Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

28Kas/220

NAZİF abiyi bilirmisiniz..? – Kandıralı FETHİ

 fethi duru

NAZİF abiyi bilirmisiniz..? – Kandıralı FETHİ

(Eyvaaaa beyaaa, Belliki uzun olacak YAZIM)

Lüks sinema salonlarında kaldı, patlamış mısırlar..

CORN FLAKES’mi diyorlar şimdiler de onlara.....,

Oysa bizim zamanımızda, KIŞ GECELERİNİN en güzel eğlenceliği idiler..

MISIR ve KESTANE…

Tel eleklerde, sobadan alınan ateşler, LİMON ve KÜL ile parlatılan MANGAL’da patlatılan mısırlar..

Ben, Patlamayıp dibinde kalanlarını severdim mısırın...

Kıtır kıtır, "KEÇİ"derlerdi onlara..

Çarşı caminin önüne, GAMYON dolusu mandalin - YAFA portakal gelirdi..

Üç kilo - beş kilo..

ZEMBİLLERE doldurulur du..

#FİLEmi.... sosyede işi...!!!

Hakime hanımda, savcı beyin hanımında vardı..

POŞETmi..???

Daha anasından doğmamış, babası bile belli değildi..

ZOBALAR yanardı, gümbür gümbür..

Ördek vardı üç ayaklı.. Üstden gapaklı, yandan sürgülü... MİSAFİR ODAMIZDA..

Guzineler... Döküm..

Bizim ki TENEKE idi.

MUTFAKDA.

YALDIZ boya ile, BOYANASI zobalar - borular...

Oda spreyi, çayın üzerinde fıkır - fıkır kaynadığı, soba üzerindeki, MANDALİN gabukları...

#KESTANELERİ, bembeyaz baş örtülü, siyah YELDİRMELİ köy kadınları getirirdi. (Şahit olmuşumdur, köyden gelirken çamurlanan LASTİK ayakkabılarını, çarşı camiinin musluklarında PIRIL PIRIL yaparlardı)

KESTANE eğer gaynatılacakca, MERİDYEN usulu çizilir di...

Kimi şeker atardı içine, kimi tuzlu haşlamasını severdi..

Mesela biz, Büyükannem AŞIK SEHER çizerdi ve TUZLU severdik..

Olay KEBAP ise, EKVATOR kuşağı gibi çizilir di kestane..

En galın yerinden, ortadan göbekden - boylu boyunca...

Biiii gün su'da bırakman lazım,, şişsin...

Ve, Gabuklarından 20 lik DİŞ gibi, BEMBEYAZ çıkar kestane..

Anımsarmısınız..???

Mandalin gabukları - kestane kokusunu...

ODA larınızın ortamını...

ANNENİZ de var #üstelik yanınızda

BABANIZ da.

Başlık NE idi..!!

#Nazif #Abi...

AGACIM YILMAZ abimin, Babalığı ASIM ULUTAŞ ın lokantası önüne, kış geceleri kurardı tezgahını ..

Sobacı BİLAL AY abinin tasarımı ve imalatı..

YUVARLAK, alt ortadan KÖMÜR ısıtmalı tezgahı...

Asker gibi dizerdi, yarma Kestaneleri..

KOKUSU gider di...

NERELERE..????,

veeee, tamm da o caddede..

Sazlar çalınırdı, LOKANTALAR ÇARSISINDA...

-- İsmail UÇAR’ın mekanından

-CÜMBÜŞDE ŞEREF abi .

Nihat SARI'nın lokantasından

-UD’da ARAP NURİ

Cemal SARI'nın yerinden, KLARNETİ ile ŞAŞKIN İsmail abimizin

MEŞK’leri

Gazete kağıtında KÜLAH - KÜLAH kestaneler satardı masalara.

#TEL #MAŞA idi NAZİF abimin gözlükleri...

#ZEKİ #MÜREN imitasyonu VARİİİ..

Titrek sarı ışık yanardı..

Kürek Yılmaz abimin tezgah camında ..

Çorbalardan tüten buhar, vitrin camını buğulaştırır dı..

#SAZLAR üflemek den yorulmuş ....

Parmaklar, zor gidiyor tellere....

“BU SON FASILDIR EY ÖMRÜM” ü çalarken,

#NAZİF abim eşlik ederdi, ONLARA.

usul - usulll... """"

BİZZAT ve BİRE BİR yaşadığım gecelere ithafen..""""

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.