Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

25Şub/220

Bizim Miracımız – Fahri SAĞLIK

fahri sağlıkBizim Miracımız - Fahri SAĞLIK

27 Şubat 2022 Pazar gününü Pazartesiye bağlayan gece, Peygamberimizin (s.a.v.) mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabul edildiği “Miraç Gecesi”ni yeniden idrak edeceğiz.

Sevgili Peygamberimizin bir gece, Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülüşüne “İsra”, yüce Allah’ın kudret ve azametine şahit olmak, rahmet ve müjdelerine nail olmak için çıkarıldığı kutlu yükselişine de “Miraç” denir.

Yüce Rabbimiz İsrâ suresinin ilk ayetinde şöyle buyurur: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, görendir.”

Miraç, bir yünüyle Rabbe vuslat, bir yönüyle de Rabbin yasakladığı şeyleri terk ediştir. Miraç biz müminler için müjdeler ve hediyeler manzumesidir. Allah Resûlü (s.a.v.), Miraç’tan ümmetine üç büyük hediyeyle dönmüştür. >

Bu hediyelerin birincisi, Peygamberimizin “Gözümün nuru” dediği beş vakit namazdır. Namaz müminin miracıdır. Namaz, Allah’la kul arasındaki güçlü iman bağının tezahürüdür. Namaz alnını secdeye koyan müminin manevi yükselişidir. Namaz sadece şekilden ibaret değildir. Aksine namaz, bedenen olduğu kadar zihnen ve kalben de insanı temizleyen, arındıran bir ibadettir. Namaz kılan insan aynı zamanda güzel ahlaklı, dürüst, mütevazı, merhametli, adil olması beklenen insandır.

Miraç’ın bir diğer hediyesi “Âmenerresûlü” olarak bildiğimiz ve her gün genellikle yatsı namazından sonra okuduğumuz Bakara Sûresi’nin son iki ayetidir. Bizler bu ayetlerle, “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettik” diyerek Rabbimize verdiğimiz kulluk sözümüzü yenileriz. “İşittik, itaat ettik. Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş ancak sanadır.” ayetiyle teslimiyetimizi dile getirir, “İnsanın yaptığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir” diyerek sorumluluk bilincimizi tazeleriz. Bununla birlikte, dünyada yapıp ettiğimiz her şeyin ahirette bir karşılığı olduğunu ikrar ederiz. Ve nihayet, şu dualarımızla Rabbimize en içten yakarışlarla iltica ederiz. “Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla’mızsın, kâfirlere karşı bize yardım et.”

Miraç’ın son hediyesi ise ümmet-i Muhammed’den Allah’a ortak koşmayanların günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri müjdesidir.

Geliniz, Rabbimizin İsrâ suresinde yer alan öğütlerinden bazılarına kulak verelim: “ Yalnızca Allah’a kulluk et. Anne-babana iyi davran, yaşlanıp sana muhtaç hâle geldiklerinde onlara kol kanat ger, “öf!” bile deme. Akrabaya, yoksula ve darda kalana yardım et. Cimrilikten ve israftan kaçın. Zinaya yaklaşma. Haksız yere cana kıyma, asla kan davası gütme. Yetimin malına el uzatma. Ahde vefa göster. Ölçü ve tartıda hile yapma. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme.”

Miraç Kandili vesilesiyle Rabbimize, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızı bir kez daha gözden geçirelim. Unutmayalım ki, bugün biz müminlere düşen Hz. Ebu Bekir misali, Allah’ın emir ve yasakları karşısında her daim sadakatle, teslimiyetle bir duruş sergilemektir. Bu sadakat ve teslimiyeti gösteremeyenler, miracın anlamı, ruhu ve kazanımlarından mahrum kalacaklardır.

Miraç, fiziğin metafiziğe, bedenin ruha, kulun Allah’a yükselişidir. Müslümanlar bu yükselişi yüce Allah’ın razı olacağı bir hayatı yaşayarak gerçekleştirirler. Miraç, aslında insanın kendi iç dünyasına yapması gereken bir yolculuktur. Her yıl gelen Miraçla önce inancımızı, sonra Rabbimize bağlılığımızı, samimiyetimizi, amellerimizi yeniler, riyaya, kibre, samimiyetsizliğe ve ikiyüzlülüğe karşı dindarlığımızı gözden geçiririz.

Peygamberimizin Miracı hem kendisi, hem de ashabı için büyük bir için bir imtihandı. Her Miraç Kandili bizim için de bir imtihandır. Bu imtihan “Kültür Müslümanlığı” ile (kandil simitleri, tebrik mailleri, telefon kutlamaları, mevlit programları... vb.) kazanılamaz. Bizim Miracımız, nefsimizin esaretinden sıyrılarak, ruhumuzun gıdası olan Allah sevgisi ile buyruklarını yaşamaya yükselişin adıdır. Bizim miracımız Yüce Rabbimizin bizim hayrımız için yasakladığı her şeyden uzak durma bilincine yükselişimizdir. Bizim miracımız, sevgili Peygamberimizin güzel ahlakı ile ahlaklanma çabalarımızdır.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Miraç Gecesini tebrik ediyor; bu mübarek gecenin, İslam dünyasının ve tüm insanlığın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşuna ve hidayetine vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.