Rüşvet çarkı örtülüyor
HSK, İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın anlattığı rüşvet çarkına ilişkin incelemeyi sadece bir hakimle sınırlandırdı. HSK “Bizim yetkimizde” diyerek savcılığın soruşturmasını engelledi. İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar, 6 Ekim 2023 günü Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na gönderdiği yazıda, kendisinin yönettiği dünyanın en büyük adliyesindeki rüşvet çarkını anlatmıştı.
Başsavcı İsmail Uçar, yargı içinde çete ve çetecikler oluştuğunu, bunlar temizlenmezse devletin, toplumun çürüyeceğini ifade etmişti.
Başsavcı İsmail Uçar, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimi Sidar Demiroğlu’nun, uyuşturucu kaçakçılarını, silahlı soyguncuları, yasa dışı bahis baronlarını sadece günler içinde tahliye ettiği kararları tek tek sıralamıştı.
Başsavcı, habere erişim engeli kararlarının para karşılığında verildiğini de iddia etmişti.
Ayrıca İsmail Uçar, İstanbul Anadolu Adliyesi’nde Adalet Komisyonu Başkanı olan Bekir Altun’un, şaibeli tahliye kararlarına imza atan Hâkim Sidar Demiroğlu’nun Anadolu 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başkan olarak atanmasını sağladığını ifade etmişti.
KOMİSYON BAŞKANI HAKKINDA İDDİALAR
Bekir Altun’a yönelik iddialar bununla sınırlı değildi. İsmail Uçar’ın iddiasına göre; Bekir Altun, hâkimlere, hukuk dışı kararlar vermeleri için baskı yapıyor, buna boyun eğmeyen yargı mensuplarını görevden almakla tehdit ediyordu.
Atatürk ve laiklik düşmanı Fatih Tezcan’ın denetimli serbestlikten faydalanması için iki infaz hâkiminden Ankara’daki mahkemenin kararını değiştirmesini istemiş, bunu kabul etmeyen hakimlerin görevden alınmasını sağlamıştı.
İş insanı Metin Güneş’in gayri resmi ortağı Necat Gülseven hakkında beraat kararı verilmesi için hâkimi de tehdit etmişti. Metin Güneş ile davalık olan Can Tanrıyar’ın İstanbul Çağlayan’daki dosyasında istenen karar verilmeyince “Dosyayı Anadolu’ya gönderin, ben hallederim” diyerek devreye girmişti.
Başsavcının dilekçesinde benzer çok sayıda iddia vardı. 7 yıl boyunca İstanbul Anadolu Adliyesi’nde Adalet Komisyonu Başkanlığı yapan Bekir Altun, Eylül ayında İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne Adalet Komisyonu Başkanı olarak atanmıştı. Bu konudaki haberlerimizin hepsine Bekir Altun, erişim engeli ve içerikten çıkartma kararları aldırdı.
Bu sırada Sidar Demiroğlu ve Bekir Altun HSK’ye dilekçeler yazarak İsmail Uçar hakkında iddialarda bulundu.
İsmail Uçar’ın kendisi hakkındaki suçlamalarını yalanlayan Hâkim Sidar Demiroğlu, tahliye kararlarının doğru olduğunu savundu. Mal varlığının araştırılmasını istedi ve kendisinin sulh ceza hâkimi olarak atanması için İsmail Uçar’ın referans olduğunu söyledi.
İDDİA: BOŞANMA DAVASINA MÜDAHALE ETTİ
Gazete Duvar muhabiri Can Bursalı’nın haberine göre; Sidar Demiroğlu, 27 Ekim tarihinde HSK’ye bir dilekçe daha göndererek İsmail Uçar hakkında suçlamalarda bulundu.
Özetle şu iddiaları gündeme getirdi:
• İsmail Uçar, Avukat E.T. ile eşi T.T. arasındaki boşanma davasına müdahale etti. T.T.’nin telefonunda boşanma davasında delil olarak görüntü ve deliller vardı. Başsavcının yönlendirmesiyle uyduruk bir soruşturma açıldı ve T.T.’nin evine savcılık kararıyla gidilip telefona el koyuldu. Deliller yok edildi.
• CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin, eşinin belediye başkanı olduğu Ataşehir’de bir güzellik merkezini mühürlettiği iddia edildi. İsmail Uçar, İlgezdi aleyhindeki haberlerin erişime engellenmesini benden istedi. Bu talebi reddettim.
Sidar Demiroğlu, ayrıca şu soruları dilekçesine yazdı:
• İş insanlarının özel uçaklarına kaç defa ve niçin binmiştir?
• Yurt dışına kimlerle gitmiş ve masrafları kim tarafından karşılanmıştır?
• Kimlerin özel localarında maç izlemiştir?
‘DEVLETİ YÖNETENLERE OPERASYON’
Can Bursalı, Gazete Duvar’daki bir başka haberinde ise İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun’un HSK’ye gönderdiği dilekçe vardı. Bekir Altun’da İsmail Uçar’a özetle şu suçlamaları yöneltmişti:
• İsmail Uçar, Adalet Komisyonu toplantılarına katılmadı, kendi yerine Başsavcıvekili imza attı.
• Asansörün kendi odasının bulunduğu katta durmaması için düğme söktürdü.
• Cezaevlerinden sorumlu başsavcıvekilini kendisini cezaevinde karşılamadığı için görevden aldı.
• Adliyede korku imparatorluğu tesis etti.
• Necat Gülseven’e beraat verilmesi için baskı yaptığım iddia edilen hakim FETÖ iltisaklıdır.
• (İsmail Uçar’ın yazısının) Kişisel hezeyan, kişisel hırslar ve yıllardır içinde barındırdığı kıskançlık hisleriyle motive olan ama daha tehlikelisi başka mihrakların amacına hizmet etmek için kaleme alındığı anlaşılmaktadır.
• Dilekçe okunduğunda amacın daha derin bir organizasyon içerisinde öncelikle yargı camiasını ve yargı camiası nezdinde devleti yönetenlere karşı kasıtlı, planlı ve hunhar bir operasyon olduğu hususunu takdirlerinize arz ederim.
HEPSİ MAKAMINDA OTURUYOR
Yargı dünyasında suçlamalar yağarken herkes koltuğunda oturmaya devam etti. Murat Ağırel’in haberine göre; HSK, Bekir Altun hakkında soruşturma açmadı, sadece hakim Sidar Demiroğlu hakkında soruşturma açıldı. HSK’nin Anadolu Adliyesi’ne gönderdiği üç müfettiş, İsmail Uçar ve başsavcıvekillerinin tanık olarak bilgilerine başvurdu.
Hakim ve savcıların soruşturması HSK tarafından yapılabiliyor yani Anadolu Başsavcılığı’nın yetkisinde değil. Ancak İsmail Uçar’ın HSK’ye yazdığı dilekçeden hemen sonra İstanbul Anadolu Başsavcılığı, hakim ve savcı olmayan rüşvet çarkındaki avukat, bürokrat, iş insanı ve bunun gibi şüpheliler hakkında soruşturma başlatmıştı. Bu soruşturma rüşvet çarkının ortaya çıkarılması için kilit bir önemdeydi.
Son gelişme; HSK, kendi yetki alanında olduğunu belirterek İstanbul Anadolu Başsavcılığı’nın rüşvet çarkıyla ilgili soruşturmasını durdurdu. Böylece rüşvet çarkı soruşturması şimdilik sadece Sidar Demiroğlu ile sınırlı kaldı. Büyük skandal, erişim engelli, içerik kaldırma, gizli ellerin ördüğü koruma zırhlarıyla örtülüyor. Yargı ile birlikte devlet çürüyor.
İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın yönettiği adliyede Sidar Demiroğlu, 21. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yapıyor. Bekir Altun, İstanbul Çağlayan’da Adalet Komisyonu Başkanlığı koltuğunda oturmaya devam ediyor.
ÇÜRÜMENİN BAŞLADIĞI YER
Bu sırada Hatay Milletvekili Can Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin kesin kararına karşın Çağlayan’daki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilmiyor. Aslında çürüme tam da buradan başlıyor. Siyasi iktidarın talimatına girmiş yargı hızla çürüyor. Yasa dışı emirlere boyun eğen yargıda birileri kirli işlerine kendilerine hak görüyor. Suçlular kurtuluyor, masumlar adaletsizliğe mahkûm ediliyor.
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.