Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

13Haz/230

PUTİN ERDOĞAN’A ÖĞÜT VERDİYSE…- Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

PUTİN ERDOĞAN’A ÖĞÜT VERDİYSE…- Ruhittin SÖNMEZ

Rusya devlet başkanı V. Putin ile T.C. Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan şu sıralar tam birer kanka görünümündeler.

Putin, Erdoğan’ın seçimi kazanması için destek oldu. Seçim öncesi doğalgaz ödemelerini erteledi. İnşaatı devam eden nükleer santral ile alakalı, (teknik olarak pek de anlamlı olmayan), bir tören düzenlenmesine katkı verdi.

Rusya’nın bir yandan Ukrayna ile devam eden savaşı, diğer taraftan sıcak denizlere indiği Suriye’de kalıcı olması ve NATO devletlerinin uyguladığı ambargolar sebebi ile Türkiye’ye ihtiyacı var.

Türkiye, Rusya için bir enerji koridoru olmanın yanında, NATO içinde iken S400 hava savunma sistemi alan bir ülke. Türkiye (doğalgaz, petrol ve nükleer) enerjide büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı.

Bu özel şartların yanında iki ülke liderinin yönetim tarzında da benzerlikler olması da önemli.

Putin ve Erdoğan anayasalarında yazan “iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemez” kuralını delmiş iki lider.

****

Fakat Putin, Erdoğan gibi, kendini “ekonomist” olarak görmediği için olsa gerek, Rusya Merkez Bankası’nın işlerine karışmıyor. Gerçi O da kritik bir dönemde Rusya Merkez Bankasına talimat vererek müdahale etmiş fakat daha sonra işler kötü gidince Merkez Bankası’nın bağımsız olması gerektiğini anlayarak müdahaleden vazgeçmişti.

Rusya Merkez Bankasının başına da “söz dinleyen” değil, işin gereğini yapmakta ısrarlı olabilecek bağımsız bir yönetim getirmişti.

07.01.2022 tarihinde Putin, Rusya iş dünyasından Merkez Bankasının kararlarına yönelik eleştirilerle ilgili şunları söyledi:

"Elbette her gün reel sektör temsilcileriyle irtibat halindeyim. Merkez Bankası'na yönelik görüşlerini ve argümanlarını biliyorum. Faiz artırımı ile ilgili ekonomide yaşanan memnuniyetsizliğin farkındayım. Ama bu yapılmazsa TÜRKIYE'DEKI PROBLEMIN AYNISINI YAŞAYABILIRIZ. Bu ciddi bir sorun."

"Tabi ki bu enstrümanlar dikkatlice kullanılmalı ama Merkez Bankası BAĞIMSIZ bir politika izliyor. Bu size garip gelebilir ama ben Merkez Bankası politikalarına karışmıyorum."

Acaba Putin bu konuda Erdoğan’a bir öğüt vermiş olabilir mi?

***********************

ERDOĞAN EKONOMİ YÖNETİMİNE KARIŞMADAN DURABİLİR Mİ?

Türkiye’de yaşanan ağır krizin bu boyuta gelmesinin temel sebebi, tek adamın yönetim anlayışı.

Erdoğan “söz dinleyen” Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları ile çalışmayı tercih etti. Söz dinlemeyenleri hemen görevden aldı. Arkalarından da onları küçük düşürücü sözler sarf etti. Mehmet Şimşek de bunlardan biri idi.

Erdoğan, BDDK, TÜİK gibi bağımsız olması gereken kurumların güvenilir ve öngörülebilir kararlar almasına mâni oldu.

Şimdi ekonomi uçurumun kenarına gelince, İngiltere’den Mehmet Şimşek’i getirterek Ekonomi Bakanı, ABD’den Hafize Gaye Erkan’ı getirterek Merkez Bankası Başkanı yaptı. Ekonomiyi bu ikiliye teslim etti.

Erdoğan ile bu ikilinin ekonomik görüşleri birbirine tam anlamıyla zıt. Ama ekonomi o kadar kötü durumda ki bu atamaları yapmaya mecbur kaldı.

