Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

27Haz/220

Cambaza Bak… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

zeki hacıibrahimoğlu

Cambaza Bak… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

Türkiye’de bir zamanlar Cumhuriyetin en önemli sorunu başörtüsüydü. Kimine göre olmazsa olmaz çünkü inandığı dinin emri olarak kabul ediliyor, kimine göre de terör belasından daha tehlikeli görülüyordu. Bu düşüncede olanlar “ Eğer kız öğrenciler başörtüsü ile üniversitelere girerlerse laiklik elden gider, devlet yıkılır. Yerine şeriat ile yönetilen bir devlet gelir telaşı içindeydiler.” Aslında esas telaş bu değil esas telaş entel, liboş takımının ellerindeki devleti yönetme gücünü ve ekonomik güçlerini kaybetme telaşıydı.

Bu entel ve liboş takımı telaşlarını o kadar ileri götürmüşlerdi ki, ordudaki kendileri gibi düşünen generalleri de yanlarına alarak değil üniversitelerde bütün resmi dairelerde başörtüsü avı başlatmışlardı.

Bu bağlamda; Benim bizzat yaşadığım iki olaydan bahsetmek istiyorum.

Birincisi benim kızım Nurhan İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Kızım başörtülüdür. Bir gün İktisat fakültesinde Profesör bir arkadaşımızı ziyarete giderken kızımı da yanıma aldım dış kapıdan girerken, kapıda görevli kişi kızımı başörtülü görünce “ Siz içeri giremezsiniz “ dedi bende onu dinlemeden kızımla birlikte hocamızın yanına çıktım.

Görevli arkadaş arkadan koşarak geldi ve hocaya “ Hocam bunlar beni dinlemedi ve zorla yanınıza geldiler” dedi. Hocamızda çok şaşırmıştı “ Sen git oğlum ben hallederim” dedi. Bir müddet sonra hocamızın yanından ayrıldık. Benim kızım şuanda bir üniversitenin Hukuk Fakültesinde İdari Hukuku hocası ve Dekan Yardımcısıdır. Laikliğe bir zarar vermeden bu makama gelmiştir.

İkinci olay; Cağaloğlu’nda yazıhanemin bulunduğu katta yaşandı. Benim yazıhanemin bulunduğun katta noterlik vardı. Notere laiklik taraftarı bir bayan geldi ve orada çalışan başörtülü bir bayana “ Seni burada nasıl çalıştırıyorlar” diye hakaretler yağdırdı. Hızını alamadı adliyeye gitti noteri savcılığa şikâyet etti. Savcıda bu şikâyeti ciddiye alarak bizzat notere geldi ve notere “ Bu bayanın işine son vereceksin “ diye ikaz etti. Noterde bayanı işten çıkarmak zorunda kaldı.

O zaman savcılar yerlerinden kalkıp bizzat hareketi yönetiyorlardı. Şimdide bunca haklı şikâyetlere aldıran savcı yok.

Olaylar devam ederken başörtüsünü beka sorunu yapan generallerden bazıları hükümete muhtıra vererek post modern darbe yaptılar ve hükümeti düşürdüler. Bunu da laiklik adına yaptılar. Şimdi başörtülüler devlet dairelerinin her kademesinde görev yapabiliyorlar.

Eskiden talep eden, mahcup benim ezilmiş hor görülmüş vatandaşım cevap verme cesaretini dahi gösteremezken şimdi üniversitelerde, ticari hayatta varlığını gösterirken hakkını ve hukukunu sonuna kadar arayabilmektedir. İşte entel liboşları da korkutan esas mesele budur. Birileri çıkıyor laiklik elden gidiyor diyor arkasında da “Cambaza bak“ diye bağırarak rant elde etmeye çalışıyor ve zavallı milletimi uyutmaya çalışıyorlar.

Türk milleti Çanakkale ve istiklal savaşlarında okumuş yüksek tahsil görmüş insanlarını kaybetmişti. Bu savaşların ardından savaş kaçkınları entel ve liboş takımı üniversiteleri okulları ele geçirmişlerdi. Rahmetli Atatürk bu kişilerle çok mücadele etti, masonlar derneklerini kapattı. Atatürk’ün ömrü kısa olduğu için bu meseleyi çözmeye ömrü yetmedi.

Atatürk’ün ölümünden sonra onun devrimlerine karşı çıkan emperyalist güçlerin içimizdeki piyonları da boş durmadı! Tarikatlar, vakıflar ve dernekler yoluyla paralel devlet kurarak orduyu, bürokrasiyi adliyeyi ele geçirdiler. FETÖ bu işin başını çekerken, 15 Temmuz sonrasında kripto fetöcüler ve tarikatlar devleti ele geçirme faaliyetlerini maalesef devam ettirebilmektedir.

Birileri çıkıyor laiklik elden gidiyor şeriat devleti kurulacak diye yaygara kopartıyor. Diğerleri de din elden gidiyor anayasanın ilk dört maddesini değiştirelim. Devlet dini kurallara göre yönetilsin diye hevesleniyorlar.

Milletimiz güçlüdür, bunların hiçbirine fırsat vermez. Ancak her iki tarafta “ Cambaza Bak “ diye bağırarak rant elde etmek istiyorlar. Her iki tarafında milli devletle alakası yoktur.

Güneydoğu’da büyük Ortadoğu hayali ile yanan ABD’de Türkiye bölünsün, parçalansın ve kolay yutulan bir lokma haline gelsin diye planlar, projeler yapıyorlar. Güneydoğu illerimizde rezaletler yaşanıyor. Türk ordusu sınır dışında teröristlere karşı amansız mücadele verirken maalesef şehitlerimiz gelmeye devam ediyor.

Türk milletini önce sağcı, solcu, alevi, sûnni, doğulu, batılı diye bölmeye çalıştılar. Beceremediler sonrada laik-şeriatçı olarak bölmek istediler ve bu istekleri hala devam etmektedir.

Sistem istediğini elde edemeyince “ Cambaza bak “ diye milleti kandırmaya çalışıyorlar. Aslında milletimiz Alevisi – Sünnisi, kapalısı, açığı bir arada rahat yaşamak istiyor. Ancak Laiklerle, siyasal İslamcılar birlik olmuşlar Cumhuriyete karşı savaş yapıyorlar. İnsanlarımızı hep ötekileştirmişler, çatışma kültürü ile yetiştirmişler uzlaşma, sevgi, hoşgörü yok edilmiş, insanları birbirlerine düşman etmişlerdir.

Geçenlerde gazetelerde okudum, iyi üniversiteler arasında 1000 üniversite sıralamasında sıralamaya giren 5 üniversitemiz var sadece! Ortadoğu Teknik Üniversitesi 480. sırada diğer dört üniversitemiz 900’ün üzerinde 1000’e yakın yerlerde. Bu sorunların sebeplerini araştıralım neden bu haldeyiz niçin ilerlemiyoruz?

Sorunlar onları yaratanların mantığı ile çözümlenemez!
Ceza kanunları acizlere, yoksullara uygulanıyorsa milyonlar çalanlar adliyelerde korunuyorsa, devleti soyan zenginlere dokunulmazsa, bir gün bunların hesabı sorulur. Yüce Allah’ta hesabı çok ağır sorar kimsenin bundan şüphesi olmasın.

Allah yöneticilerimize basiret nasip eylesin inşallah aminnn…

Tanrı Türkü Korusun ve yüceltsin.

Ne Mutlu Türküm Diyene.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.