Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

2May/230

ÇOK TEHLİKELİ HAREKETLER BUNLAR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sÇOK TEHLİKELİ HAREKETLER BUNLAR - Ruhittin SÖNMEZ

Seçime 2 hafta kala Cumhur İttifakı’nın en yetkili ağızlarından duyduğumuz beyanlar öylesine tehlikeli ki, dehşetli bir şaşkınlık içinde izliyoruz.
İçişleri Bakanı SÜLEYMAN SOYLU 14 Mayıs Batı’nın siyasi darbe girişimidir” dedi.
Oysaki seçimi öne alıp 14 Mayıs’ta seçim yapılma kararını veren, ABD Başkanı Biden değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dı.
Soylu’nun başka bir konuşmasında, 14 Mayıs’ta erkeğin erkekle, kadının kadınla, insanın hayvanla evlenip evlenmemesinin kararını vereceğiz gibi tuhaf açıklama yaptığını hatırladım.
Acaba konuşurken istemeden böyle bir beyanda bulunmuş olabilir mi? diye düşündüm. Ama ertesi gün aynı sözü tekrar etti:
”14 Mayıs’ı, evet siyasi bir darbe yapmak istiyorlar” dedi.
Yani Millet İttifakı seçimi kazanırsa “ABD güdümünde darbe” olacak, Cumhur İttifakı kazanırsa “milli iradenin zaferi” olacak.
Emrinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatı olan biri bu sözü söylediğinde haliyle şu soru akla geldi:
Seçimi Millet İttifakı kazanırsa, Süleyman Soylu “bu darbeyi bastırmak gerekçesiyle, Millet İttifakının iktidarı devralmasını engelleyecek ve muhalefet liderlerini tutuklayacak mı?”
Böyle tehlikeli bir sözü bilerek ve düşüne taşına, tasarlayarak söyleyen bir İçişleri Bakanının maksadı ne olabilir?

*********************

ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN SÖZLERİ
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R. TAYYİP ERDOĞAN Sultanahmet Camii avlusunda yaptığı mitingde “Millet İttifakı gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış” cümlesini kullandı.
AKP’li dinleyiciler “yuh!” çekince “Yuh yetmez, onları siyasi mevta haline getireceğiz. Terör örgütüyle el ele olanlardan başka bir şey beklenebilir mi? Öyleyse 14 Mayıs bunların sonu olmalı.”
Siyasal İslamcılar eskiden Diyanet’i pek sevmezdi. Demek ki tamamen kendi kontrollerine girince kutsal bir kurum haline gelivermiş.
AKP kendi partilerinden aday gösterdikleri Hüda-Par Genel Başkanının bir bölgemizi “Kürdistan” olarak tanımlaması ve Anayasa’nın ilk 4 maddesini değiştirme niyetini açıklamasına, bırakın yuh çekmeyi en küçük bir itirazda bulunmadı. Bahçeli ve MHP’lilerin de sesi çıkmadı.
Oysaki Millet İttifakı’nın Ortak Mutabakat metninde Diyanet’in kaldırılması gibi bir konu hiç yoktu. Kemal Kılıçdaroğlu “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı CHP/ Atatürk kurdu, asla kapatılamaz” dedi.
Öncelikle, cami avlusunun siyasi amaçla kullanılmasını asla tasvip etmediğimizi söyledikten sonra uzmanlara soralım:
Cami avlusunda, yalan bilgi üzerinden, bir kısım Müslümanların diğer bir kısım Müslümanları yuhala(tıl)ması dinen günah ve kanunen suç değil midir?
****

MHP Genel Başkanı DEVLET BAHÇELİ, Karabük’te kendisinden duymaya alıştığımız, nefret diliyle konuştu. Rakipleri hakkında “PKK ve FETÖ takviyeli Zillet İttifakı’na beden olan partiler” gibi çirkin sıfatlar kullandı.
Bu kadarla da kalmadı. “Geliyor gelmekte olan’ masalını anlatan, ‘Sana söz’ aldatmasıyla avunan münafık muhterislere sesleniyorum, nereye geliyorsunuz? Nasıl geliyorsunuz? Kiminle gelmeyi
düşlüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz, hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var diyoruz” dedi.
Bu sözün “seçimi Millet İttifakı kazanırsa biz iktidarı bırakmayız, gerekirse zor kullanarak iktidarda kalmayı sürdürürüz” şeklinde bir tehdit anlamı olabilir mi?