Erdoğan’ın Mehmet Şimşek’e görev verirken, “2 yıl işlerine karışmayacağına, ekonomide tam yetkili olacağına” dair söz verdiği söyleniyor.

Şimdi ekonomi ile alakalı yorum yapan herkesin merak ettiği konu bu.

· Böyle bir söz verdiyse niye iki yıllık bir söz verdi?

· Erdoğan bu sözünü tutacak mı?

· Mehmet Şimşek ekonomide yapmak istediklerini yapabilecek yetkiye sahip mi, Merkez Bankası bağımsız karar alabilecek mi?

· Erdoğan’dan da (Putin gibi) “bu size garip gelebilir ama ben Merkez Bankası politikalarına karışmıyorum" sözünü duyabilecek miyiz?

Böyle bir söz duyarsam gerçekten bana çok garip gelecektir ama kesinlikle mutlu olacağım.

***********************

BAŞARISIZ KAVCIOĞLU’NA ÖDÜL

Önceki Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu bu görevi sırasında çok başarısız oldu. Merkez Bankası asli görevi olan enflasyonu düşüremediği gibi patlattı. Rezervleri eksi 70 Milyar mertebesine gelecek şekilde erittiği halde döviz kurlarının yükselişine (TL’nin değer kaybına) mâni olamadı. Başarısız bir Merkez Bankası Başkanının BDDK Başkanlığına getirilmesi anlaşılır gibi değil.

Kavcıoğlu’nu BDDK Başkanı yapmış olmasının, Erdoğan’ın Şimşek ve Erkan’a müdahale etmeme ihtimalini zayıflattığı bir gerçek. Üstelik Erdoğan, Şimşek’in açıkladığı yeni rotayı desteklediğine dair hala bir söz sarf etmedi.

Birçok yorumcu, yeni ekonomi yönetimi gibi, “rasyonel/ akla ve bilime uygun” politikalar uygulamaya çalışan Merkez Bankası E. Başkanı Naci Ağbal ve Ekonomiden sorumlu E. Bakan Lütfi Elvan ikilisinin kısa sürede görevlerinden alınmalarını hatırlatıyorlar.

Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan’ın da, yurtdışından 50 Milyar dolar kadar borç bulmasından sonra, yerel seçimlerden önce görevlerinden alınacağını iddia ediyorlar.

Böyle olursa, “hastanın ameliyat masasında terk edilmesi” gibi bir durum ortaya çıkacaktır. İnsanlarımızın yaptığı fedakarlıklar ve çektiğimiz acılar boşa gidecektir.

***********************

YAPISAL REFORMLAR ŞART

Mehmet Şimşek’in alacağı tedbirler geniş halk kesimleri için çok can yakıcı olacak.

Para politikalarındaki yeni uygulamalarla mali yapıda iyileştirmeler sağlanabilir. Ancak ekonomide kalıcı iyileşme için hukuk ve yönetim anlayışında köklü değişimler şart.

Seçimden sonra “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme” ümidinin kalmadığı, muhalefetin motivasyonunun azaldığı bir ortam var.

Bu yüzden Erdoğan artık daha da radikalleşme eğilimine girebilir.

Tek adamın gücünü pekiştirecek, kendisine ömür boyu seçilme imkanını getirecek anayasal değişiklikleri de yapmak isteyecektir.

Yapabilirse, tam olarak tipik bir Ortadoğu ülkesine döneriz. Kurumların çalışmadığı, kuralların herkese eşit olarak uygulanmadığı, ortak akıl yerine tek adamın aklı ile yönetilen devletlerin hali ortada. “Şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk ilkelerinden” sapmış Türkiye’nin de.

Hukuk güvenliği içinde olmayan, öngörülemez bir devlette ekonomi iyileştirilemez.

Bu konular güçlü bir ekonominin olmazsa olmaz şartlarıdır. Güçlü bir ekonomi için çağdaş demokrasi standartlarına erişme çabasının işareti olan reformlar gerekli.

Fakat bu reformları yapmaya önce Erdoğan’ın niyetinin, sonra da Mehmet Şimşek’in yetkisi ve becerisinin olması gerekiyor.

12 Haziran 2023

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.