Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

2Şub/120

Var böyle kendini bilmezler… / Selcan TAŞÇI

5213 Var böyle kendini bilmezler...

02 Şubat 2012  selcantasci@gmail.com "http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr

Türkiye’nin karanlıktan kurtulmasını Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümlerinin aydınlatılmasına bağlamış Hüseyin Gülerce. Diyor ki;

“Bu dört cinayetin de karanlıklarda kalması için yargı, medya ve devlet içinde bazı odaklarda olağanüstü bir direnme var. Tanık ve kanıtlar buharlaşabiliyor, resmî belgeler imha edilebiliyor... Vesayet bütün adamları, bütün imkânları ile planlı, teşkilatlı bir” sis püskürtme operasyonu yapıyor... Yalanlar, karartmalar, bulandırmalar o raddeye geliyor ki, “karanlığın adamları” maktullerin yanında, safında görünebiliyor. Törenlerde, gösterilerde, yürüyüşlerde boy gösterebiliyor. Hedef şaşırtmak, kafaları karıştırmak için, cinayetleri aydınlatma adına kitaplar, yazılar yazabiliyorlar...”

Her satırının altına imza atıyorum...

Aynen böyle yapıyorlar değil mi Sayın Gülerce?

Abdi İpekçi’nin, CIA Ajanı Paul Henze ile yaptığı görüşmenin hemen ertesinde...

Uğur Mumcu’nun tam da CIA-MOSSAD-Barzani ilişkisi üzerinde çalıştığı dönemde...

Hrant Dink’in “kripto Ermeniler”i ifşaata yeltendiğinde öldürüldüğünü unutturmaya çalışıyorlar.

Muhsin Yazıcıoğlu kazasının, “tarlalarını sürenleri keşfettiği ve muhtemelen deşifreye hazırlandığı” günlere denk geldiğine hiç değinmiyorlar.

Üstüne üstlük bu gerçeklere dikkat çekmeye çalışanlar hakkında kara propaganda yaparak, onları etkisizleştirmeye çalışıyorlar, susturulmaları için hedef gösteriyorlar... “Cinayeti gördüm” diyenleri tanık yerine sanık sandalyesine oturtmaya çalışıyorlar değil mi?

Hepimizi aptal yerine koyarak, ayıp ediyorlar, çok ayıp ediyorlar.

Siz daha iyi bilirsiniz; Sayın Gülerce var böyleleri değil mi!

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.