Umarım bu kasıt yoktur. Fakat siyasi parti liderleri içinde en tecrübelisi olan Bahçeli böyle bir sözü rasgele söylemiş olamaz.

*********************

DİĞER BAKANLAR DA LİDERLERİNİN İZİNDE
AK Parti Genel Başkanvekili BİNALİ YILDIRIM “bu seçimler işgalcilere karşı istiklal mücadelesi verenlerin seçimidir” dedi.
Bir gün sonra “sözümün arkasındayım” diyerek, bu sözü tasarlayarak sarf ettiğini açıklamış oldu.
Bir ülkede iktidarı ele geçirenler hile ile veya güç kullanarak iktidarı ele geçirmişse “işgalci” olarak nitelendirilebilir. Muhalefet neyi ve ne tür yöntemle işgal etmiş olabilir anlamak mümkün değil.
Yıllarca Bakanlık, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık yapmış tecrübeli bir siyasetçi bu sözleri tesadüfen söylemiş olamaz.

****

Milli Savunma Bakanı HULUSİ AKAR, 16 Nisan’da, AKP Kayseri Aday Tanıtım Toplantısı’nda konuştu.
Kürsüdeyken konuşmayı dinleyen bazı kişilerin “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganlarını duyan Akar “Onun da zamanı gelecek, bekleyin” diye cevap verdi.
Hulusi Akar bu beyanını “teröristlere karşı söyledim” diyerek tevil etti.

****

Tarım Bakanı VAHİT KİRİŞÇİ, “Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olması durumunda SİHA’lar ve F-16’ların hangara kapatılacağını” söyledi.
Bu açıkça Millet İttifakı yetkililerin beyanlarına aykırı, yalan bir ifade. Ne Kılıçdaroğlu’nun böyle bir beyanı var ne de Ortak Mutabakat Metninde böyle bir cümle var. Dahası “milli savunma projeleri millî
meseledir, geliştirerek devam ettireceğiz” deniyor.
2,5 Milyar dolara alınan S-400’ü hangarda tutan, F-16’ların modernizasyonunu yapamayan ve 1,5 Milyar dolar ödediği F-35’leri alamayan bir iktidarın; orman yangınları için uçak temin edemeyen Bakanının bu dediğine inanan çıkar mı? Bakan “inanan çıkar” diye düşünmese böyle söyler mi?

****

Adalet Bakanı BEKİR BOZDAĞ “Seçim akşamı ya şampanya patlatıp sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabbine hamd edenler olacak.”
Bunu söyleyenin bir Adalet Bakanı olması talihsizlik. Bozdağ kendi partisinde uçakta şampanya patlatan “Bakara makaracı” büyükelçiyi ve “pudra şekeri” çeken Genel Merkez çalışanını, muta nikahlı “bir gecelik eşlerle” alem yapanları unutmuş olamaz.
Ama yine uzmanlara soralım: Böyle ayrıştırıcı dil bir devlet adamına yakışır mı? Millet İttifakı içinde ömründe içki içmeyen Müslümanları da içine alan bu iftira ahlaka ve dine uyar mı, yasal olarak suç değil
midir?

*********************

YETER ARTIK
Sadece bir haftada söylenen talihsiz sözlerin birkaçı bunlar. Bu sözlerin gösterdiği seviyesizlik, ahlaka, dine ve kanuna aykırı tutumlara artık yeter demeliyiz. Cumhur İttifakı’nın iktidarı son bulmalıdır.
Devleti adalet, ahlak ve vicdanla yönetecek bir anlayışa dönmemiz lazım. Güler yüzlü, bütün vatandaşları eşit kucaklayan, dürüst yöneticilere ihtiyacımız var.
Çok şükür ki, kibirli, nobran, küstah, kutuplaştırıcı, bölücü dil sahiplerine Milli İradenin gereken dersi vereceği gün uzak değil.
01 Mayıs 2023

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.