Av. Abdurrahman KAYMAK demiş ki!…
Av. Abdurrahman KAYMAK
Benim ayaklarım toprağa değdi çocukluğumda,
Gözlerim yeşili ve maviyi öyle çok hapsetti ki,
Tutsaklığı siz onlara sorun.
Yüzmek, bisiklete binmek mi, yoksa saklambaç mı
İçinde çocuk geçen tüm cümlelerin yüklemiydim ben.
Babannem yaz başında çilek reçeli yapar,
Dedemin yeşil 504'ünde Müzeyyen Senar çalar,
Babam sezon sonu sandalyeleri beyaza boyarken,
Annem fırını yakar mancarlı pide yapardı
Ramazan da her gece farlı bir sofrada iftar açılır,
Konu komşu kim bilinir,
Yaşlı teyzelerin kışlık odunları taşınır,
Otobüste yer verilir, utanma nedir iyi bilinirdi
Kandıra görece küçüktü ama kendi içinde bir derya,
Bakmasını bilene çok şey anlatan bir seyyah gibiydi.
Kışın kömür kokusu odun kokusuna karışırdı
Henüz doğalgaz gelmemiş ve mertlik hüküm sürmekteydi
Diyorum ya çok şanslıydım ben.
Akıllı telefon, doğalgaz, internet, bilgisayar, onlarca TV kanalı yoktu
Gün başlarken bitmez,
Zaman ağır başlı bir delikanlı gibi yavaş yavaş yol alırdı.
Suya para vermezdik örneğin, Asım Pınarın'dan alırdık,
Ekmek komşu fırında pişen bir şeydi ve asla yalnız pişmezdi
Büyük marketler yoktu, araba ile bakkalın kapısına kadar gidilmez,
Yürümenin erdemli bir davranış olduğu düşünüldüğünden değil...
Bugünden bakanlar hiçbir şey yokmuş diyebilirler,
Oysa komşuluk vardı, yardımlaşma vardı, saygı vardı, sevmek gizlidendi.
Neyse boş verin "bu dünya kimseye kalmaz,... hiçbir kitap yazmaz"
Şanslı olduğumu söylemiş miydim?
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.