Her şeyin başı niyet ve ihlastır – Fahri SAĞLIK
Her şeyin başı niyet ve ihlastır - Fahri SAĞLIK Emekli Müftü
Niyet ve ihlâs kavramları kişinin hayatına yön veren, dinî değerlerine ayrı bir mana katan, duygu ve düşünce yapısını şekillendiren önemli olgulardandır. İnancımıza göre gönderilen en son ve en kâmil din olan İslam Dini, iman, ibadet ve ahlak ilkeleriyle bir bütün halinde kendisine uyulduğu zaman kişiye dünya ve ahiret mutluluğunu vaat eder. Bu vaadin gerçekleşmesi için en temel kıstas ise niyettir. Yapılan herhangi bir işte ödül veya ceza niyete göre şekillenir. Niyette de işin özü ihlastır. Niyetler ihlâs ve samimiyetlerine göre itibar görürler. İbadetlerin ruhu niyet ise, ihlâs da niyetlerin özüdür.
Niyet; kastetmek, karar vermek, kalbin bir şeye yönelmesi anlamlarına gelir. Niyette kişinin kalpteki bir tercihi söz konusudur. Bu nedenle niyet, ancak sahibinin açıklaması veya onu davranış haline dönüştürülmesiyle belli olur. Niyet her şeyin başıdır. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde niyetin önemini bizlere şöyle bildirmektedir. “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır…”
İslâm âlimleri “ameller niyete göredir” hadisini yazdıkları hadis kitaplarının başına yazarak konunun önemini vurgulamışlardır. Samimi bir niyete dayanmayan hiçbir şeyin Allah katında değeri yoktur. Bu sebeple yapmaya gayret ettiğimiz bütün işlerimizin dünya ve ahirette karşılığını alabilmemizin en temel yolu niyetimizi halis hale getirmektir. İhlas sözlüklerde; saf ve hâlis olmak, karışık ve şaibeli olmamak ve kurtulmak, anlamlarına gelir. Din ıstılahında ise iman, ibadet, itaat, ahlâk, amel, dua... vb, her türlü dinî görevleri, halkın övme ve yermesini düşünmeksizin sırf Allah rızası için iyi ve halis bir niyetle yapmak, şirk, nifak, riya (gösteriş) vb, şâibelerden uzak durmak, söz, fiil ve davranışlarında samimi ve dosdoğru olmak demektir. Bu şekilde hareket edenlere muhlis denir.
İnsanoğlunda bulunan bütün organlardan tezahür eden davranışların güzelliği kalpteki niyete ve ihlasa bağlıdır. Gözün güzel bakması, aklın faydalı şeyleri düşünmesi, kulağın gerçeği duyması, elin iyiye uzanması, ayakların hayra yürümesi, kalbin iyi niyet ve ihlası ile mümkün olur. Dil her halükarda konuşur, ama konuşanın niyeti hakkı ve doğruyu dile getirmek değil de dünya menfaatleri elde etmek, insanların sevgisini kazanmaksa belki bu dünyada bunları kısmen başarabilir, fakat onun ahirette bir nasibi olmaz. Bütün uzuvlarımız için bu örneği verebiliriz. Bu konuda sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bizleri şöyle uyarmaktadır. “Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalplerinize bakar.” Bir başka hadiste ise, “ Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur; bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalptir” buyurmuşlardır.
Samimi ve ihlâsla yapılan bir niyetin insanoğluna sağladığı bir başka güzellik ise, asıl itibariyle ibadet olmayan hususlara iyi niyet sayesinde ibadet değeri katmasıdır. Nitekim yürüdüğümüz yolda bulunan bir engeli “Allah rızası niyetiyle” kaldırmak, yine O’nun rızası doğrultusunda helal rızık kazanmak için çalışmak, kişiyi ibadet sevabına ulaştırmaktadır. Hatta sabah namazına kalkmak niyeti ile uyumak bile kişiye ibadet sevabı kazandırır.
Niyet ve ihlas o kadar değerlidir ki, iyi bir şey niyet edilip yapılmasa dahi bu sebeple kişi Allah katında sevap kazanmaktadır. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “… Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak bunu yapılmış bir iyilik olarak kaydeder. Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat be kat fazlasıyla ödüllendirir. Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-ı Hak bunu bir iyilik olarak kaydeder. Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar.”
İnsanın Allah’a karşı yapmış olduğu kulluk vazifelerinde, aile, arkadaş ve toplumsal ilişkilerde kendisinde bulunması gereken en önemli ahlaki prensiplerin başında ihlâs ve samimiyet gelmektedir. Her işte sonucu güzelleştiren ihlâs, niyetlerinde en vazgeçilmez unsurudur. Niyet ve ihlâs bir bütünün iki yarısı gibi birbirini tamamlarlar. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de gösteriş için yapılan işin geçersizliğini bizlere şöyle bildirmektedir. “Ey iman edenler, Allah'a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın...” ( Bakara Suresi/ 264 )
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.