Akça Koca’nın Torunları ve Dile Gelen Orhun Irmağı – Abdullah KÖKTÜRK
Akça Koca’nın Torunları ve Dile Gelen Orhun Irmağı - Abdullah KÖKTÜRK Eğitimci - Siyasetçi
Çocukluğunu Ertuğrul Gazi ve Karamürsel Paşa ile beraber yaşamış, Osmanlının kuruluşunda katkıları olan ve de Orhan Gazi döneminde Kocaeli’nin fethinde çok büyük emeği olan bir büyüğümüzün ismiyle ortaya çıkan bu güzel ekip AKÇA KOCA PLATFORMU adıyla 15 Kasım 2014 yılında kuruldu.
Bugüne kadarda birçok yararlı program ve faaliyetleri de en güzel şekilde yürüttü.
Kaynaşma ve dayanışma adına yaptığı EV TOPLANTILAR’ından tutun. Gençlerin bilinçlenmesi ve kendilerini yetiştirmeleri adına GENÇLERLE BERABER programları. Günü kucaklayan sohbet ve konferanslar, kültür gezileri, platformun faaliyet ve çalışma alanlarından sadece bazıları.
Günümüz Dünyasında, insanların hızla yalnızlaştığına şahit olmaktayız. İşte; böyle bir zaman diliminde, kendi alanında başarılı olmuş, kendini ispatlamış seçkin insanları bir araya getirerek bir aile ortamını oluşturarak platformu hazırlayan ve hayata geçiren bu çalışmaları da takdir ediyoruz. Bu seçkin topluluk yüksek sesle ‘’ Biz yalnız değiliz dostlarımızla sevdiklerimizle bir bütünüz ve güçlüyüz ‘’ mesajını verdiler ve vermeye devam ediyorlar, Çevrelerine…
Programları ile yaptıklarıyla… İnsanoğlunun yalnızlığa giden bu sürecini günümüzde tersine çevirerek, kendi arasında yüksek moral ve motivasyonla doya doya yaşama sevincine dönüştürmek kolay bir iş değil. Takdire şayan bir çalışma ve faaliyettir. Yoksa Erzurum, İstanbul ve Sakarya gibi uzak sayılan diyarlardan gelinip de dostça kucaklaşma ve sevgi paylaşımı yapmakta kolay kolay gerçekleşmez. Bu platform, bu ekip bunu da başardı
Mensuplarının her birinin elinde ve gönlünde ne varsa tüm samimi duygularla ortaya koyabilen ve bunu da paylaşabilen mutlu insanlar topluluğu oldu. AKÇA KOCA PLATFORMU.
Adı güzel, kendi güzel verimli ve bereketli samimi bir oluşum.
Bu oluşumda, Ahsen OKYAR beyin her program ve faaliyette ılık esen sabah yeli gibi yönlendirme ve üflemeleri...
Bulunduğu ortamda, yağmur öncesi serinliği yaşatan ve daha sonra da yağmur taneleri gibi bilgi ve tecrübelerinden istifade edilen değerli abimiz Alaattin BÜYÜKKAYA ve muhterem eşlerinin…
Çok doğal samimi hal ve hareketleriyle ve de ağır ağır etkili konuşmalarıyla, ayrıca her geçen günde kendini yenileyen Başkan Hasan UZUNHASANOĞLU’nu da anmadan görmeden edemeyiz.
Bu güzel birliktelikle, ayrıca çok şükür ki diğer bireylerinde ayrı ayrı özellikleri, bilgi birikim ve yeteneklerine de şahit olmaktayız.
Kısaca; devamlı kendini yenileyen, objektif düşünebilen ve hep ileriye doğru bakan güzel bir oluşum. AKÇA KOCA KÜLTÜR PLATFORMU.
Ayrıca; bu arada yakın tarihte bu güzel dost gurubuna evinin önünde aile ortamı sıcaklığında ikramda bulunan, daha sonra da bir Moğolistan gezisi sonrası, yine bu güzel insanları bir araya getirerek, ‘’Kara Kurumu fethedemedik. Orhun Irmağı civarına bayrağı tam istediğimiz gibi dikemedik ise de bari oraların anı ve hayalleriyle bir kez daha yaşayalım dercesine, Samanlı Sıradağların eteklerinde su sesinin de hâkim olduğu, serin bir mekânda bizleri tekrar ağırlayan Selçuk ARSLAN ve ailesini de anmadan edemeyiz.
İşte; böyle güzel bir grupla yapılan Moğolistan gezisi de bir başka güzellikte hayatımızda yerini aldı.
Bu gezi ile ilgili çok değerli Erdal GÜZEL bey ve Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN beyin teferruatlı güzel yazıları olduğundan ve olacağından dolayı ben bu alana fazla girmeyeceğim.
Kısaca hayal ettiğim, ORHUN ANITLARI’nı, tarihi KARAKURUM Şehrini ve ORHUN IRMAĞI’nı ve de uçsuz bucaksız bozkırlarını da bu arada görmüş olduk.
Dün Çin’in gölgesinde olan Moğolistan, Budizm tapınakları ve Budistlerle halen Çin havası estirmeye devam ediyorlar. Bugün ise, her yer de Rus kültür ve gölgesini çok etkin bir şekilde görmekteyiz.
Bu bir gerçeği daha gördük. Moğolistan gelecekte birçok ülke ve milletin iştihanı kabartacak uçsuz bucaksız bir ülke, bir diyar.
Bu gezide, unutamadığım bir anım ise, Orhun Irmağı kıyısında gerçekleşti.
Arkadaşlarımızın bir kısmı ırmakta abdest aldı. Bir kısmı elini yüzünü yıkadı, bir grup arkadaşımızda civarındaki çocuklarla bir ve bütün oldular çoşkulu bir anı yaşadılar. Bize de bu güzel grubumuzun bulunduğu ortamda bir Türkçe dua yapmak nasip oldu.
İşte; o an sessiz sedasız tertemiz akan Orhun Irmağı’nın dile geldiğine de şahit oldum.
Bizlerin duyacağı kadar bir ses tonuyla ‘’ BEN AYNI YERDEYİM VE HASRETLE AKMAYA DEVAM EDİYORUM. PEKİ, SİZ NERDEYDİNİZ VE ŞUAN NERDESİNİZ’’ diyerek, mahsun mahsun anlamlı bir şekilde akmaya devam ediyordu.
Anlaşılıyor ki; belki zaman alacak ama daha çok işimiz var. Rabbim bu Yüce milletimizi korusun ve yardımcısı olsun.