

Yaptığı eylemden zarar eden, ama bir başkasına da yarar sağlayanlara SAFLAR,

Yaptığı bir eylemden yarar sağlayan, aynı zamanda bir başkasının da yarar sağlamasına neden olanlara ZEKİLER,

Yaptığı eylemle kendine yarar sağlayan, başkasına da zarar verenlere HAYDUTLAR,

Kendisine hiçbir yarar sağlamadan, hatta bazen zarara uğrayarak başka birine zarar veren kişilere de APTALLAR diyoruz.

****

Toplum sadece zekilerden oluşsa, yani tutum, davranış ve eylemleriyle hem kendisine ve hem de başkalarına ve topluma yarar sağlayan insanlardan teşekkül etse ne kadar harika olurdu?

Hatta ZEKİLERİN yanında SAFLAR da olsa toplum çok fazla bir şey kaybetmeyebilirdi. Çünkü saflar kendilerine zarar verirken başkalarına ve topluma fayda sağlayan bir zümredir.

Fakat HAYDUTLAR zararlıdır. Çünkü kendilerine yarar sağlamak için başkalarına ve topluma zarar vermekten çekinmezler.

Belki şaşıracaksınız ama APTALLAR toplum için HAYDUTLARDAN daha zararlıdır. Haydut toplumda bir zarara yol açacağını bilmesine rağmen bencil bir içgüdüyle hareket eder. Fakat aptal insan başkalarına ve topluma zarar verirken mantıksız bir şekilde kendisinin de zarar göreceği şekilde davranır. Üstelik APTALLAR öngörülemez oldukları için en zararlı insan tipi olmaktadır.

*******************************

AKILLI VEYA APTAL OLMANIN IQ İLE İLİŞKİSİ

Cipolla’nın yaptığı bu ironik sınıflandırmada tanımlanan, zekiler veya aptallardan olmanın IQ meselesi ile bir ilgisi var mı?

Cipolla “aptallığı bir IQ meselesi olarak değil, ilişki becerilerinin eksikliği olarak” kabul etmiş ve sınıflandırmasını ona göre yapmış.

Cipolla”ya göre; “çevremizde hepimizin tahmin ettiğinden çok daha fazla sayıda aptal vardır. Ancak çeşitli etkilerle bu sayıyı olduğundan daha az algılarız.”

Ona göre “tarih; büyük çapta aptalların yönlendirdiği olaylar ile gelişiyor.”

“Bir bireyin aptal olma olasılığı bu kişinin diğer tüm kişisel özelliklerinden bağımsızdır. Aptallar doğaları gereği aptaldır ve neden öyle olduklarına dair herhangi bir faktörle nedensellik bağı yoktur. Aptallık sınıf ya da karakter ayırt etmez. Herhangi bir insanın aptal olup olmaması, cinsiyetinden, eğitim düzeyinden, etnik kimliğinden, dininden, fiziksel görünüşünden, varlık durumundan bağımsızdır.”

Okumuş, okumamış, zengin fakir, köyde kentte, üniversitede, ilkokulda, sarayda, büroda, boşta olan toplumun her kesiminde aptallar var. Profesörler, iş adamları, doktorlar, mühendisler, öğretmenler, politikacılar, işçiler arasında da; kadınlar ve erkekler arasında da belli oranlarda aptal var.

Toplumların yükseliş dönemlerinde aptalca davrananların oranı kendi asgarisine iner; çöküş dönemlerinde ise, oran tavana vurur.

Demek ki bir toplumun gelişmişlik seviyesini belirlerken toplumdaki IQ seviyesi yüksek olanların oranına bakmak yetmez. Çünkü bunlardan daha çok APTALLARIN oranı daha belirleyici olmaktadır.

APTALLAR sadece topluma değil, şahsi ilişkide bulunduğu kişilere de zarar verir.

“Aptal olmayan insanlar, aptal bireylerin zarar verme gücünü her zaman hafife alırlar.”

“Aptallara iletişim ya da herhangi bir şekilde ilişki içinde olmak, aptal olmayan insanlar için her şartta hatadır.”

*******************************

EN ÇOK ZARAR VEREN APTALLAR

“Aptallığın çevreye zarar verme özelliği, yapanın toplumsal veya kurumsal hiyerarşi içindeki yerinin yüksekliği ile doğrudan orantılıdır.”

Şimdi, yukarıdaki açıklamalar ışığında yasama, yürütme, yargı gibi devlet güçlerini kullanan kişilerin -Cipolla’nın tanımına göre- hangi gruba ait olduklarını anlamaya çalışalım.

Siyaset ve devlet kademelerinde yer alan HAYDUTLARIN (yani eyleminin sonucunda kendine menfaat sağlarken, topluma zarar verenlerin) verdiği zarar tahrip edicidir. Bu kademelerdeki HAYDUTLARI belirlemek ve bunlarla mücadele etmek için böyle bir tespite ihtiyacımız var.

Fakat APTALLARIN (yani eyleminin sonucunda hem kendisine ve hem de topluma zarar verenlerin) verdiği zararı azaltmak için farkındalığımızı artırmaya daha fazla ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Çünkü aptalların verdiği zarar bu mevkilerde yıkıcı olabilmektedir.

Daha da zoru, birey ve vatandaş olarak yaptığımız toplumsal ve siyasi tercihleri dikkate alarak özdeğerlendirme yapmak.

Yani kendimize ‘biz hangi kategorideyiz?’ ve “Haydutları ve Aptalları destekliyor olabilir miyiz?” sorularını sorabilmek.

Bu soruların cevabını tarafsızca verebilecek cesaretimiz var mı?

01 Ağustos 2024

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Üzgünüz, yorum formu şu anda kapalı.

Geri izleme yok.