İYİ İNSAN OLABİLMEK – Seyfettin KARAMIZRAK
İYİ İNSAN OLABİLMEK - Seyfettin KARAMIZRAK
İnsanoğlu fanidir, bu gün var, yarın yoktur. Önemli olan örnek ve huzurlu bir hayat sürdürmek, kimseyi üzmeden kırmadan, kul hakkı almadan, ardında hoş bir seda bırakabilmektir.
İnsanın, örnek bir hayat yaşayabilmesi için de, iyi hasletlerle donatılması gerekir. Yani kötü huyları öğrenip, kötülerini kalbinden silmesi, kötü huylardan sakınması, iyi olanlarla kendini donatması gerekir.
İnsan dünyaya günahsız ve pak gelmektedir. Doğuştan iyi ve kötü huyları getirmez. Bu özellikler sonradan öğrenilir. Her ne kadar kalıtımla gelen bazı özellikler her insanda vardır denilse de(cibilliyet, maya gibi özelliklerden de bahsedilmektedir), esas karakteri oluşturan eğitimdir.
Eğitim; aile, okul ve çevredir. Çevre; sosyal gruplar, medya, internet, kitap, film, arkadaş grupları vb. gibi unsurlardır. Eğitimin bu ayakları olumlu, müspet ve pozitif ise, birey de olumlu bir karakter edinecektir. İyi bir insan olmak, güzel bir ahlaka sahip olabilmek için bu koşullar
kaçınılmazdır.
Aksi takdirde, mesela kin bağlamak, haset etmek(başkasında bulunan nimetin onda olmayıp, kendinde olmasını istemek), kibir (kendini büyük bilmek, üstün görmek), suizan etmek( iyi insanı fena, kötü bilmek), cahil kalmak, edepsiz olmak gibi özellikleri edinmenin de insanı kötülüğe yönelteceği aşikârdır.
Doktor olmak, mühendis olmak, hâkim olmak vb. gibi meslekleri edinmek, iyi insan olmak anlamına gelmez. Öyle olsaydı, organ kaçakçılığı yapan doktorlara, banka soyan bilgisayar mühendislerine, rüşvetle haksız karar veren hâkimlere rastlanmazdı.
Eğitimin içinde ahlak olmazsa edinilen bilgiler kötülük için kullanılabilmektedir. Nazi kamplarında, insanları gaz odalarında işkenceyle öldürenlerin hepsi eğitimli kişilerdi. Nitekim Filistinlilere soykırım uygulayanlar, çocukları, kadınları, yaşlıları insafsızca katledenler de güya dünyanın en medeni insanları.
Öyleyse iyi insan; eğitimli, çalışkan, ülkesine, ailesine, tüm insanlara ve kendisine yararlı olan, kimseye zararı olmayan, ötelemeyen, hoşgörülü, merhametli, sosyal, üretken, yaşama sevinci dolu, yapıcı ve pozitif ve sayamadığımız diğer güzel huylara da sahip bir insandır.
Nitekim; insaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, suizandan [kötü zandan] kaçınmak, insanları kırmamak, onlara yardımcı olmak, kendi kusurlarını görerek düzeltmeye çalışmak, güler yüzlü olmak, edepli olmak, gereksiz konuşmamak, adil olmak, güvenilir olmak, emanete riayet etmek, komşu ve arkadaşını korumak, kimseye kötülük yapmamak, sözünde durmak, vb. hasletler de iyi insanın özelliklerindendir.
Yine iyi insanlar, kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Çalışırken, alışveriş yaparken, kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Makam sahiplerine, zalimlere yaltaklanmaz.
İlim ve ahlak sahiplerine saygı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misafirlerine ikram eder. Kimseyi çekiştirmez. Zararlı ve faydasız bir şey söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister. Riyakârlık, iki yüzlülük yapmaz. Kendini beğenmez, milletine, ülkesine ve diğer insanlara faydalı olur.
İnsanın ahlakı, arkadaşının huyu gibidir. Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmak ve münakaşa etmekten sakınmalıdır. Vaktin kıymetini bilip ilim öğrenmeli ve yararlı işler yapmalıdır.
En vahşi hayvanlar bile terbiye ile ehlileştirilmektedir. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden armut olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, gerekli aşı ve kültürel önlemlerle kaliteli elma vermesini sağlayabiliriz. Bunun gibi insanın tabiatında bulunan bazı kötü arzular yok edilemez, fakat terbiye edilebilir.
Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, bunları alışkanlık haline getirmelidir. İsa Aleyhisselama, bu güzel ahlakı kimden öğrendiği sorulunca, “İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi ben de yaptım” buyurdu.
Hazret-i Lokman’a, “Edebi kimden öğrendin?” denince, “edepsizden” buyurdu. Yani birinin yaptığı hareket bizim hoşumuza gitmiyorsa, edepsizlik olarak görüyorsak, onu biz de yapmamalıyız.
Biri bir kusurumuzu söyleyince sevinmiyorsak, başkalarının da kusurlarını söylememeliyiz. Biri
bizi tenkit edince hoşlanmıyorsak, biz de başkalarını tenkit etmemeliyiz. O hâlde, bir söz söylerken, kendimizi karşımızdakinin yerine koymalı, empati yapmalıyız. Böyle bir söze tepkimiz ne olur diye düşünmeliyiz.
Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi ahlak da, hataları eritir. Sirke balı bozduğu gibi, kötü ahlak, hayratı, hasenatı, iyilikleri mahveder.
İyi insanlar, iyilik yapan, kötülükten kaçan insanlardır. İyilik, “hiçbir karşılık beklemeksizin yapılan yardım” anlamına gelmektedir.
Günleriniz iyilik yapmakla, kalp kazanmakla huzur içinde geçsin.
Sevgiyle kalın…